English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Minutes or so

Minutes or so translate Turkish

225 parallel translation
She closed the door, went in there, maybe ten, five minutes or so.
Kapıyı kapattı, içeride beş on dakika kadar kaldı.
Something to drink... every five or ten minutes or so... rings the bell.
İçecek birşeyleri... Her beş ya da on dakikada bir zili çalar.
We should be above this in about 20 minutes or so.
20 dakikaya kadar bu karı aşmış oluruz.
They only wait around for 10 minutes or so.
10 dakika bekleyip, gider.
Six minutes or so.
Altı dakika ya da öyle.
We'll know the bail amount in five minutes or so.
Beş dakikaya kefalet ücretini öğreniriz.
Bernstein and Waller are checking in about every 20 minutes or so.
Bernstein ve Waller her 20 dakikada bir kontrol ediyorlar.
Now, a friend of mine at U.C.L.A. Did a study of chronic schizophrenics. They're supposed to have stereotyped routines that they repeat every 20 minutes or so.
U.C.L.A'da bir arkadaşım bana... kronik şizofrenlerin 20 dakika veya daha kısa aralıklarla tekrarlanan... bir alışkanlığı takip ettiklerini söylemişti.
- About 40 minutes or so.
değil mi?
But after five minutes or so you died.
Ama beş dakika sonra filan, öldün.
I need, you know, five minutes or so.
Beş dakikaya falan ihtiyacım var. Tamam.
It'll put you out for 40 minutes or so the same length of time Diane was out.
40 dakika kadar baygın kalırsın. Diane'in baygın kaldığı süre kadar.
Could I meet you there in 20 minutes or so?
Seninle orada 20 dakika sonra buluşabilir miyiz?
We've got a man working on your phone lines so would you not pick up the phone for the next five minutes or so or he'll be electrocuted.
Telefon hatlarınızda çalışan bir adamımız var. O yüzden acaba... Önümüzdeki beş dakika falana telefonu açmayabilir misiniz?
And then we'll run like this for about 90 minutes or so and come about. And I'll calculate the next leg of our trip.
Yaklaşık 90 dakika böyle gittikten sonra yön değiştirip gezimizin bir sonraki basamağı için gereken hesapları yapacağım.
- Probably another five minutes or so.
- Belki bir beş dakika daha falan.
I'm sure another one would have come along in ten minutes or so.
Eminim 10 dakika kadar sonra başka bir tane gelir.
I'll be there in 10 minutes or so.
Yaklaşık on dakika içinde orada olurum.
About 20 minutes or so.
20 dakika kadar.
Just, uh, give me 20 minutes or so to finish these tardy slips.
Ama yirmi dakika izin ver. Bu yoklama fişlerini bitireyim.
She just left with Angie Carver, they're carpooling... you can reach them at home in 15 minutes or so...
Az önce Angie Carver'la gittiler. Aynı arabadalar. 15 dakika falan sonra evde bulabilirsin.
After all, you only wear them for about ten minutes or so.
Sonuçta zaten sen 10 dakikadan fazla giyinmiyorsun ki!
I think I'm going to have to think about it for five minutes or so.
Biraz düşünmem gerekecek. Beş dakika kadar.
After work he drove down to Jacksonville, about 45 minutes or so southwest of Thurman.
İşten sonra arabayla Jacksonville'e gitmişti, Thurman'ın 45 dakika kadar güneybatısında.
I don't know, about, maybe, 2 1 / 2 minutes or so.
Ne bileyim, belki 2,5 dakika falan.
Being cold-blooded they have to return to land after about ten minutes or so to warm up again in the sun
Soğuk kanlıdırlar, on dakika sonra yeniden güneşte ısınmak için karaya dönmek zorundadırlar.
For ten minutes or so, they remain together, reaffirming the bond that is essential to their partnership.
On dakika kadar birlikte kalırlar ortaklıkları için çok önemli olan bağı tekrar teyit ederler.
Your legal aide should be here within 30 minutes or so.
Avukatın 30 dakika içinde burada olur.
You still got about 20 minutes or so.
- Daha 20 dakikanız var.
It must have been 10 minutes or so before the race began.
Yarış başlamadan 10 dakika önce olması gerek.
- No, he went outside waiting around for 20 minutes or so, and then he went back and killed them.
