English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Things are good

Things are good translate Turkish

875 parallel translation
Things are good. I've got some, some ideas for the future, some possible business prospects.
Planlarım, gelecek için bazı planlarım, olası iş beklentilerim var.
All things are good when taken to excess
Her şey aşırıya kaçtığında güzeldir.
Those fuckin'things are good.
O lanet şeyler çok iyi.
I'm sure this is a very good report, sir, but there are a couple of things that don't add up.
Eminim bu çok güzel bir rapor, efendim, fakat akla yakın olmayan bir kaç şey var.
And other things that are so good
# Ve çok iyi... # Başka şeyler.
People used to go over to the States because business wasn't too good over here. How are things working out now?
İnsanlar genelde işler burada iyi olmadığı için Amerika'ya giderler.
If we both worked for our living, I could... knock her teeth down her throat and... and people would say... good for me, but... the way things are... she just gets him.
- Benimle alay mı ediyorsun? - Ne demek o? Ağzından çıkanı kulağın duysun demek.
There are many good things to see here, too.
Burada da görecek birçok güzel şey var.
- Good! There are probably some things inside that are very interesting.
Bu içinden çok ilginç şeyler çıkabileceğini gösterir.
Others of us find that good, bad, right, wrong, are many-sided, complex things.
Diğerlerimiz iyi, kötü, doğru, yanlışı çok yönlü, karmaşık şeyler olarak bulur.
Good emeralds are the most beautiful things in the world.
İyi zümrüt dünyadaki en güzel şeydir.
Those are good things to write about, hunger and thirst.
Açlık ve susuzluk hakkında yazmak iyi fikir.
Afterwards, when things are changed, it would mean a good deal to you.
Sonradan durum değişince sizin için anlamı büyük olacak ama.
To be... to be glad you're alive... to be grateful because people are kind to you... to be able to see some of nature's great wonders... the budding of the flowers in spring... the changing of leaves in the autumn... to be able to appreciate beautiful music... to be conscious of the beauty of tasting and feeling... and hearing only the things that are good for you.
Yaşadığın için memnun olmak. İnsanlar sana nazik oldukları için müteşekkir olmak. Doğanın mucizelerini görebilmek.
Things are very good for me in Florence. Much better than Rome.
" Floransa'yı sevdim, Roma'dan daha iyi.
There are only two things more beautiful than a good gun ;
İyi bir silahtan daha güzel olan sadece iki şey vardır.
It's written there are three things a man really requires good whiskey, a bold song and an honest woman.
Burada gerçekten bir adamın ihtiyacı olan üç şey yazıldı. iyi bir viski, iyi bir şarkı ve tatlı bir kadın.
These taxi men are pretty good at turning things in.
Kayıp eşyaları teslim etmekte taksicilerin üstüne yoktur.
They say things are no good in this house.
Pek de hoş olmayan şeyler anlattılar.
"Things are going smoothly here... " and I'm taking good care of baby. "
"Burada her şey yolunda" ve bebeğe çok iyi bakıyorum. "
I mean,... these are the good things of life.
Bunlar hayatın güzellikleri.
General elections are good things.
Genel seçim iyidir.
- There are lots of good things in Italy.
- İtalya'da bir sürü güzel şey var.
With things the way they are, don't you think it'd be a good idea to get Martha out of here till the Indian trouble's over?
Yerli sorunu bitinceye kadar, Martha'yı buradan götürmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmedin mi?
- "Good people are good things to be." - How do I call her? I said I'd call her.
"İyi insan olmak iyi bir şeydir."
- Good. The way things are going - I didn't sleep all night.
Bu havada doğru dürüst uyuyamadım dün gece.
There are things I must tell him for his own good.
Kendi iyiliği için ona anlatmam gereken şeyler var.
We have to leave now. Caravelles are good at many things but not at waiting.
Şimdi ayrılalım, daha sonra sizinle nasıl olsa görüşeceğiz zaman daralmadan.
There are good things in the bible for a time like this.
Böyle zamanlar için İncil'de iyi şeyler vardır.
There are many good things that comfort in the bible, sister.
İncil'de iyi şeyler vardır, hemşirem.
Things are taking a good turn!
Her şey iyi durumda.
The way things are, Selina, isn't good enough.
Şu anki durum da yeterince iyi değil, Selina.
I have on good authority from a close friend that these things are manufactured and then dumped into the water to be found by foolish American boy tourists.
Aptal Amerikalı turistler tarafından bulunması için o şeylerin özel olarak üretilip sonra da su altına yerleştirildiğini öğrenmiştim yakın bir dostumdan.
Things are breaking down, things are chaotic but that is good, that's the first step.
İşler bozuluyor, işler karmakarışık ama bu iyi bir şey, ilk adım bu.
There are some good things.
Hiç. Yine de Fransız edebiyatında iyi şeyler de oluyor.
This isn't good for our community, and reflects an acceptance of things as they are.
Bu, topluluğumuz için iyi bir şey değildir çünkü... önümüzde bulunan şeyin olduğu gibi kabul edildiğini gösterir.
Oh, things aren't going too bad. Men are taking it pretty good.
Fena sayılmaz, adamlarım çok yoğun çalışıyor.
How are things in New York? See any good shows?
Güzel oyunlar seyredebildiniz mi?
Yeah. A fella was telling me that things are looking good around San Antone.
evet. bir dostum San Antone civarında iş olabileceğini söylemişti.
There are more good things in life than you can imagine.
Hayatta senin tahmin edebileceğinden daha fazla güzel şey var.
Dreams are good things, even if they can be frightening
Korkutucu olabilmelerine rağmen, rüyalar güzel şeylerdir.
Tell me, Avram, surely somewhere there are good things happening?
Söyle bana, Avram, Eminim ki bir yerler de güzel şeyler de oluyordur.
No, but we have things that are just as good, if not better.
Yok ama bizim de burada olmayan daha değişik lezzetli şeylerimiz var.
Yeah, you're right. The way things are these days, it's good to be eatin', period.
Evet, haklısın.Bugünlerdeki işlerin gidişine göre, tam yemek vakti.
Though the world may be full of beautiful things Full of towns that are attractive, even more than here, A drop of water'll be good for you... you'll get a bath.
Dünya güzel şeylerle buradan bile daha güzel daha çekici kentlerle dolu olsa da bir damla su uyardı sana.... banyo yapmana.
Things are usually jumpin pretty good in here.
Burada işler genelde iyi gider.
Are you equally good at other things?
- Peki, başka şeylerde de bu kadar iyi misin?
BUTTON HOOKS ARE GOOD THINGS.
Çengeller iyidir.
BUT NOW DISH TOWELS ARE GOOD AND USEFUL THINGS, RIGHT?
Ama bulaşık havluları iyi ve faydalı şeylerdir, değil mi?
Are things good for him?
Kendisi nasıl?
- How are things at home? - Pretty good.
Evde işler nasıl?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]