English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Minute warning

Minute warning translate Turkish

89 parallel translation
What about that four-minute warning?
Ya şu dört-dakika alarmı?
Did anybody get a four-minute warning?
Kimse dört-dakika alarmı duydu mu?
All personnel at launching pad 17, this is a five-minute warning.
Fırlatma rampası 17'de ki tüm çalışanlar bu son 5 dakika uyarısıdır.
It's fourth down, the two-minute warning has sounded and the ball is in our territory.
Maç bitmek üzere ve üç sayılık bir atışa ihtiyaç var.
Two-minute warning, pal.
İki dakika uyarısı, ahbap.
This is your two-minute warning.
Son iki dakika uyarısı.
Please report to courtside, all officials. Five-minute warning.
Lütfen saha kenarına rapor verin, tüm yetkililer, son 5 dakika.
This is your five-minute warning. Clear the court.
Son 5 dakika uyarısı, sahayı boşaltın.
Two-minute warning.
İki dakika kaldı.
Bottom of the ninth, two-minute warning, last frame?
Dokuzun sonu, iki dakika uyarısı, son el?
Thanks for the two-minute warning.
Son uyarı için teşekkürler.
They've had their two-minute warning.
Uyarıyı dikkate almadılar.
Fifteen-minute warning.
On beş dakika uyarısı.
Two-minute warning.
İki dakikanız var.
30 minute warning.
Yarım saat kaldı.
"Candy-coated pop- -" MAN ON intercom :... minute warning.
* [Lolipop şekeri - -] *... dakika bekleyin.
I gave you a 30-minute warning before that building was hit.
O bina vurulmadan 30 dakika önce sizi uyarmıştım.
Okay, I'm just saying two-minute warning.
Bana bir saniye ver.
20-minute warning for dinner, guys.
Akşam yemeği 20 dakika sonra.
Reuben. Two-minute warning.
Reuben. 2 dakika uyarısı.
Ten-minute warning, people! We've got ten minutes!
10 dakikamız var beyler.
I know, just give me a three-minute warning.
Buldum, üç dakika önce uyar.
So- - - Three-minute warning.
- Üç dakika uyarısı.
Give them the two-minute warning.
İki dakika süre ver.
Five-minute warning.
Beş dakika kaldı çağrısı.
Five-minute warning.
Beş dakika uyarısı.
Kirk just came by and gave us a two-minute warning.
Kirk gelip bize iki dakikamız olduğunu söyledi.
Ten-minute warning.
- İyiyim.
Seven minute warning if you want a ride!
Götürmemi istiyorsan yedi dakikan kaldı.
Turn around! And at the end of the two-minute warning, the Mustangs lead 17-14.
İki dakikalık uyarı süresinin sonunda, Mastengler 17-14 önde.
Before we get to that... could you maybe give me like a 20-minute warning... you know, before the part where you run away?
Bu konuya girmeden önce acaba bana 20 dakika uyarısı verebilir misin hani o, kaçtığın bölüme gelmeden önce?
The five-minute warning.
Son beş dakika.
Five-minute warning.
Son beş dakika.
- Five-minute warning on the mayor.
- Belediye başkanı için beş dakika uyarısı.
- Four-minute warning.
- Dört dakika uyarısı.
"And when you hear the buzzer sound, that is your 10-minute warning to finish."
"Zili duyduğunda, bitişe on dakika kalmış demektir."
15-MINUTE WARNING.
15 dakika kaldı.
15 minute warning on deck.
Masadan 15 dakika uyarısı geldi.
15 minute warning.
15 dakika uyarısı.
This is your 20-minute warning.
Bu son 20 dakika uyarısıdır.
Attention, contestants, this is your 10-minute warning.
Yarışmacıların dikkatine, son 10 dakikaya girmiş bulunmaktasınız.
Okay, everyone, Ted's in the limo, five-minute warning!
Pekâlâ, millet. Ted limuzine bindi, 5 dakika sonra buradalar!
Two-minute warning, guys, two-minute warning!
İki-dakika uyarısı, çocuklar. İki-dakika uyarısı!
'Zero Alarm warning, anyone not in their cells in one minute'will be shot on sight.'
Hücrelerine hemen dönmeyenleri tarıyacaz... valla bak...
Warning. Radiation levels at 65 millirads per minute and rising.
Uyarı : radyasyon seviyesi dakikada 65 milirad ve artıyor.
Warning. Hull breach in one minute, 50 seconds...
Bir dakika 50 saniye içinde, kaplamada yarık oluşacak.
But to tell you the truth, I had warning bells going off the minute that he sat down.
Doğruyu söylemek gerekirse geldiği anda içimden bir ses dikkatli olmamı söylemişti.
13, 00 : 52 : 07 : 00, As a place where thousands of people congregate, 00, 00 : 52 : 17 : 00, like the enigmatic sniper in Two-Minute Warning
Tıpkı İki Dakika Uyarı ( Two-Minute Warning, 1976 ) filminde, sinema yıldızlarının hesabını düren esrarengiz keskin nişancı gibi.
The Diltiazem we administered had no effect. His heart rate spiked to nearly 300 beats per minute, then collapsed without warning.
Kalp atışı dakikada 300'e çıktı ve birden düştü.
One minute warning.
Bir dakikan kaldı.
The rest of you, three-minute warning.
Diğerlerinin üç dakikası var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]