English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Put your jacket on

Put your jacket on translate Turkish

99 parallel translation
Put your jacket on.
- 5 dakika bekleyeceğim. - Ceketini de giy.
Put your jacket on, Drew.
Yeleğini giy Drew.
Put your jacket on.
Ceketini giy.
Michael, stay in the yard, put your jacket on and carry one of these in first.
Bahçede kal, ceketini giy ve önce bunlardan birini taşı.
Put your jacket on the hanger, you'll be more comfortable.
Ceketinizi çıkartın, daha rahat edersiniz.
Just put your jacket on.
Montunu giy.
Put your jacket on, Jack.
Ceketini giy, Jack.
Put your jacket on.
Ceketini git.
- Let me put your jacket on, Sam.
- Montunu giydireyim Sam.
Put your jacket on. Put your jacket on.
Ceketini giy, ceketini giy.
Put your jacket on. One sleeve at a time.
Ceketini giy, kollarını tek tek sok.
Put your jacket on.
Ben senin babanım, Eliza. Giy şu ceketi.
We'll put your jacket on Rachel's bed.
Ceketinizi Rachel'ın yatağına bırakalım.
No, Roz, no, please, just check your teeth, yes, put your jacket on, and I swear, you'll look every inch the smart career gal on the go.
Lütfen. Dişlerini temizleyip ceketini giyince kariyer sahibi bir kadın olacaksın.
BILL, PUT YOUR JACKET ON IT SO IF SOMEONE DRIVES BY THEY DON'T SEE IT.
Bill, üstüne ceketini koy da, birileri görmesin.
Put your jacket on first and get on the bus.
CEKETiNi GiY VE OTOBUSE BiN.
Put your jacket on my desk.
Ceketini masama bırak.
Death, put your jacket on or you'll get frostbite!
Azrail, üzerine ceket al, yoksa üşütürsün.
- You could put your jacket on if you wish.
- İsterseniz ceketinizi giyebilirsiniz.
Let's go. - Put your jacket on.
- Ceketini giy.
- Why don't you put your jacket on?
- Ceketini giy istersen?
You put your jacket on her body.
Ceketini üzerine örttün.
Put your jacket on!
Ceketini giy!
At least put your jacket on for me, okay?
En azından benim için ceketini giy, tamam mı?
I said I'm taking you to dinner and then the theater and then supper. So hurry up and put on your dinner jacket.
Diyorum ki seni yemeğe çıkartıp sonra da tiyatroya götüreceğim acele et ve smokinini giy.
Are you going to put on your dinner jacket, or shall I take off my new dress?
Smokinini giyecek misin yoksa yeni elbisemi çıkartayım mı?
Bruno, put on your jacket.
Bruno, ceketini giy.
Put on your jacket!
Montunu giy!
Hey, Travis, put on your jacket.
Travis montunu giy.
You have 30 seconds to put on your swimming jacket.
Yüzme giysilerinizi giymeniz için 30 saniyeniz var.
Put on your life jacket.
Can yeleğini giy.
All right, put on your life jacket.
Tamam, can yeleğini giy.
Put your life jacket on!
Can yeleğini giy!
Put your jacket back on, my boy.
Ceketini giyebilirsin evlat.
Put on your jacket, my boy.
Giy bakalım ceketi evlat.
Put on your jacket, Mr Christian.
Ceketinizi giyin, Bay Christian.
Put on your jacket.
Ceketini giy.
Come on, it's the cannon. Take your jacket. Celine, put your shoes on.
Bana kalırsa, kooperatifler de tam olarak bu "ciddiye alınma" yı sağIıyor.
Hurry up, Lina, put on your jacket.
Haydi Lina, ceketini giy.
Yeah. You should probably put your jacket back on, though.
Yine de ceketini giymelisin.
Oh! Ally, come on, put your jacket on.
Gel Ally, montunu giy.
I'm gonna put this paper clip through the buttonhole and then through the thread that used to hold the button, and then you're gonna put your jacket back on and there you go.
- Bu atacı delikten geçirip oradaki ipliğe bağlayacağım. Sonra ceketini giyip gideceksin. - Çok marifetlisin.
Can you put on your jacket first?
Kabanını önce sen giyer misin?
In that case, take off the bandage and put on your jacket and the tie with polka dots.
Bu durumda, .. bandajını çıkar.. .. ve puanlı kravatınla ceketini giy.
Hey, Lucy, come put on your jacket.
Hey Lucy. hadi montunu giy.
You put your page jacket on the table.
Masaya rehber ceketini koy.
Put on your jacket and meet me downstairs.
Çeketini as ve beni aşağıda bekle.
Hold on there, missy. You gotta put on your jacket first, okay?
Önce ceketini giyeceksin, tamam mı?
I put it on your jacket.
Ceketine koydum.
By the time you put on your jacket, walk around the corner, go to the sandwich spot, order a sandwich, wait for them to make it, then get in another line to pay for it, 28 minutes have passed.
Ceketini giy köşeyi dön, sandviççiye git sandviç ısmarla, yapmalarını bekle sonra bir de parasını ödemek için sıraya gir, zaten 28 dakika geçiyor.
Put your life jacket on, the sea is a cruel mistress.
Can yeleğini giy. Deniz, zalim bir orospuya benzer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]