English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She left you

She left you translate Turkish

1,781 parallel translation
You know she left you some money?
Sana biraz para bıraktığını biliyorsun değil mi?
She left you messages at home and...
Sana evden mesajlar bırakmış ve- -
Has she left you?
Seni terk mi etti?
Your wife found out, she left you and now you're alone.
Karın durumu öğrendi, seni terk etti ve şimdi yalnızsın.
She has left you..
Terk etti seni. hatırladın mı?
Truth is, your sorry mama, she ran off and left you.
Gerçek şu ki, senin o annen olacak kadın defolup gitti ve seni bıraktı.
It's just a handful of things your mama left when she went back to get you.
Seni almaya giderken bıraktığı şeyler çok da fazla değildi.
Like this you can make love to her just like she never left you.
Sanki seni hiç terk etmemiş gibi sevişiriz sonra da.
She has left you.
Ne dediğimi hatırlıyor musun?
She arrived after you left.
Sen gittikten sonra doğdu.
The English woman, she left it for you this morning.
İngiliz kadın. Size bu sabah bunu bıraktı.
She left this for you.
Sana bunu bıraktı.
She left you'man. Your wife ditched you.
Seni bıraktı adamım.
Your wife left you because you didn't turn out to be the star she married.
Karın seni, artık evlendiği yıldız değilsin diye terk etti.
The first knife, you left in her room where you knew she would look.
İlk bıçağı onun odasına, bakacağını bildiğin bir yere koymuştun.
I was with my friend Norah, who you don't know but you would really like her because everybody likes Norah and she left me tonight, which is...
Arkadaşım Norah ile idim. Sen tanımazsın ama gerçekten seversin, çünkü herkes Norah'yı sever. Ama bu gece beni yalnız bıraktı.
She already left you.
O Seni bıraktı.
You were too busy making an example out of her To find the key that she left with me.
Öldürüp bana gözdağı vermekle, bana verdiği anahtarı bulamayacak kadar, meşkuldün.
She was still a child when you left Germany.
Almanya'dan ayrıldığında o daha çocuktu.
She left me no choice, so I had to, you know, punch her in the face.
Bana başka şans bırakmadı, ben de suratına çaktım işte.
She left a ton of paperwork for Monday, so I've been going through the files and... you're at the office on a weekend?
Bir ton kağıdı da pazartesiye bırakmış. Bende dosyalara bir göz atarım dedim. Hafta sonu ve sen ofiste misin?
Ms. Thorne tells me that she left the 69-J's with you.
Bayan Thorne 69-J'leri sana bıraktığını söyledi.
She married you, got citizenship, and then she left us.
Seninle evlendi, vatandaşlığı aldı ve bizi terk etti.
The special way she sometimes looks at me with just her left eye, you know.
Sol gözüyle bazen bana özel bir şekilde bakıyor.
Before she left this morning, did you...
Bu sabah ayrılmadan önce onunla...
What if I die and she's left with you?
Ya ben ölürsem ve o sana kalırsa?
You left the city and she still loves you.
Şehri terkettin ama hala seni seviyor.
- Oh, you crazy... [Jess] What do you mean, she just got in a cab and left?
- Ah, seni çılgın... ( Jess ) Nasıl yani, taksiye binip gitmiş mi?
- She left me too? - You were a vegetable.
- O da mı beni terk etti?
Just imagine how you would feel, Cindi... if you woke up one morning... and everyone that you loved had left you... and your dad had bailed on you... and the one person that you thought would always be there for you... is out flashing her tits to the world... and blowing everyone she meets.
Kendini benim yerime koy Cindi. Bir sabah uyanıyorsun sevdiğin herkes seni terk ettiğini babanın senden kaçtığını her zaman yanında olacağını düşündüğün kişinin ise dünyaya memelerini gösterdiğini her tanıştığına da muamele çektiğini öğreniyorsun.
The last thing she needs is you coming in here with your blonde hair your perky breasts, and a little bit of rhythm taking the last sellout brother left.
Son ihtiyacı olan şey senin o sarı saçlarınla, neşeli memelerinle ve bir tutam ritimle ortamdaki son kıymetli zenciyi kapman.
She left me. Can you believe it?
Beni terk ettiğine inanabiliyor musun?
You know she left me this summer.
Bir gün akşam yemeği alışverişi için dükkâna gitti.
She thought you left, so...
Senin gittiğini sandı.
For you on your last ball Vesta won't use her right but her wrong hand. With her left hand, she'll hit the ball.
Senin için son topuna Veera sağ eliyle değil ters eliyle yani sol ile vuracak.
- You kidding me? She's been cracking jokes left, right and centre.
Sabahtan beri ne espriler yapıyor.
Mr. Prosecutor, you pray that your witness... In the minute she has left.
Sayın savcı, dua edin de tanığınız kalan bir dakika içinde varmış olsun.
She's on the left, once you get off the elevator...
Asansorden çıkar çıkmaz, soldaki kapı onun evi...
You don't wanna remind me about the time T left the iron on, { \ and } Katie burned herself and got a bubble { \ on her hand }, { \ and } since she was { \ still } crawling, it kept { \ splitting } open?
Yani T.'nin ütüyü açık bırakmasını ve Katie'nin elini yakıp su toplatmasını ve hala emeklediği için yaranın sürekli açıldığını hatırlatmak istemiyor musun?
Michelle's highly organized, she's precise, light of hand, so left-handed. How can you tell?
Michelle fazlasıyla organize, dakik, eli hafif ve solak.
What, you think she went to Paris and left her tarts on the windowsill?
Ne, pencere kenarında tartlarını bırakıp, Paris'e gittiğini mi düşünüyorsun?
- Did you see morgan before she left?
Ayrılmadan önce Morgan'ı gördünüz mü? Hayır.
So you're telling me that Kara was so fed up with you that she just took the baby and left?
Yani Kara senden o kadar bıkmıştı ki bebeği alıp gitti mi diyorsun?
You waited till she left to come in and say hello.
Gelip merhaba demek için onun gitmesini bekledin.
Do you know why she left? No.
- Niye evini terk etmiş, biliyor musunuz?
She left because she was escaping from you!
O gitti çünkü senden kaçıyordu!
Did you check on project ares after she left?
Ares projesini o gittikten sonra kontrol ettin mi?
Yeah, she doesn't have too much time left, and really wanted to see you again before it was too late.
Evet, çok fazla zamanı kalmadı ve çok geç olmadan seni görmeyi çok istiyor.
You're gonna love the voice mails she left him.
Ona bıraktığı sesli mesajlara bayılacaksın.
You left town the day she was murdered
Şehri, onun öldürüldüğü gece terk etmişsin.
Or do you think she left it there to frame him?
Yoksa kocasını suçlamak için mi orada bıraktı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]