The guns translate Turkish
5,448 parallel translation
Head towards the guns, and hold your rifle.
Silahlara doğru git ve tüfeğini tut.
Get rid of the guns.
Silahlardan da kurtulun.
Lobos is gonna deliver the powder, same as always, but we got to figure out how to get the guns up from Elizabeth.
Lobos her zamanki gibi beyaz dağıtmaya devam edecek ama silahları Elizabeth'den bu tarafa nasıl getireceğimizi çözmemiz lazım.
- Fuck the guns.
- Siktir et silahları şimdi.
I thought you brought me in here for the guns.
Silahlardan ötürü beni aldınız sanmıştım.
We don't care about the guns. What about Daria?
Silahlar umurumuzda değil.
Okay, let's just relax and put down the guns so no one gets hu...
- Pekâlâ, sakin olalım ve silahları indirelim ki...
We're about to see the drugs, the guns, everything on that bus, and when we do, I'm going to track it all the way up through this cartel.
Uyuşturucuyu, silahları, otobüsteki her şeye ulaşmak üzereyiz ve bunu yaptığımızda her şeyi kartele kadar takip edeceğim.
- Time for the guns?
- Silaha sarılma vakti mi?
- Time for the guns.
- Silaha sarılma vakti.
You should've just stuck with selling surfboards instead of going to the guns.
Silah yerine sörf tahtası satmakla yetinmeliydin.
It controls the money, the guns, and the only road out of here.
Parayı, silahları ve burdan çıkışın tek yolunu elinde tutuyor.
Charlie, I want to do the guns again.
Charlie o silahları yapalım gene.
You said Carlito's friend was bringing the guns.
- Çevrilmemiş altyazı -
I could get you something for your trouble, something better than the guns.
- Çevrilmemiş altyazı -
It should make up for whatever you lost on the guns.
- Çevrilmemiş altyazı -
By the time Edgar and I get through with this coke, the guns will be here.
- Çevrilmemiş altyazı - - Çevrilmemiş altyazı -
I hope the guns are here, or we'll have a problem.
- Çevrilmemiş altyazı -
Okay, then w... when are the guns supposed to get here?
Tamam. Ne zaman burada olacak o silahlar?
You got the guns?
Silahlar sende mi?
So these are the good people with the guns who are going to stop the bad people with the guns?
Silahlı kötü insanları durduracak silahlı iyi insanlar bunlar öyle mi?
We're the good people with the guns.
Silahlı iyi insanlar bizleriz.
And yet, the tunnels were dug beneath our feet to silence the guns pointed at our heads.
Ve kafamıza doğrultulmuş silahları susturmak için.. .. ayağımızın altından tüneller kazmıştı.
Claimed he didn't hire Levinson to drop off the guns.
- Silahları bırakması için... -... Levinson'ı tutmadığını söyledi.
Who's manning the guns, a pet monkey?
Silahları kim kalibre ediyor. Evcil bir maymun mu?
And draw a prey for the bigger guns.
Büyük toplar için av çekersin.
If the grounders make it through the front gate, guns and grenades should force them back.
Dünyalılar ön kapıdan girerlerse silahlar ve bombalar onları geri püskürtecektir.
Sending in the big guns to Austin.
Büyük silahları Austin'e gönderiyorsunuz demek.
In case it weren't obvious, this is the part where you drop your guns.
Açıkça belli olmamışsa, silahlarınızı bırakmanız lazım gelen kısımdayız.
We followed the report of your guns.
Silahlarınızın izini sürdük.
Guns in the sauna.
Silahlar saunada.
From now on, you import guns for the entire organization.
Şu andan itibaren, tüm adamlarımıza silah getirt.
But we understand that if I go in here and bark at these people, I kick in their doors, and that I do piss them off, the next time that's gonna be that many more guns shooting at me.
Bunu nasıl yapacağım? Ama anlıyorum ki oraya gidip bu insanlara bağırıp, kapılarını kırarsam ve onları kızdırırsam bir sonrakine bir o kadar daha fazla silah bana ateş ediyor olacak.
Christian, I think we can all agree that the use of force- - be it firearms or stun guns- - is a measure that should only be used when all other means have been exhausted, right?
Christian, eminim hepimiz şiddet kullanımının- - ya da sersemletici silah- - sadece başka seçenek kalmadığında uygun olduğu konusunda hemfikirizdir?
The fact that I stuck to my guns and helped another lonely person find love.
Yine yeteneğimi konuşturup başka bir yalnız kişinin aşkı bulmasına yardımcı oldum.
And I will tell him how the white men came..... and, with their guns, drove you from your woodland home.
Ve ona beyaz adamların nasıl silahlarıyla geldiğini ve sizi ormanlık yurdunuzdan sürdüğünü anlatacağım.
Remember that time when we crashed through the doors and we had our guns and you went, "I didn't do it!"
- Kapına geldik silahlarımızı üzerine doğrulttuk ve sen "ben yapmadım" dedin.
Wow. Where were you two heroes when I was 9 years old, being dragged out of my house by men with guns, thrown into the foster-care system?
Beni 9 yaşımda evimden silah zoruyla sürükleyerek çıkartır ve bakıcı aileye verirlerken, siz iki kahraman neredeydiniz?
Hope you saved the big guns for last.
Ağır topları sona saklamışsındır umarım.
The coke is for our trouble. But we still want our guns.
- Çevrilmemiş altyazı -
Really? You think more guns on our streets is the answer?
Sokaklarda daha fazla silah olması bir çözüm mü yani?
Great, so we've got tickets to the end of the world, and we don't have any damn guns.
Güzel, anladığım kadarıyla Dünya'nın kaderi bizim ellerimizde fakat hiç silahımız yok.
Rick and the rest walked out with a lot of your guns.
Rick ve digerleri bir suru silahla birlikte cikip gittiler.
Put your guns on the floor.
Silahlarinizi yere birakin.
Put your guns on the floor and kneel.
Silahlarinizi yere birakip dizlerinizin uzerine cokun.
I need the big guns.
Daha etkili bir silah lazım.
Yeah, well, I think... you know what? I think he was embarrassed, you know, in front of HBO, the big guns, you know,'cause they're right.
Herhalde HBO'daki sağlam taşları görünce utandı.
Put your guns on the floor an kneel.
Silahlarınızı yere bırakıp diz çökün.
He told me about the army, guns, how they took people away.
Ordudan, silahlardan ve insanların nasıl götürüldüklerinden bahsetti.
And he was totally right, and he was so hard, Jill... so I fucked the shit out of him on top of a pile of guns.
Haklıydı da ve çok da sertti Jill sonra bir yığın silahın üzerinde nefessiz sikiştik.
I have guns and drugs in basements by the ton.
Bodrum katlarında tonla silah ve uyuşturucu var.
guns 394
gunshot 526
gunshots 265
guns down 40
guns blazing 38
gunshot wound 43
guns firing 16
guns cock 16
the godfather 48
the great gatsby 18
gunshot 526
gunshots 265
guns down 40
guns blazing 38
gunshot wound 43
guns firing 16
guns cock 16
the godfather 48
the great gatsby 18
the guardian 21
the good wife 16
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
the game has changed 18
the game is over 59
the greater good 16
the gun 223
the good wife 16
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
the game has changed 18
the game is over 59
the greater good 16
the gun 223
the good stuff 48
the game's over 47
the games 17
the good old days 37
the ghost 58
the guard 38
the gas 49
the girlfriend 25
the ground 30
the guy 205
the game's over 47
the games 17
the good old days 37
the ghost 58
the guard 38
the gas 49
the girlfriend 25
the ground 30
the guy 205