You like that one translate Turkish
2,517 parallel translation
Calc-you-later. Oh, you like that one, huh?
"Sonra hesaplaşırız".
You gotta be one sick bastard to do something like that.
Böyle bir şey yapmak için sapkın bir cani olmak gerekir.
Anybody ever tell you that love isn't like one of those songs on the radio, don't you believe'em.
Hiç kimse size aşkın radyoda çalan şarkılar gibi olmadığını söyledi mi? Hiçbirine inanmayın.
Like I told you earlier, bud, that reporter out there, he's the one who should be in trouble, all right?
Daha önce söylediğim gibi başı belada olması gereken şu muhabir, tamam mı?
Well, when you come out of a controlling relationship like I was in, one that basically sabotaged my career, it's sometimes tough to move forward.
Yani benimki gibi denetlenen bir iliskide oldugun zaman ki bu iliski resmen kariyerimi sabote etti ilerlemesi çok zor geliyor.
You go along and things are one way, and, like, you start to think that they're always going to be that way, but... But then, one day, out of nowhere, it's different.
Yani öylesine yaşarken, bir amacın olduğunu sanırsın bilemiyorum, sonra insan düşünüyor herhâlde hep öyle gidecek hayatın ama sonra bir gün, hiç yoktan her şey değişiverir.
Oh, you'd like that one, Stu.
Oh, bunu istiyordun, Stu.
Sorry to disappoint you, Elena, but last time I checked, I was still a vampire! - I guess I wish that you didn't have to act like one!
Keşke bir de öyle davranmasaydın!
One day soon, people are gonna see that your heart is as deep as Harley's was, and that, like him, you list.
Bir gün, insanlar senin gönlünün de Harley'inki kadar geniş olduğunu görecek. Ve onun gibi dinlediğini de.
I saw Navid corner that guy tonight, and it was a dumb mistake, just like the one you made with my video.
Navid'i o çocukla konuşurken gördüm. Ve bu aptalca bir hataydı. Tıpkı benim videomla olanlar gibi.
Just, you know, I'm, I'm excited, and her policies are great, but there's more to her than that. You know, she really believes that one person can make a difference, like you did with your commercial.
Ben gerçekten çok heyecanlıyım, fikirleri gerçekten güzel ama daha önemlisi o tek bir insanın bile fark yaratabileceğine inanıyor.
I feel like I'm gonna live a thousand years'cause that's how long it's gonna take me to have one thought about you, which is that I'm crazy about you, Pamela.
Sanki bin yıl yaşayacakmışım gibi hissediyorum çünkü seni bir kere bile düşünmek o kadar uzun sürecek. Bu yüzden sana deli oluyorum, Pamela.
What if you found out that one of your grandkids was, like, plotting to sell a family heirloom and use the money to buy drugs?
Mesela torunlarından birinin, aile yadigarlarını satıp o parayla uyuşturucu almaya yeltendiğini öğrenseydin?
You're the second one who's said something like that.
Bunu söyleyen ikinci kişisin.
You know, the one thing that, like, really just... gets to me is the whole thing about, um, people saying that I stole the joke about the itchy asshole?
Bir şey var ki bana çok dokunuyor. İnsanlar "kaşınan göt" esprisini senden çaldığımı söylüyorlar.
I mean, at some point, I must have liked that you look like a taco addict - who's had one-too-many back-alley liposuctions.
Yani, arka sokaklarda yağlarını aldırmak zorunda kalacak bir taco bağımlısından bir şekilde hoşlanmış olmalıyım.
I bet you never had sex one time in your life like that, where-
Eminim ömründe bir kere bile öyle seks yapmamışsındır.
In case you didn't get anything for the baby shower, there's a dinosaur-shaped rattle, and there's one of those towels that makes the baby look like a panda.
Eğer bebek banyosu için bir şey almadıysan dinazor şekilli bir oyuncak var, bir de panda şeklinde havluluk var.
Yeah, so if you can find anything on his resume that is sketchy, shady, or in any way questionable, please tell me,'cause right now, I'm the only one in the office who doesn't like this guy...
Eğer onun hakkında sorun teşkil edebilecek, onu kötü gösterebilecek bir şeyler bulabilirsen lütfen bana söyle çünkü şu anda burada benden başka ondan hoşlanmayan kimse yok...
Ugh! Ted, deep in your heart, you know that you kind of like one more than the other.
Ted, içten içe birinden diğerinden daha çok hoşlandığını biliyorsun.
Like that one stroke of the pen, you're free and clear?
