The best one translate Turkish
3,851 parallel translation
All the same, he all worked up, and you the best one to blame!
Hep aynı şey, çok öfkelenir ve seni suçlar!
That was the best one yet.
En iyisi bu oldu.
Ladies, I know one after-hours club, the best one,'cause you're the best.
Bayanlar, biliyorum bir saat sonra en iyi kulübe Çünkü en iyi sensin.
I think it was the best one you've ever made.
Bence yaptıklarının en iyisiydi.
You're the... you're the best one I ever had.
Sen şu ana kadar en iyisisin..
I... you know, I-I don't think that-that you're the best one to talk to about my relationship difficulties.
İlişkimdeki sorunları anlatmam için en isabetli kişinin sen olduğunu sanmıyorum.
- He's the best one?
- En iyi oyuncu o mu?
Of course you do, but this is the best one.
Elbette var ama bu en iyisi.
You know, the best one for the role,
Bilirsin, rol için en ideal kişi.
She's the best one tonight.
Bu gece en iyisi bu.
It's the best one in the house.
Evin en iyi odasıdır.
This wasn't one of the best days of my life.
Bugün hayatımın en güzel günü değildi.
But the best part about "now" is there's another one tomorrow.
Anı yaşamak güzel şey ama bu "anın" en güzel yanı da yarın başka bir "an" daha olacak olması.
But since the best advertising is word of mouth, you're invited to try one anytime.
Lâkin, dedikodu en iyi reklam vesilesi olduğu için, ne zaman isterseniz davetlimsiniz.
But I wanted to pick a good one, so I read How To Name Your Baby... and out of 180,000 names, that's the one I liked best.
"En Güzel Bebek İsimleri" kitabını okudum. 180.000 isim arasından en çok hoşuma giden bu oldu.
This one will go to the best offer.
En yüksek teklifi verene gidecek.
This one goes to the best offer.
En yüksek teklifi verene gidecek.
The very best is one we call "the Finnish weapon,"
En iyisine bitirme silahı deriz.
Each one fought his best, not knowing that he was fighting in the bloodiest battle in human history.
Her biri en iyi şekilde savaştı. Ve insan tarihindeki en kanlı savaşta... savaştıklarından... haberleri bile yoktu.
It's got one of the best decks around.
En iyi aletlerden biridir.
Thank you for taking care of me. You're one of the best families in the world.
Benimle ilgilendiğiniz için teşekkürler Siz dünyadaki en iyi ailesiniz.
But this one is simply the best.
Ama bu en iyisi.
By default, even though I don't want to'cause she's the one who has the best taste out of all these women.
Gıyaben, aslında istemiyorum ama, onca kadının içinde tek zevk sahibi olan o.
To one of the best nights of my life.
Hayatımın en güzel gecelerinden birine.
You were one of the best writers I've ever had in my class.
Sınıfımdaki en iyi yazardın.
The first day when I became an undercover, I've known that one day I'll see the best side of this world.
Gizli polis olduğum ilk gün, biliyordum bir gün dünyanın en güzel yerini göreceğimi.
"She's one of the best, you know?"
Bu işin feriştahı.
" By the way, the best sex of my life happened one night...
Bu arada, hayatımın en iyi sevişmesini Güney Mora'da bir gece yaşadım.
Thematically, yes, but one of the best things about the show is the chemistry between your two leads.
Konusal olarak evet... Bu oyunun en güzel özelliklerinden biri iki başrol oyuncusunun kimyası.
One day we were best friends, then she makes me wash the carpet.
Bir gün çok iyi dosttuk, sonra bana halıyı yıkattı.
The best item in the friendship is to be... one.
Arkadaşlığın en önemli kısmı... bir olabilmektir.
Is one bound girl the best you can do?
İhanet etmek en iyi yaptığın şey.
We know he's one of the best cops on the force, and we know that we don't want to lose him.
Emniyetteki en sağlam polislerden birisi olduğunun farkındayız ve açıkçası onu kaybetmek gibi bir niyetimiz de yok.
Of several billion such images in my databanks, this one best meets the criterion.
Veritabanımdaki birkaç milyar görüntü arasından... -... kriterlere en iyi bu uyuyordu.
He's one of the best.
En iyilerinden birisi.
I mean, one of the best marketing guys in the world.
Yani, dünyadaki en iyi pazarlamacıydı.
Slow everything down so I can writing her 800-word column for a newspaper no one's ever heard of, but I just spent my last $ 7 having a fight with my best friend, who, by the way, isn't available at 3 : 00 p.m. on a Wednesday to console me about some guy because she, too, has a job.
Biraz yavaşla da neler olduğunu hiç kimsenin duymadığı bir gazeteye 800 kelimelik bir köşe yazarak ama ben son 7 dolarımı Çarşamba günü saat 15.00'de işi olduğu için beni bir çocuk konusunda teselli edemeyen dostumla kavga ederek harcadım.
Like, maybe one of the best.
Belki de en iyilerinden birisin.
But because he was one of the best salesmen of his generation.
Aynı zaman da kendi kuşağının en iyi satıcılarından birisiydi.
You know, "This one has the better sports team, but that one has the best weather."
Üniversite seçimi gibi. Mesela "bunun spor takımları daha iyi ama bunun da hava koşulları daha iyiymiş" gibi.
It's one of the country's best protected psychiatric wards.
Ülkenin en iyi korunan psikiyatrik koğuşlarından birisi.
Well, whoever wins is obviously the best player, so she should be the one that plays at regionals.
Kim kazanırsa en iyi oyuncu olmuş anlamına geliyor, yani turnuvaya onun gitmesi gerekir.
One more thing... no more fatigue duty for the ten best runners.
Bir şey daha... En iyi 10 koşucu angarya görevlerden muaf tutulacak.
And sometimes one of the things I like the best is being able to live a life with people who are willing to take a slightly different path different path in life.
En çok sevdiğim şeylerden biri ise hayatlarında oldukça farklı bir yolu olmasını arzulayan insanlarla bir hayatı yaşayabilmek.
Its usually best if no one else is in the room.
Odada başka kimsenin olmaması en iyisidir.
Well, being marked by a death warrant doesn't give a man any more sense than he had before, and sometimes the best place to hide is in plain sight where no one's looking for you.
Doğrusu, ölüm emriyle aranıyorsan bu sana daha önce sahip olduğundan fazla mantık vermez, ve bazen saklanacak en iyi yer en basit olanıdır Kimsenin seni aramayacağı bir yer.
One must not question what's best for the Parish.
Cennetimiz için neyin en iyi olduğunu kimse sorgulamamalı.
I mean, it's one of the best I've ever seen in my life.
Kitabın harikaydı. Yemin ederim ;
"Top Gear" had us on a spring break road trip in our old college cars to see which one was the best.
Top Gear en iyi arabanın kimin olduğunu anlamak için bizi bahar tatili seyahatine gönderdi.
I can tell you that Dr. Tyler Wilson is not only one of the best surgeons in the world.
Dr. Tyler Wilson'un dünyadaki en iyi beyin cerrahlarından biri olduğunu söyleyebilirim.
As far as amendments goes, it was one of the best.
Ne kadar yasa değişikliği olursa olsun, en iyisi oydu.
the best is yet to come 22
the best 484
the best man 19
the best of the best 22
the best part 21
the best part is 19
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
the best 484
the best man 19
the best of the best 22
the best part 21
the best part is 19
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one more minute 37
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558