English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My work

My work translate Turkish

16,708 parallel translation
What do you know about my work?
Baba... Benim işim hakkında ne biliyorsun?
Dad, please don't interfere with my work...
Baba, lütfen işime müdehale etme
I just want you to know that I stand behind my work.
- Elbette. Sadece çalışmalarımın arkasında durduğumu bilmeni istedim.
Eric showed up at my work. He said that the police want to interview the team, get DNA.
Polisin takımla görüşmek ve DNA almak istediklerini söyledi.
And it's something about resigning or quitting or not finishing my work.
Bu istifa, bırakma ya da işimi bitirmememle ilgili bir şey.
I process tragedy through my work.
Trajedi benim işimde var.
You spied on me, on my work.
Beni gizlice gözetledin, çalışmamı.
This coding... is my work... from my labs.
Bu kodlama... benim eserim benim laboratuarlarımdan.
So, uh, I'll be over after work with my stuff.
- Mesaiden sonra eşyalarımla gelirim.
Fitz was inspired by your work, put a few new tricks up my sleeve. - Remote Quinjet?
- Quinjet'in kumandası?
I need you to sign these for my friends who love your work...
Bunları sana imzalatmam lazım senin işini seven arkadaşım için...
The tea state and this bungalow belong to my grandfather... I've lived in Bombay since I was 5... because of Dad's work.
Çay Bahçesi ve Bu tahta ev dedeme ait... 5 yaşından beri Bombay'da yaşadım...
Communication is good for my line of work.
İletişim kurmak geçimimi sağlamam için önemli.
How lovely, but as it is my life that depends upon the completion of that spell, it will be my coven that verifies your work.
Ne güzel, ama hayatım bu büyünün tamamlanmasına bağlı olduğuna göre cadılarım senin işini doğrulayacaklar.
They tried to use it on me, but my vampire soul was too stained for their magic to work.
Onu üzerimde kullanmaya çalıştılar. Ama vampir ruhum büyülerini yapabilmek için.. .. fazla kirliydi.
I've been supporting our family with my hard work.
Çok çalışarak aileyi ben geçindiriyorum.
My dad had to leave work early, so now his check's gonna be short.
Babam işten erken ayrılmak zorunda kaldı, bu yüzden çeki küçülecek.
Rest assured, I will continue the work of my brother,
Kardeşimin çalışmalarını devam ettireceğimden emin ol.
Yeah, my boss is a piece of work.
Evet patronum yapar öyle.
You could put a round in my arm, in my leg, but it's not gonna work,'cause I'm all geared up.
Koluna ya da bacağıma birer kurşun ama işe yaramayacak, çünkü tamamen giyiniğim.
In my line of work?
İş yerimde mi?
If you work and don't screw up, you could have my job in a few years.
Eğer çalışırsan ve berbat etmezsen, birkaç yıl içinde konumuma erişebilirsin.
So, after that, I got my master's degree in social work from Iona.
Sonra yüksek lisansımı Iona'da sosyal hizmetlerde yaptım.
I have to get to "work." Today's my first day.
"İşe" gitmem lazım. Bugün ilk günüm.
I gotta get my kids to school, and my husband to work...
Çocuklarımı okula, kocamı işine bırakmalıyım.
No, this charming little chateau belongs to one of my father's many work associates, who's currently off to Monte Carlo, where prostitution is legal.
Bu, tatlı küçük şato babamın bir iş arkadaşına ait. Ki o da, fuhuşun yasal olduğu Monte Carlo'da.
I didn't hear anything about your work that would make me want to tie a noose and test it on my neck.
Boynuma bir ilmik geçirip üzerimde test etmek isteyeceğim şeyler falan duymadım işinle ilgili.
I'm still on a sabbatical from work, so I spend the bulk of my day at home with the... children.
Hâlâ izin günlerimi kullanıyorum. Bu yüzden günümün çoğu evde çocuklarla geçiyor.
I make a nice living, thanks to my corporate work.
Kurumsal işim sayesinde iyi para kazanıyorum.
Well, you see, the thing is that my brother has been trying to kill me and now he wants to work with me but we can't seem to get along, mainly because he's an egotistical twit.
Mesele şöyle... Kardeşim beni öldürmeye çalışıyordu, şimdi benimle çalışmak istiyor ama pek anlaşamıyor gibiyiz çünkü kendisi bencil mankafanın teki.
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Ama aslında, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek olanlardan korumak için üvey kız kardeşimle DEO için çalışıyorum.
My greatest work.
En büyük eserim.
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Fakat aslında, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey kız kardeşimle DEO için çalışıyorum.
I thought this wasn't going to work because of my baggage.
Benim yüzümden yürümez sanmıştım.
But in secret, I work with my adoptive sister for the deo To protect my city from alien life And anyone else that means to cause it harm.
Ama aslında, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey kız kardeşimle DEO için çalışıyorum.
How many people knew what was going on and watched me come in here to work every day, with whispers behind my back?
Kaç insan neler olduğunu biliyordu ve arkamdan fısıldaşarak her gün buraya, işe gelmemi izledi?
And I have a little baby to support, and my mom... she can't work on account of oldness.
Bakacak küçük bebeğim var, bir de annem... Yaşlılık dolayısıyla çalışamıyor.
I need to work on my Irish.
İrlandalığım üzerinde çalışmam gerekiyor.
My dick doesn't work.
Sikim çalışmıyor işte.
It's where I get all of my best work done.
En iyi işlerimi yaptığım yer.
I'll use the clinic as my home base. I'll work out of my own office, regardless of how we split this up.
Ben kliniği merkez olarak kullanacağım, kendi ofisimde çalışacağım nasıl bölüşeceksek bölüşelim.
That's for when you're at work late, and I'm at home on my own.
Sen işteyken evde yalnız kaldığım zamanlar için.
You gonna tell me my boy is cute, sit there and work the human angle?
Oğlumun sevimli olduğunu söyleyip orada oturarak meleği mi oynayacaksın?
In my line of work, I need to make sure potential buyers have - the means to close the deal.
Yaptığım işde, anlaşmaya varacağım kişilerin yeteri kadar...
Doing good work there, in my opinion.
Bana kalırsa, orada iyi iş yapıyordu.
Your work does nothing but serve your ego and cause me and my people more harm.
Yaptığın iş senin egona hizmet etmek ve bana ve halkıma daha çok zarar vermekten başka bir şey yapmıyor.
Now that we're free of Lobos, I gotta work on everything else that's been piling up on my desk.
Lobos işinden kurtulduğumuza göre masamda biriken şeylerden birine bakmaya başlamamız lazım.
Take my jet. Does next week work?
Jetimi al, haftaya uygun mudur?
Well, that's something you should work on, along with what was going on in my, uh, waiting room.
Pekala bu, üzerinde çalışman gereken bir şey tıpkı bekleme salonumda neler olduğu gibi.
M-my tank is in the garage, but, Mary, you know it won't work on him.
Tankım garajda... ama, Mary, onun üzerinde işe yaramayacağını biliyorsun.
He's not my boss. We work together.
O benim patronum değil, birlikte çalışıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]