- Hayır, dışarı çıktı 20 dakika falan bekledi, sonra içeri girip onları öldürdü.
Now, is that a position that you can hold for 30 minutes or so?
30 dakika boyunca kıpırdamadan durabileceğiniz bir pozisyon var mı?
And the last 1 5 minutes or so has been running on the broadcast networks.
Yaklaşık olarak son 15 dakikadır her yerde yayınlanıyor.
They can stay submerged for twenty minutes or so, but they have to regularly visit their breathing holes to prevent them freezing over.
20 dakika civarında su altında kalabilirler ancak düzenli olarak nefes alma deliklerini ziyaret edip donmalarını engellemek zorundalar.
Ten minutes or so.
On dakika kadar.
They stayed there for ten minutes or so.
İçeride on dakika kadar kaldılar.
Look. The next half-hour, give or take 29 minutes, will be very important for me, so thanks for dropping by.
Önümüzdeki yarım saat, 29 dakika ekleyin ya da çıkarın benim için çok önemli, uğradığınız için teşekkürler.
So you see, I am always 20 or 30 minutes late.
Farkındasınızdır. Her zaman 20-30 dakika gecikirim.
When lions mate, however, they do so on average... every 25 minutes, day and night... without feeding... for three or four days.
Çiftleşme dönemine girdiklerinde... Üç dört gün boyunca, gece ve gündüz ortalama her yirmi beş dakikada bir yiyip içmeden çiftleşirler.
So far we have been unsuccessful in all our attempts to either explain or combat this phenomenon, and according to my calculations, the space we are currently occupying will implode in approximately three minutes, 17 seconds.
Bu fenomen ile savaşmak kapsamında yaptığımız bütün girişimler başarısız oldu, ve hesaplamalarıma göre üç dakika 17 saniye içinde bizleri kapsayacak.
We should see one every 30 hours or so, but they may only last for a matter of minutes.
Gözlemlerimize göre, her otuz saatte bir oluyor ama sadece bir kaç dakika sürüyor.
But even more complex, we had to combine our position... our orientation, our speed and our time of arrival... so we would be over Russia... for ground communications with Moscow, plus or minus two minutes.
Ama bundan daha da zoru, Moskova ile kara iletişimi kurarak,... pozisyonumuzu, yönümüzü, hızımızı ve varış süremizi ayarlamak için, aşağı yukarı iki dakika boyunca Rusya ile irtibat halinde olmak zorundayız.
So I sat on that bench for a little while, 20 minutes or an hour and then I figured I'd check and see what you were up to.
Şu bankta biraz oturdum, 20 dakika veya bir saat kadar ve sonra senin ne yaptığına bakmaya karar verdim.
I'm outta here in two minutes and I'm pickin'up the sweep through Paris... so I should be back in Memphis about 18 hours or so.
Seni özledim ve seni öpmek istiyorum. Uçuş sırasında Paris'e uğrayacağız. 18 saat sonra Memphis'te olurum.
First 40 minutes of this match or so, I'm looking at Jackie's performance. he looks a little heavy legged to me.
Maçın ilk 40 dakikası geride kalmışken Jackie'nin performansından bahsedelim.
So about five or ten minutes?
5, 10 dakika mı?
- Ten minutes or so.
- 10 dakika civarı.
Please, remember, that if you feel yourself getting lightheaded or having shooting pains or any other stroke-like symptoms, please move off to the side so that your collapse will not get in the way of the other dancers. All right, people, lace your shoes, pin those curls, because we only have three minutes left until we start.
Başınız dönerse, bir yerinize kramp girerse ya da bir felç belirtisi ortaya çıkarsa kenara çekilin ki diğer dansçılara engel olmayın.
Uh, listen, boss, we need a few more minutes, so if you want to go grab a coffee or something...
Bize birkaç dakika daha lazım, istersen sen bir kahve alıp- -
So meet us outside the Plaza Hotel in 30 minutes, or I will eat your chips.
30 dakika sonra Plaza Otelin önünde buluşalım yoksa cipslerini yerim.
So you have a choice... pack your shit and meet us here in five minutes... or your family's gonna be visiting you in prison.
Ya gidip eşyalarını toplayıp bizimle burada beş dakikaya buluşursun... ya da ailen gelir seni hapishanede ziyaret eder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]