One of those translate Turkish
18,182 parallel translation
For every one of those videos,
O videolarının hepsinin karşılığında
And neither one of those things I prescribe to.
Benim yolum bu değil yani.
I guess it's just one of those things when you grow up together.
Sanırım birlikte büyüyünce olan bir şey.
Let me get one of those.
Bir tane de ben alayim.
Huh. I feel like one of those characters in the show Sax and the City talking about this.
Kendimi Ses ve Şehir dizisindeki karakterler gibi hissettim böyle konuşunca da.
It was like being in one of those detective novels, you know?
Kendimi o dedektif romanlarında gibi hissettim.
What if something goes wrong in one of those tunnels?
Ya o tünellerden birinde işler ters giderse?
Hey, I was really hoping you wouldn't make me do one of those "I have to kill you each one by one until you give me what I want."
Beni şu "İstediğimi verene kadar hepinizi tek tek öldüreceğim." durumlarından birisine sokmamanı umuyordum.
Savage had one of those in 1958.
1958 yılında Savage'ın elinde vardı.
Is one of those supposed to be the right answer?
Doğru cevap bunlardan biri mi olmak zorunda?
It's got one of those ridiculously long cords that your mom used to have.
Anneninki gibi saçma derecede uzun kablolu telefonlardan.
But every last one of those pathetic souls will suffer the same fate as your snakes.
Ama sonuncusu her Bu zavallı ruhların Aynı kaderi yaşayacak
You were always the smart one of those Brennan kids.
Brennanlı çocukların arasındaki zeki olan her zaman sendin.
Like, I'm not one of those kind of people.
O tür insanlardan değilim.
Oh, this is one of those apps that'll turn anything into anything.
Her şeyi istediğiniz şeye çeviren uygulamalardan biri bu.
Look, we know that people can walk and talk and act normal, and still have one of those things inside of'em.
İnsanların yürüyüp, konuşup normal davranmasına rağmen içlerinde onlardan birini taşıyabileceğini biliyoruz artık.
Well, I'm telling you for your sake and for mine, this is one of those times to look the other way.
Hem senin iyiliğin hem de kendi iyiliğim için şu kadar diyeceğim görmezden gereken zamanlardan biri de bu.
Now, you can be one of those people, you can be a dealer, you can stay here and be nothing.
O insanlardan biri olabilirsin ya da tacir olursun ya da burada kalıp hiçbir şey olmazsın.
- Do we really need one of those?
- Buna gerçekten ihtiyacımız var mı?
Are you having one of those attacks?
O nöbetlerden birini mi geçiriyorsun?
I'm not one of those who likes to see sunsets next to another man.
Günbatımını başka adamlarla seyretmeyi seven erkeklerden değilim.
Is it another one of those attacks?
O ataklardan biri mi geldi?
Yeah, but does this need to be one of those "sometimes"?
Evet ama şu "bazenlerden" birisine ihtiyaç duymak gerekmez mi?
I want every one of those towers analyzed.
Bütün istasyonların analiz edilmesini istiyorum.
One of those could easily destroy a person's stomach.
Birisi insanın midesini kolaylıkla kullanılmaz hale getirebilir.
Been made with one of those rubber stamps.
Şu lastik mühürlerle... yapılanlardan.
I'll need one of those caps, I'll be the driver.
Şapka lazım, çünkü şoför ben olacağım.
Dude... one of those guys could be him.
Adamım bu adamlardan biri o olabilir.
Each one of those books weighs nearly five pounds.
Bu kitaplardan her biri yaklaşık 2,5 kg. ağırlığında.
I thought you were one of those.
Senin de onlardan biri olduğunu sanıyordum.
While Henry's on one of those rides he wants to do 17 times in a row.
Evet, Henry on yedi kere binmek istediği lunapark trenlerine gittiği zaman.
I'm not one of those monsters you keep talking about.
Sürekli hakkında konuştuğunuz canavarlardan değilim.
Look at them very carefully. Every single one of those faces and remember them dearly. Because tomorrow, you're paying the devil's due.
