English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Open it up

Open it up translate Turkish

1,961 parallel translation
open it up. let's see what you got.
Açın bakalım, neyiniz varmış görelim.
- Please. Open it up.
Açın.
Unless we invite others We could open it up to Latin students.
Latince öğrencilerini de davet edebiliriz.
Open it up.
aç hadi.
Open it up.
Açsana.
Open it up quickly!
Açın hemen!
Open it up.
Aç onu.
Open it up!
Aç onu!
Go ahead and open it up.
Hadi, açsanıza.
Open it up, come on.
Açılın, hadi.
You gotta open it up to find out.
Anlaman için açman gerekiyor.
Open it up!
Açılın!
Open it up.
Aç.
Open it up and look inside.
Açıp içine bakalım.
And the nice thing is every now and then you can open it up, and you can look inside.
İyi tarafı, arada bir açıp içine bakabilmeniz.
Now naturally, I was going to bring it to the Quorum to open it up for debate once it was finished, which it isn't. But since you've brought it into the public today, I propose that we put it on the docket for the next full session.
Doğal olarak bittiği zaman, ki daha tamamlanmadı tartışmaya açmak için Kurul'a getirecektim ama bugün kamu oyuna sunduğunuza göre bir sonraki oturumumuzda tartışmak için listeye eklemeyi öneriyorum.
Then you open it up to a vote.
O halde oylayın.
Open it up.
Aç bakalım.
Let's go. Ah-ah. Open it up.
Gidelim.
I listen by the door for a while, then I open it up, I'm like, "Hello?"
Kapıyı bir müddet dinlermişim, sonra bir açarmışım, "Merhaba?" falan.
So I knock on the door, open it up and go in and Morgan Fairchild is wearing the tiniest piece of lingerie.
Kapıyı tıklattım, açıp içeri girdim ve Morgan Fairchild gördüğüm en küçük iç çamaşırını giyiyordu.
It could open up any number of anomalies.
Bir sürü anomaliye neden olabilir.
It's similar to what happens when you open a hyperspace window, but different enough that the sensors wouldn't have picked it up automatically.
Bir hiperuzay penceresi açtığında olana benzer ama alıcıların otomatik olarak algılamayacağı kadar değişik.
It's me. Open up.
benim açsana
Open up your mind and send it to me.
Zihnini aç ve bana gönder.
You just have to open up your e-mail. I sent it...
E-postana bakarsan görürsün.
Open up said bobby pin, peel off the little rubber bit... put it into the lock like so.
Tokayı aç, üzerindekini sıyır, bu şekilde kilitin içine sok.
And then we'd realize that the flirty hostility is just hostility and his inability to open up is no longer exciting, it's just frustrating. And--and then it's the inevitable blowup and the recriminations and we don't talk for two months.
Ve sonra fark edeceğiz ki flörte benzeyen çatışma sadece çatışmaymış ve onun kendini başkalarına açamaması artık heyecanlı değil sadece sinir bozucu olacak ve sonra kaçınılmaz patlama ve karşılıklı suçlamalar gelecek ve bir kaç ay birbirimizle konuşmayacağız.
It's me - nanny carrie. open up.
Benim, bakıcı Carrie. Aç kapıyı.
We have to open her up again, get a piece of it.
Hastayı tekrar açıp biyopsi almalıyız.
It forces you to open up the machine, Figure out what went wrong in the first place.
Seni, makinenin içini açmaya ve en başta neyin sorunlu olduğunu bulmaya zorlar.
Pour a bowl of FiberCon, open up a box of Raisin Bran, grab 20 or 30 raisins out of it.
Bir kutu FiberCon üzerine açtığın kutunun içinden 20 ya da 30 kuru üzüm alıp koy.
Open it up.
Açın.
Hurry up and open it.
Hadi aç.
It was extremely hard to open up that position.
son derce zordur orda bir pozisyona sahip olmak.
Their job is to open everything up for the first time... then get it all working.
İşleri ilk önce her şeyi devreye sokmak sonra da çalışır duruma getirmek.
I only had a few hours with these children, but I hope it'll help them begin to open their eyes to the wonderful reality of life and, at the very least, ask questions about what they've been brought up to believe.
Bu çocuklarla sadece birkaç saat geçirmiştim, fakat umarım bu onların gözlerini yaşamın muhteşem gerçekliğine açmalarına, en azından, inanmaları için yetiştirildikleri şeyi sorgulamalarına yardım edecek.
And I open up the box, anyway, and I look in there, and it's not jars.
Kutuyu açıp içine bakıyorum ve hiç kavanoz göremiyorum.
Open up! Don't make it hard for me. Open up!
Kapıyı aç, işleri zorlaştırma.
- Goddamn it, open up this fucking door!
- Kahretsin, aç şu kapıyı!
How about I stretch your mouth open and fill it up with sand, so you shut the fuck up.
Ağzını sonuna kadar açıp içini kumla doldursam nasıl olur, böylece lanet olası çenen kapanır.
It's catacombs open onto a network... of subterranean tunnels... you will travel along these tunnels, find the machine and blow it up.
Kilisenin yeraltı mezarlıkları tünellere bağlanmakta. Bu tünelleri kullarak, Makine'ye ulaşacak ve onu yokedeceksiniz.
Our files on you are open to the public M. Gast, it is up to them whether to deserve this treatment or not.
Dosyalarımız halka açık, Bay Gast. Bu muameleyi hakedip haketmediğiniz onlara bağlı.
- It's me, open up!
- Benim, kapıyı aç!
I think he's selfish. And forgive me for saying this, but I think any moment now, this guy's gonna open up his real self to you, and it's gonna be all- - like, scary stuff's gonna come out.
Bunu söylediğim için beni affet bu adam her an gerçek kimliğini ortaya çıkarabilir o zaman ise -... asıl çirkinlik başlar.
Hurry up and open it before he messes his pants.
Haydi, adam altına kaçırmadan aç şu mektubu artık.
"I want you to go home, take a pillow up on your roof, cut it open with a knife, and return here to me!"
"Eve gidip, bir yastık alıp çatıya çıkmanı istiyorum!" "Onu bıçakla yırt ve sonra bana gel!"
- Sister Mary open up, it is me.
- Benim abla aç, benim.
I'm feeling so open and vulnerable that it's literally filling me up with rage and hatred, so I should go.
Kendimi o kadar açık ve savunmasız hissediyorum ki içimi resmen nefret ve şiddetle dolduruyor. Gitmem lazım.
If he makes it, we'll have to open him up again when he's stronger.
Eğer kendini biraz toplayabilirse tekrar bir ameliyat daha yapabiliriz.
Open up a IHOP. You know, with an office in it and my name on the door.
Uluslararası Lokma Evi açardım, içinde de bir ofis, ve üzerinde de benim ismim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]