Tek bir kalem darbesiyle özgür mi oldun şimdi sen?
You trying to convince me that I did something to her when you clearly look like the one that snapped.
Bunu yapan asıl senmişsin gibi görünmesine rağmen ona sanki ben bir şey yapmışım da bunu itiraf edeyim diye çabalıyorsun.
Gretchen, you think that, like, hooking up at all these weddings one of these times, we can go on an actual date?
Gretchen, tüm bu düğünlerde işi pişirmemizi şey gibi düşünüyorsun ama bu zamanlarda, gerçek bir randevuya çıkamaz mıyız?
You've got to make them believe that when you pump, that ball is going to leave your hand just like you make every single girl believe that she's the only one for you right before you take them to bed.
Topu havaya kaldırdığında, ellerinden ayrılacağına inandırmak zorundasın! Aynı, kızları yatağa atmadan önce hepsini kendilerinin çok özel olduğuna inandırman gibi.
You know, have one guy call out "here" for another guy when his name comes up, something like that.
Bilirsin, ismi okununca başkası için "buradayım" diyen birisi gibi.
At first thought you'd guess that the story of film would be about scenes like this one from Casablanca, full of yearning, story and stardom, because Casablanca is a Hollywood classic.
Sinemanın Hikayesi'nin böyle sahnelerle dolu olacağını tahmin etmişsinizdir : "Kazablanka". Özlem dolu bir öykü ve yıldızlar çünkü "Kazablanka" bir Hollywood klasiğidir.
Don't involve me guys... evert time i look at the sibling love that you two share i feel like thanking my parents for producing precisely one child... me!
Beni içine karıştırmayın gençler... ikinizin kardeşlik sevgisine bakınca... aileme teşekkür ediyorum iyi ki ailemin tek çocuğuyum!
But if I ever walk in wearing a sexy nightie, and you give me one of these, I'm snapping that finger off and any other body part that looks like it.
Ama seksi bir gecelikle içeri girdiğimde sen de bana bunlardan birini gösterirsen o parmağı kopartırım diğer aletinin de sonu aynı olur.
Your whole career depends on it, but if you're not careful, you're gonna wake up one day and realize that you're no longer the badass, hard-core, spontaneous, take-charge, crazy, fun person you thought you were, but instead, some sad, sorry wife who stays in every night and talks about food like it's an orgasm when it's clearly not.
Bütün kariyerin ona bağlıdır ama dikkatli olmazsan, bir gün uyandığında artık olduğunu sandığın o belalı, gözü pek, doğal sorumluluk alan, çılgın ve eğlenceli insan olmadığını bunun yerine, her gece evde oturup, hiç alakası olmadığı hâlde sanki orgazmın yerini tutabilecekmiş gibi yemeklerden konuşan üzgün ve mahzun bir eş olduğunu fark edersin.
That sounds needy, like when someone asks you to come to their one-woman show.
Bu muhtaçlık gibi geldi,... tıpkı birinin gelip senden, onun tek kişilik gösterisine gelmeni istemesi gibi.
And before he would go into the slaughter pen, he would put on this mask, this pig mask that he'd made from one of his other kills, and he would snort- - you know, like a pig- - make'em think he was one of them.
Mezbahaya girmeden önce kendilerinden biri öldürüyor sansınlar diye domuz maskesi takarmış, sonra onlardan biri olduğunu sansınlar diye domuz sesi çıkarırmış.
Tell you one thing, though, I wouldn't have let Vega's men do me like that.
Bir şey söyleyeyim Vega'nın adamları bana bunu yapamazdı.
Do you think that I would seduce one miss like you, so I can sleep with you?
Senin gibi birini ayartıp birlikte olamayacağımı mı sandın?
The slot on one of my streams where you can talk just like that.
Yayınlarımın birinde aynı bu şekilde konuşabileceğin bir boşluk var.
Or does that accent just make you sound like one?
Yoksa aksanından dolayı mı öyle görünüyorsun?
You one of those guys that doesn't like working with women in the field?
Yoksa sen de sahada kadınlarla beraber çalışmayı sevmeyenlerden birisi misin?
You're not one of those kids who take judo or karate or anything like that, right?
Judo, karate ya da onun gibi bir şey bilen çocuklardan değilsin, değil mi?
That brilliant exchange, which is Joe Heller's, of : "We want you to like us," is one of the, I think, great pieces of American character.
Joe Heller'ın zeki repliği "Bizi sevmeni istiyoruz" Amerikan karakterinin önemli bir unsurudur bence.
