English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Or more

Or more translate Turkish

10,575 parallel translation
To your knowledge, did the missing person consume one or more alcoholic beverages per day?
Bildiğiniz kadarıyla, kaybolan kişi günde bir ya da daha fazla alkol çeşidi alıyor muydu?
Do you consume one or more alcoholic beverages per day?
Siz alır mısınız?
Four or five city blocks or more.
4-5 şehir bloğu veya fazlasını yok edecek kadar.
Do you see yourself as being more liberal or more conservative?
Kendinizi liberal mi yoksa muhafazakar mı görüyorsunuz?
Okay, so, for ten dollars or more You'll receive a six-pack of the inaugural round Of chilleeze champagne.
On dolar veya yukarısında bağış yapanlara Chilleeze Şampanyaları açılışında altılı paket dağıtılacak.
Or more accurately, who she's after.
Daha doğrusu, kimin peşinden gideceğini.
Yeah, more or less.
- Evet, aşağı yukarı.
Now, do you want some more good news, or is all this just too much for you?
Daha fazla iyi haber duymak ister misin yoksa bu kadarı bile senin için fazla mı?
I've never seen anybody send a letter like that in previous cases stating there's a cadaver, as he described it, at a certain location, because he's more or less giving himself up, whoever sends that, that letter.
Daha önceki vakalarda, bu şekilde bir mektup gönderip... cesedin yerinin verildiğini hiç görmemiştim... çünkü bu mektubu gönderen kimse... nispeten kendini ele veriyordu.
We don't want to interfere with anything that'll continue to get us more evidence or any of that.
Biz daha fazla kanıt sağlayabilecek hiçbir şeyi bozmayacağız.
Unfortunately, Lucky's men more or less kidnapped the prostitutes.
Maalesef, "Lucky"'nin adamları fahişeleri takriben kaçırmışlardı.
Or I'll lay more than just a hand on him.
Yoksa ona elimi sürmekten çok daha fazlasını yaparım.
Well, this was a fag hunt, which they saw as more or less the same thing.
İbne avıydı yani. Ne de olsa aynı şeyi göreceklerdi.
Who do you love more, me or her?
En çok kimi seviyorsun, beni mi onu mu?
If we had family nearby, or a place that meant something special, it'd be different, but we don't and Downton Abbey means much more to me than the school.
Eğer yakınlarda bir ailemiz ya da özel bir yerimiz olsaydı belki farklı olurdu ama yok. Downton Malikanesi benim için o okuldan daha özel.
To the best of your knowledge, did the missing person withdraw more than $ 1,000 from his or her bank within 30 days prior to their disappearance?
Hafızanıza dayanarak, kaybolan kişi kaybolmadan 30 gün öncesine kadar bankadan 1000 dolar çekti mi?
Hey, Juliana, put some more money on your phone, or just give me your number there.
Juliana, telefona biraz daha para koy ya da oranın numarasını ver.
Or that there really is something more.
Ya da gerçekten olduğundan daha fazlası var.
I'm more an Emily or an Alexandra.
Emily ya da Alexandra olmasını isterdim.
What if the three other coma patients died in order to give Jane enough dynamic energy to wake up so she could stop Dr. Nash before he injured or killed any more patients?
Ya eğer diğer komadaki hastalar Dr. Nash'den intikam alsın ve başka hastalar da ölmesin diye Jane'e dinamik enerji sağlamak için kendilerini feda etmişlerse?
He loves you more, and he would sacrifice anything or anyone for someone he loves that much.
Seni daha fazla seviyor. Bu kadar çok sevdiği kimseleri ve şeyleri koruma iç güdüsü var elbette.
Yes, I-it could be the burst of energy in the brain that we've talked about, or it could mean that we are closing in on discovering that there really is something more, and that's incredibly exciting.
Yani evet, bulduğumuz şey beynin enerji patlamasından kaynaklanıyor olabilir. ya da veriler buluşumuza çok yaklaştığımız anlamına da geliyor olabilir. Elimizdekiler acayip heyecan verici.
Or he had more than one mule.
Ya da birden fazla kuryesi var.
I think it's more likely that he was killed by a rival syndicate or a traitor within his own.
Bence büyük olasılıkla bir rakip kartel ya da kendi içindeki bir hain tarafından öldürülmüş olabilir.
Or is it more like an itch you just can't scratch?
Ya da sadece kaşıyamayacağın bir kaşıntı mı?
More water or just a shoulder to rest your head?
Daha fazla su veya başını dinlendirecek bir omuz?
Well, it could be just a prison incident, or it could be more.
Hapishane hadisesi olabilir. Başka bir şey de olabilir.
