Really close translate Turkish
1,261 parallel translation
The whales could be heard really close, as if they were calling.
Balinalar çok yakından işitilebiliyordu, sanki çağırıyorlarmış gibi.
And I've got her really close to me and her eyes are all fiery.
Onu kendime yakın tuttum gözleri alev içindeydi.
It fits you really, really close.
Sana gerçekten, gerçekten uyuyor.
Did you know that Carl comes in really close so that America can see that tape you wear on your face right there?
Carl'ın, yüzündeki o bandı Amerika'daki herkesin görebileceği şekilde göstermeye çalıştığını biliyor muydun?
He went really close to his face, fixing his collar totally detached from the person.
Yüzüne oldukça yaklaştı, yakasını düzeltti.. .. adamdan tamamen kopuk.
I know, but I'm really close.
Anladım. Ama bu uzun sürmeyecek.
Somebody's gotta be really close to the Hanovers and the doorman to get one and get it duped.
Ancak Hanover'larla veya kapıcıyla çok samimi olan biri anahtarlardan birini ele geçirip kopyalatmış olabilir.
- we got really close.
- Biz gerçekten yakın var.
- Yeah, really, really close.
- Evet, gerçekten, gerçekten yakın.
Oh, xandir, I sure hope you don't push me in,'cause i'm really, really close to the edge.
Xandir, umarım beni itmezsin, çünkü gerçekten köşeye çok çok yakınım.
- They were really close.
- Çok yakınlardı.
You're really close to something and you've got the talent... but for some reason, you won't go there.
- Evet deniyorum. - Hayır denemiyorsun, gerçekten o şeye çok yakınsın. Sen de biliyorsun, yeteneğin var ama bir nedenden dolayı o şeye ulaşamıyorsun.
It just comes down to some good days, and some bad days, and some really, really close girlfriends, like Lisa, you know, that have the time to put in, because- -
Sadece bazı güzel günler, kötü günler, yada gerçekten yakın kız arkadaşlar gelir konuşur. Mesela Lisa, araya girmesi için zaman gerekiyordu, çünkü- -
Eric and I came really close to doing it, and I am so jacked-up on hormones, I feel like I could jump the first guy I see.
Eric onu yapmaya gerçekten çok yaklaştık, ve hormonlarım öyle ayaklandı ki, gördüğüm ilk adamın üstüne atlayacak gibi hissettim.
Sure, but if you want to be close to somebody - really close - you have to open yourself up.
Elbette ama birine yakın olmak istersen- - gerçekten yakın-... kendini açmalısın.
- really close.
- Çok yaklaştım.
You and him were really close.
Epey yakındınız.
I mean really close.
Giderek yaklaşıyor. Gerçekten çok yakın.
When you get in really close, you can see some pretty neat stuff,
İyice yaklaşınca çok güzel şeyler görebilirsiniz.
They're getting really close. I knew I should have washed my hair this morning.
Gerçekten de yaklaşıyor ve bu sabah saçımı yıkamalıydım, biliyordum.
Really close your eyes.
Şimdi gözlerini kapa, geliyor.
Really close, really far.
Çok yakın çok uzak.
Well, ljust wanted you to know that I'm your friend... and I feel really close to you.
Sadece dostun olduğumu ve kendimi sana çok yakın hissettiğimi bilmeni istedim.
Kind of like, he's really close to you.
Evrene girmek için de bu çatlağı seçersin çünkü... Hayır.
I couldn't think... I had to stand right next to her. Really close.
Sen öleceksin ve Zaman Lordları asla geri dönemeyecek.
We were all, you know, really close to her.
Hepimiz... bilirsin, ona çok yakındık.
They were a pretty eccentric bunch when you got really close.
Çok eksantrik tiplerdi. Yaklaştığında...
We're cutting this really close!
Çok yaklaştık! Saat 11.00'i geçti.
You're still really close.
Yine de fazla yakındasın.
You seem really close to Tae-jung.
Tae-jung ile oldukça yakın gibisiniz.
Really close.
Çok yaklaştık.
" You're only alone if you can't take care of yourself'was one of the many sayings my dad used which might explain why they broke up because he never really let mom get close to him.