It's, like, you know, one of those metaphorical, parable-olical things that's, you know, made up.
Şey gibi işte şu mecazi, kıssadan hisse şeylerinden biri. Düzmece işte.
one where you'll rot in a room like this for 15 years. and one that might be shorter but out in the open.
Birincisi 15 yıl böyle bir odada çürümek,... ikincisi ise kısa bir süre içinde dışarı çıkmak.
It's like with women, you wanna get one that's just damaged enough that she's grateful to be indoors.
Kadınlarda olduğu gibi. Bir tanesini aldığında yeteri kadar hasar görmüşse, evde olduğu için minnettar olacaktır.
You know, I'm like the cute, funny waitress who has all these one-liners and hilarious jabs I throw at the customers, and I add all that charm to the place.
Ben müşterilere verdiği hazırcevaplar ve gülünç iğnelemeleriyle... mekana hava katan şirin komik garson kızım.
If you just point at one thing, like, people are looking straight at you, and you have to make sure that your pointing is believ... Listen, it's just hard, okay?
Eğer bir şeyi işaret edersen insanlar tam sana bakar ve senin de gösterdiğin şeye inancının tam olması - Dinle, bu çok zor iştir, tamam mı?
Why don't you use that time and go after one of your passions, like model trains or, like, or toy Gandalfs or something?
- Doğru. Neden bu boş zamanını kullanıp tutkularının peşinden koşmuyorsun, model trenler veya şey gibi, oyuncak Gandalf falan gibi şeylerin?
Ladies and gentlemen of the jury, the defense would like to make certain that all members of the jury support this verdict, so I will ask you one at a time for your individual verdicts.
Jüri üyelerinin sayın bay ve bayanları,... savunma makamı bütün jüri üyelerinin bu kararı verdiğinden emin olmak istiyor,... bu yüzden sizden tek tek kişisel kararlarınızı söylemenizi isteyeceğim.
So, like, when I first started writing, one of the things that I realized was that, you know, like, for the first, like,
Yazmaya ilk başladığım zamanlarda şöyle bir şey fark ettim :
I think one of the things I believe is that you have to be strong about vulnerability, you know, like, stand up for it.
Savunmasızlığa karşı güçlü durmak gerektiğine inanırım. Yani karşı koymak gerekir.
One thing happens precisely after the other, like math, so that you can save time, so that you can take the human moment,
Olaylar birbiri ardına matematikteki gibi sıralanır böylece vakit kaybetmezsiniz.
Anyway, I hope that you all pursue whatever you like to pursue, but remember one thing, that cooking is the second best thing in life.
Her neyse, neyin peşinden koşmak istiyorsanız dilerim öyle yaparsınız, ama bir şeyi unutmayın, yemek yapmak hayatta en iyi ikinci şeydir.
And I'd like to remind you, Mrs. Solis, that your husband's insurance policy was sold by Arturo just one week before the accident.
Ve bende size Bayan Solis, kocanızın sigorta poliçesinin... Arturo tarafından, kazadan yalnızca bir hafta önce yapıldığını hatırlatırım.
I don't know when that will be. But I'd like you to bless us one day.
Ne zaman olur bilmiyorum ama evlendiğimizi kendi gözlerinle görmeni istiyorum.
you like it rough 18
you like it here 38
you like me 141
you like baseball 16
you liked it 124
you like it 795
you like them 63
you like music 30
you like this 96
you like him 175
you like it here 38
you like me 141
you like baseball 16
you liked it 124
you like it 795
you like them 63
you like music 30
you like this 96
you like him 175
you like' em 17
you like what you see 23
you liked that 20
you like 225
you like that 642
you like those 17
you like her 166
you liked her 18
you liked him 30
like that one 32
you like what you see 23
you liked that 20
you like 225
you like that 642
you like those 17
you like her 166
you liked her 18
you liked him 30
like that one 32
that one over there 16
that one right there 19
that one 1331
that one time 17
that one day 20
that one there 54
that one's mine 38
you look so beautiful 108
you look good 800
you look amazing 345
that one right there 19
that one 1331
that one time 17
that one day 20
that one there 54
that one's mine 38
you look so beautiful 108
you look good 800
you look amazing 345
you look beautiful 682
you look gorgeous 128
you look so pretty 62
you look nice 285
you look stunning 72
you look great 1239
you look hot 79
you love me 364
you look tired 287
you look familiar 158
you look gorgeous 128
you look so pretty 62
you look nice 285
you look stunning 72
you look great 1239
you look hot 79
you love me 364
you look tired 287
you look familiar 158