Dikkatli bak onlara, her bir surata iyi bak ve içtenlikle hatırla çünkü yarın Şeytan'a olan borcunu ödeyeceksin.
A lot of late nights, like one of those things, you get pretty close.
Gece yarılarına kadar, böyle olayların içinden geçmek... gerçekten yakınlaştırıyor.
I let my friend convince me to go on one of those skydiving things I mean, can you believe it?
Arkadaşımın serbest paraşüt dalışı yapmama ikna etmesine izin veriyorum... Yani buna inanabiliyor musun?
You get one of those, and that was it.
Bunu sadece bir kere yapma hakkın vardı. O da bitti.
She must be one of those demons from hell,'cause I've never seen Burt use the cage before.
O cehennemden gelen yaratıklardan biri olmalı, çünkü Burt'ün daha önce kafesi kullandığını görmedim.
He's one of those wacko end-of-the-world types.
O bir çeşit dünyanın sonu geldi tiplerinden.
Well, on the bright side, there's only one of those fuckers left.
İyi tarafından bakarsan, bu ibnelerden sadece bir tane kaldı.
Having one of those is important.
İnsanın sağ kolu olması mühim şey.
Yeah, well, don't have one of those anymore.
Artık partnerim olmayacak.
Remind me next time I get invited to one of those things...
Hatırlat da bir daha böyle bir etkinliğe davet edildiğimde...
Where exactly is your evidence of either one of those things? I see.
Bunların herhangi birisi için kanıtın nerede?
In the meantime, I need you going through every one of those boxes.
Bu arada, o kutuların hepsini gözden geçirmen gerek.
And if she rattles you for one of those goddamn seconds, they're gonna see you as a fraud, and they're never gonna see you as anything else.
Ama eğer senin hakkında o sebeplerden herhangi bir şey söylerse seni sahtekar olarak görecekler. Başka bir şey olarak değil. Pekala.
And if she rattles you for one of those goddamn seconds, they're gonna see you as a fraud and they're never gonna see you as anything else.
Seni bir kere dahi saf dışı bırakırsa seni bir sahtekâr olarak görecekler. Başka bir şey olarak değil.
Come on, kill those nigger bastards... every last one of them.
Şu zenci piçlerin her birini öldürün!
Maybe he was asking one of these fine ladies where to get a cab. Come on, west of 10th Avenue with those legs? Ha ha!
Belki bu güzel hanımlardan birine nereden taksi bulabileceğini sormuştur.
As I sat in that room with all those people yelling at me for overreacting, all I could think of was, "Any one of you could be the terrorist."
Orada oturmuş onca insan bana aşırı tepki gösterdiğim için avazı çıktığı kadar bağırırken, benim tüm düşündüğüm, "İçinizden birisi terörist olabilir."
[bell dinging] And she gets one of those and that was it.
O da onu bir kere yapabilirdi ve yaptı.
For those of us in this ghastly Underworld, we have two choices... Leaving for a better place or a worse one.
Bu korkunç Yeraltı Dünyası sakinleri olarak iki seçeneğimiz var ya daha iyi ya da daha kötü bir yere gitmek.
one of those things 19
one of us 165
one of these days 218
one of them is 20
one of each 28
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of us 165
one of these days 218
one of them is 20
one of each 28
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of these 53
one of the best 51
one of mine 19
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of ours 44
one of 44
one of who 26
of those 66
one of the best 51
one of mine 19
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of ours 44
one of 44
one of who 26
of those 66
those eyes 49
those 395
those are nice 21
those were good times 17
those are 90
those are beautiful 26
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those girls 42
those 395
those are nice 21
those were good times 17
those are 90
those are beautiful 26
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those girls 42
those days are gone 24
those are mine 77
those guys 111
those are my friends 16
those aren't mine 30
those people 102
those days are over 45
those men 39
those bastards 72
those poor people 16
those are mine 77
those guys 111
those are my friends 16
those aren't mine 30
those people 102
those days are over 45
those men 39
those bastards 72
those poor people 16