"Kendinle başa çıkamıyorsan tamamen yalnızsın" Babamın annemle neden ayrıldıklarını izah ederken söylediği bir sürü sözden biri buydu. Çünkü anneme hiç bir zaman kendine yaklaşmasına izin vermemişti.
My wife Sasha died recently, so the story really hit close to home.
Karım Sasha geçenlerde öldü, bu yüzden beni çok etkiledi.
Do you really have what it takes to close out a friend in the third round of Wimbledon?
Wimbledon'un 3. turunda bir arkadaşını devirmek için gerekenlere sahip misin?
Truth is, if you really want to know, I lost someone very close to a snakebite.
İşin doğrusunu merak ediyorsan... bir yılan yüzünden bir yakınımı kaybettim.
For them to go this far, they must really not want anyone getting close.
Eğer bu kadar tuzak yapmışlarsa, buraya kimsenin gelmesini istemiyorlar demektir.
Plus she sounds really cool, and I'm not that close with my mom so...
Bunun yanında çok iyi biri gibi duruyor. Ve ben annemle hiç bu kadar yakın olmadım.
It's a really small wedding, and you're an amazing boss and I feel bad about it. There's a wedding brunch tomorrow. It's only for family and close friends, and we'd love for you to be there.
Dr. Miller, bakın gerçekten küçük bir nikâh ve siz inanılmaz bir patronsunuz, ben de çok kötü hissediyorum, onun için... yarın bir nikâh yemeğimiz var, sadece aileler ve yakın arkadaşlar için ve sizin orada olmanızı çok isterim.
Molly and I really aren't that close.
Molly ile o kadar yakın değiliz.
Because you're a really amazing person, and... it'd be a shame not to let someone get close enough to see that.
Çünkü sen inanılmaz bir insansın ve kimsenin bunu görmesine izin vermemek çok yazık olur.
I know it's hard because you've been so close to him... But are you sure you really know him?
Biliyorum, ona çok yakın olduğun için zor, ama onu tanıdığından emin misin?
I'm really sorry she went all Glenn Close on you.
Glenn Close gibi üzerine geldiğine üzüldüm.
It's weird when people think they're so close to you, but have no idea what you're really going through. Yeah.
İnsanların kendilerini sana yakın sanıp başından neler geçtiğini hiç bilmemeleri tuhaf şey.
I mean, I know it's so close-minded of me... and I would really like to get to know you better.
Dar görüşlü bir hareket bu. Seni daha iyi tanımak isterdim.
And that really hits home when you come close... to losing one.
Bir evladını kaybetmenin eşiğine gelmek insana gerçekten koyuyor.
Guys, we're getting really close to this black smoker here,
Siyah dumana gerçekten çok fazla yaklaşıyoruz.
They're really close.
Eminim.
What really fucked up my old man was that someone close had escaped his control.
Ve kadın benim de olanlardan babam kadar suçlu olduğumu söyleyerek bitirdi lafını. Bu lanet psikiyatristin söylediği lanet bir durum.
There's a place close by with really good Bouillabaisse.
Yakında çok güzel balık türlüsü yapan bir yer var.
I look really bad. Do not get too close.
Bayağı dağılmış gözüküyorum.
You really wanna get close, you gotta use the stealth ship we constructed aboard Galactica.
Gerçekten yakınlaşmak mı istiyorsun? Galactica'da tasarladığımız.. .. görünmez gemiyi kullanmanız gerekiyor.
closet 47
close 700
closed 242
closer 395
closes 126
closets 45
closely 21
close the window 34
close your mouth 50
close your eyes 1096
close 700
closed 242
closer 395
closes 126
closets 45
closely 21
close the window 34
close your mouth 50
close your eyes 1096
close one 17
close enough 217
close range 54
close the gate 44
close the door 763
close the door behind you 29
close friends 22
close it 165
close the gates 31
close the door on your way out 20
close enough 217
close range 54
close the gate 44
close the door 763
close the door behind you 29
close friends 22
close it 165
close the gates 31
close the door on your way out 20
close it up 54
close the doors 37
close friend 18
close the curtains 19
closer to 16
close call 26
close up 29
close to you 34
close by 23
close to 36
close the doors 37
close friend 18
close the curtains 19
closer to 16
close call 26
close up 29
close to you 34
close by 23
close to 36