English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Right about here

Right about here translate Turkish

1,197 parallel translation
Right about here would be convenient.
Sonra burası rahat olur.
The last ones to leave the party would be right about here.
Partiden son ayrılanlar buralarda bir yerde olmalı.
- Right about here I realize something's wrong.
Tam burada bir terslik olduğunu fark ettim.
It's right about here on Sierra Bonita.
Yaklaşık buralarda, Sierra Bonita'da.
She should've cracked her skull open, right about here but... no blood, nothing. No broken bones.
Tek bir diş bile.
Let's cut them off right about here.
Onları da şuralarından keselim.
Right about here.
Şurası.
It was right about here.
O... tam şurada.
We'll mark for the incision right about here.
Kesmek için tam burayı işaretleyeceğiz.
Look, um... I'm trying to think of something really sophisticated to say right about here- -
Dinle bu noktada söyleyecek güzel bir söz bulmaya çalışıyorum.
Right about here, wasn't it?
Tam burada, değil mi?
In fact... the bedroom would have been right about here.
Aslına bakarsanız yatak odası tam buradaydı.
You can drop me off right about here.
Beni buralarda bırakabilirsin.
Uh, so I, I was thinking about these, um, these lines right here?
Uh, şey ben, ben şuradaki çizgiler için birşeyler düşünmüştüm?
And you, you haven't said anything to change my mind about wanting to kill you right here, right now.
Ve sen, şu anda seni öldürmek istememi değiştirecek hiçbir şey söylemedin.
All right, we're gonna have to change tack here, because what I said about getting more flies with honey?
Taktiğimizi değiştirmemiz lazım. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır dedim ya, yanılmışım.
I am talking about right and wrong here.
Burada doğru ve yanlıştan bahsediyorum.
Oh, and, um, don't say anything bad about her, cos she might be here right now.
Sakın hakkında kötü bir şey söyleme, çünkü buralarda olabilir.
I just don't feel right about you leaving here.
Buradan ayrılmanı doğru bulmuyorum.
I have to know why! Right here and now! We're gonna talk about this!
Sebebini bilmeliyim, burada, şimdi bu konu hakkında konuşacağız!
Let's see if the intel was right about naqahdah deposits here.
Bakalım buradaki naqahdah içeriği hakkındaki bilgi doğru muymuş.
- How about right here?
- Burası nasıl?
We do a little Thanksgiving Day parade around here... and you're about the right build for a little fella they call Kriss Kringle.
Şükran günü yürüyüşü yapacağız ve Noel Baba için birini arıyorduk.
- How about I'm right over here?
- İşte gel buradayım?
- You know all she'll talk about is your damn ex-boyfriends. - Here we go. - Who wants to listen to that shit in their right mind?
Tek yapacağı eski erkek arkadaşlarından bahsetmek.
Because if you're worried about quality of life or paternity leave or any of that other New Age crap as much as I like you, we can stop right here.
Yaşam kalitesi, doğum izni ya da benzeri son moda saçmalıklarla ilgileniyorsanız her ne kadar sizden hoşlansam da bu iş hemen biter.
- What about this one right here?
- Peki ya buradaki?
I'm right here with you so don't worry about nothing, okay?
Burada seninleyim hiçbir şeyi takma kafana, tamam mı?
If she was here right now, maybe we'd have a house with a little fence up in Silvertown, that place you talk about.
Şimdi burada olsa, belki pembe panjurlu bir evimiz olurdu. Anlattığın şu Silvertown'da.
The one who is not here is etched in my memory and the one... who is right here, I forgot about him.
uzaklarda olan anılarıma kazınmışken... yanı başımda olanı unuttum.
I'm about to go in here and get a massage and a hot tea bath right now.
Şimdi oraya gidip masaj yaptırıp, sıcak bir çay banyosu yapacağım.
I'm about to take this ass up right here.
Şu kızı hemen götürmezsem ne olayım.
The two of us right here, we are very, very professional... about everything we do.
Biz ikimiz profesyoneliz.
All right? I've got a briefing about it here.
Burada bir brifing var.
My office would have been about, about here. and then right across the hall, from that was Michael Tiemann's office.
Ofisim buradalarda bir yerde... ve sağ holu geçersin burası Michael Tiemann'ın ofisiydi.
How about this one right here?
Şurdaki nasıl?
Besides, we have plenty to worry about right here.
Diğer yandan, burada endişelenmemiz gereken çok şey var.
But what about this layer right here?
Alçıpan yani.
Could we not talk about this right here?
Bu konuyu burada konuşmasak olur mu?
You can sit right here on the couch'cause I don't care about these things anymore.
Kanepenin üstüne oturabilirsiniz. Artık bunları umursamıyorum.
We're talkin about Frank Sinatra sr. Here, right?
Baba Frank Sinatra'dan bahsediyoruz, değil mi?
I'm a heterosexual man with all the wants and desires of such a man, so stop telling me about your dates and--and walking around here half-naked, and--and no more lotions, all right?
Tamam mı? Ben tüm istekleri ve arzularıyla heteroseksüelim! Onun için artık bana randevularını anlatma ortalıkta yarı çıplak dolaşma ve losyon da yok, tamam mı?
The matte should stop about an inch away from my breast... right here, see my breast?
Fon göğsüme bir maç milim kala durmalı. İşte burada. Göğsümü görüyor musun?
Why does nobody around here seem to care about doing things right?
Neden buradaki kimse isini doğru yapmak istemiyor?
- How about right here?
- Burada yapmaya ne dersin?
All right, then do me a favor... stop asking me all these stupid questions about going to see mom's grave, and I guarantee you I'll get you out of here with her tonight.
- Bana iyilik yap bunu kes - Annenin mezarına gidersen, garanti ediyorum
This is my ass we're talking about... not Frankie's, all right? I'm here.
- Ne demek bu şimdi?
This right here, you can't write about,
Buradaki şeyi, yazamazsın.
I've not got any right to ask you for anything, darling, but if you feel anything at all, if there's anything left at all, then tell me and I'll fucking hang about here, you know?
Bunu sana daha önce sormadım ama şimdi soruyorum. Ne düşünüyorsan bana söyle.
That's what the fuck I'm talking about, man, right here.
Tam burada söylemiştim.
But, to drive the point home... i think i'm on the right path here, eh... she would have to know about the blackmailing, right?
- Düşündüm. Gidelim. - Sakin ol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]