But it actually kind of relates to what I've been thinking about, you know, this whole pain and anxiety that's just been passed down through the generations, and not just the Holocaust, or the pogroms or the Jew shoes, it's just sort of more like, uh... like metaphorical Holocaust.
Fakat bu düşündüğüm şeyler hakkında bağlantı kurmaya çalışıyorum tüm bu acı ve kaygı nesiller boyu aktarılacak, ve sadece soykırım da değil ve Yahudi soykırımı ya da Yahudi ayakkabıları da değil bu daha fazla şey gibi mecazi soykırım gibi.
Or is it more like...
Ya da acaba böyle mi?
Well, dreams can be memories. But more often they're symbolic... metaphoric expressions of an issue or problem.
Rüyalar, aslında anılar olabilir ama genelde bir olayı ya da bir sorunu açıklayan metaforik sembollerdir.
I mean, shouldn't your son matter more than your job or some insane country on the other side of the world? - Okay, you're angry, but that's not the same thing...
Yani oğlun senin işinden ya da dünyanın diğer ucundaki kaçık ülkeden daha önemli değil midir?
There are more of us in Abuddin than you can ever kill or put in prison!
Abuddin'de.. ... öldüremeyeceğiniz ya da hapse tıkamayacağınız kadar çok kişiyiz.
Or how about you go find a certain ex-photojournalist with a penchant for tight shirts who makes you smile more than anyone else I've ever seen do?
Senin şimdiye kadar görmediğim gülümsemene sebep olan dar tişörtler içindeki tutkulu bir eski foto muhabiri bulmaya ne dersin?
Or, more than that, find a way to kill Croatoan once and for all.
Ya da daha fazlasının. Croatoan'u sonsuza dek öldürmenin bir yolunu bulmalı.
So, for example, if individuals unconsciously see African-American faces as being slightly more angry than they are, that's probably going to impact how much they approach or avoid that individual at a spontaneous level.
Örnek vermek gerekirse bireyler bir afro-amerikalı yüzü görünce normalden biraz daha öfkeli davranırlar. Bu öfkenin etkisi muhtemelen ne kadar yakın ya da uzak olduklarına göre değişebilir.
Cikara : So, the question then is whether or not watching your rival suffer misfortune makes you then more likely to endorse harm or actually do harm to the rival team and affiliated individuals.
O halde, buradaki soru rakibinizin beceriksizliğini izlemek ya da izlememek onların acı çekmesini kesin doğrulamak ile ilgilidir ya da aslında rakibe zarar vermek mutlak istenilen bir düşüncedir.
And Renoir opened the door to understand my father's film, or other directors more of that tradition.
Ve böylece Renoir babamın filmlerini anlayacak kapıyı açtı veya o gelenekteki diğer rejisörlere de bunu yaptı.
Or maybe it was more personal. We know the first name of the killer's wife is Janice.
Katilin karısının ilk adı Janice.
Y'all finished or you want something more?
Bitti mi yoksa başka bir şeyler arzu eder misiniz?
And if you need any more information or advice... Well, we could meet again.
Şayet daha fazla bilgiye ya da tavsiyeye ihtiyaç duyarsan tekrar buluşabiliriz.
Melas does not want to see Atlantis fall any more than you or I.
Melas da en az bizim kadar Atlantıs'ın kurtulmalını istiyor
Are you more Ariana Grande or Iggy Azalea?
Ariana Grande gibi mi, yoksa Iggy Azalea gibi misin?
We never see more than one or two of them outside at any one time.
Aynı anda hiç bir ya da iki taneden fazlasını dışarıda görmüyoruz.
More or less.
Aşağı yukarı.
... More or less, Mr. Alfonso.
... Aşağı yukarı böyle, Bay Alfonso.
I can't move any more, or I won't be able to zero the neuro monitor.
Daha fazla gidersem nöro monitörü göremem.
Uh, so this is kind of more of a work thing or you still get to have fun?
Burada da çalışıyor mu olacaksın yoksa eğlenme imkanın var mı?
Because I remember, we could've either insured all the equipment or you could've purchased three more washers.
Çünkü hatırladığım kadarıyla, eşyaları sigortalatırsak fazladan 3 makine alabiliyorduk.
Maybe after last night, you don't respect me, or maybe Mallory is more your type.
Belki de dün geceden sonra bana saygın kalmadı ya da belki Mallory daha senliktir.
Or do I have to burn some more Negro?
Yoksa birkaç zenciyi daha mı ateşe vermeli?
FOR EXAMPLE, AN ATOM CAN BE IN TWO OR EVEN MORE PLACES AT THE SAME TIME. Freeman :
Örneğin bir atom aynı anda bir ya da iki yerde bulunabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]