English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Minutes early

Minutes early translate Turkish

218 parallel translation
No, No, we're a few minutes early.
Hayır, hayır. Birkaç dakika erken geldik.
You're perfectly right. I dismissed class 10 minutes early.
Siz haklısınız. 10 dakika erken çıkmalarına izin verdim.
Well, if - if you w-w-wouldn't mind, sir... if I could get away a f-few minutes early s-sometimes.
Eğer mahsuru yoksa efendim arada biraz erken çıksam fena olmazdı.
You're 10 minutes early.
10 dk erken geldin.
- Oh. The plane will be ten minutes early.
Uçak 10 dakika erken gelecekmiş.
You rushed us down 10 minutes early.
Acele ettirdin, on dakika erken indik.
You are three and a half minutes early.
Üç buçuk dakika erken geldiniz.
Aren't you 10 minutes early?
Daha 10 dakika yok mu?
Señor Sanchez, you're ten minutes early.
Sinyor Sanchez, on dakika erken geldiniz.
- Five minutes early!
- Beş dakika erken!
Attention please, TWA flight 820 from Hong Kong has arrived 30 minutes early.
Lütfen dikkat, Hongkong'dan gelen TWA 820 sefer sayılı uçak çizelgenin 30 dakika önünde iniş yapmıştır.
You are 3 minutes early! It's that cheap watch of his.
Üç dakika geri kalmış senin uyduruk saatin.
You're still 3 minutes early.
Hala üç dakika geri kalmış saatin.
- Goddamn, we're 10 minutes early.
- 10 dakika erken gelmişiz. - Başımız belada.
After work... If I had a date with somebody like you... I'd arrive 5 minutes early.
Sizle randevum olsaydı, işten biraz daha erken gelirdim.
We're 15 minutes early.
15 dakika erken geldik.
Fifteen minutes early.
On beş dakika erken.
I got there 15 minutes early, and Jimmy was already there.
15 dakika erken gitmiştim ama Jimmy'nin çoktan gelmişti bile.
Cmdr Riker, you are 15 minutes early.
Komutan Riker, 15 dakika erken geldiniz.
It touched down five minutes early and she was on it.
Uçak beş dakika erken inmiş. Marilyn de uçaktaymış.
Well, I don't understand it. He's always ten minutes early for everything.
Her yere on dakika erken gelirdi.
To be precise... 26 minutes early.
Dürüst olmak gerekirse... 26 dakika erken.
You're five minutes early.
- Beş dakika erken geldin.
It's nearly dawn, and I wondered if you'd mind crowing just a few minutes early this morning.
Güneş doğmak üzere. Sakıncası yoksa bugün birkaç dakika önce öter misiniz?
I might even get there a few minutes early.
Birkaç dakika erken bile gidebilirim.
We're gonna get there a few minutes early just to be safe.
Garanti olsun diye birkaç dakika önce orada olmalıyız.
I'm not late. I'm actually fifteen minutes early, thanks to my mom.
Aslında, annem sayesinde, 15 dakika erken geldim.
I opened my SAT test booklet five minutes early.
Seviye tespit sınavında sınav kitapçığını beş dakika önce açtım.
You'll be delighted to hear we're arriving five minutes early.
Buna sevineceksiniz! Beş dakika erken varıyoruz.
Well, 15 minutes early.
Sadece on beş dakika erken.
We'll end class 10 minutes early.
Dersi on dakika önce bitirdik.
I'm a few minutes early.
Birkaç dakika erken geldim.
You guys can go, um... 40 minutes early.
Çıkabilirsiniz 40 dakika erken.
- Actually, we're two minutes early.
- İki dakika erken bile gidiyoruz.
" You're on time if you're five minutes early.
" Beş dakika önce gelirsen vaktinde sayılırsın.
You'll be delighted to hear we're arriving five minutes early. oh, my God.
5 dakika erken geldiğimizi duyunca mutlu olacaksınız oh, Tanrım.
I'm a few minutes early for my 4 : 00 with Mr. Naji Hadikhi.
Bay Naci Hadiki'yle saat 4'te randevum var, biraz erken geldim.
Can you get us out of here 30 minutes early?
Bizi yarım saat erken alabileceğinizi söyleyin.
If we're gonna wrap 4 hours and 35 minutes early all I wanna do is go home and get some sleep.
Dört saat 35 dakika erken bitireceksek, tek yapmak istediğim eve gidip biraz uyumak.
Hold cross till tomorrow. Release the jury 45 minutes early.
Jüriyi 45 dakika erken bırakın.
Gunnar, set the alarm 15 minutes early so I can blow dry my hair.
Gunnar, saati 15 dakika önceye kur ki saçlarımı kurutabileyim.
We've preempted 15 minutes on the early show for you, in full colour.
Erken show için size özel olarak 15 dakika ayırdık. Tüm şatafatıyla.
You went to bed early, you slept peacefully, you had set the alarm clock, you heard it go off, you waited for it to go off, for several minutes at least, already woken by the heat, or by the light. or by expectation itself.
Erkenden yatmıştın huzur içinde uyumuştun çalar saatini kurmuştun çaldığını da duymuştun en azından dakikalarca, çalmasını beklemiştin çünkü sıcaktan, ya da ışıktan ya da sırf beklediğin için zaten uyanıktın.
Honey, you're early, you got another 10 minutes.
Tatlım, erkencisin. Daha 10 dakikan var.
Andrea said they took off early ; that she was ten minutes from L.A. BAYLOCK :
Hayır, ben kendim değilim.
He won't last five minutes, because a greedy agent got hold of him and started him much too early.
İşi 5 dakikada bitecek. Çünkü ona açgözlü bir menajer yapıştı ve erkenden çaldırmaya başladı.
As early as 12 : 44, only 14 minutes after the assassination the police put out a description matching Oswald's size and build.
Warren Komisyonunun çözemediği bir vakayı mı çözecek? - Seni hukuki yeteneklerinden dolayı seçmedim. - Sağol patron.
Get in. We gotta book. Early bird ferry's in 20 minutes.
İlk feribot 20 dakika içinde kalkıyor.
- A whole lot of nothing. We pulled that down 45 minutes ago off the NRO satellite, which early this morning sent a picture of a ship which inexplicably appeared in the middle of the Atlantic.
Bunu 45 dakika kadar önce daha bu sabah Atlantik'in ortasında açıklanamayan bir şekilde beliren bir geminin fotoğrafını gönderen NRO uydusundan çektik.
It's still twenty-five minutes too early.
Daha yirmi beş dakika var.
Our guests were 20 minutes early.
Konuklarımız 20 dakika erken geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]