English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / This one's locked

This one's locked translate Turkish

31 parallel translation
- This one's locked, too!
- Burası da kilitli!
I usually keep this locked when no one's here.
Kimse olmayınca, burayı hep kilitlerim.
But no one saw a stranger, on a Friday, at a fairly early hour, enter into a locked and lighted home and remove this little girl undetected.
Ama kimse sokakta bir yabancı görmemiş. Cuma akşamı erken sayılacak bir saatte kapısı kilitli ve ışıkların yandığı bir eve girilmiş ve fark edilmeden kızı kaçırmışlar.
Well, this one's locked.
Bu kapı kilitli.
Oh, there's this one scene where Professor Beauchamp accidentally drinks laxative instead of gravity medicine, then he gets locked in the hyper-space chamber, and...
Bir sahnede Profesör Beauchamp kazara yer çekimi ilacı yerine müshil içti, sonra hiper uzay odasında kilitli kaldı ve... Anlatırken hakkını veremiyorum.
No one's been in or out of this bay since I locked it down myself.
Kilitlediğimden beri giriş veya çıkış yapılmamış.
Elle, this one's locked.
Elle, bu kilitli.
Except he's got this one locked file on his computer that...
Bilgisayarindaki su kilitli dosya haricinde...
This one's locked, too.
Bu da kapalı.
This broad trying to put a feather in her cap is gonna get us all locked up.
Bu kadın, kendini öne çıkarıp bizi saf dışı bırakmak istiyor.
That little collector's item there was given to my brother and me, we both got one, this one is mine obviously, when my great-uncle Yetzok tripped and accidentally locked himself in a freezer chest.
Bu nadide parça kardeşim ve bana birer tane verilmişti. Bu benimkisi tabi ki. Büyük amcam Yetzok tökezleyip yanlışlıkla kendini derin dondurucuya kitlediğinde almıştık.
This one's locked.
- Bu kilitli.
This one's locked.
Bu kilitli.
- This one's got me locked out, but...
Bu beni kilitledi, ama...
This one's locked.
Burası kilitli.
This one's locked, any idea what's in there.
- Her şeyi size borçluyum. Kilitli.
I, uh, know you've been locked away for a while but no one's wearing orange this season.
Bir süredir hapishanede tıkalı olduğunun farkındayım ama, bu sezon hiç kimse turuncu giymiyor.
We get this onto one of those, and it's locked up tight.
Bir tanesine ulaşabilirsek bu, sıkı koruma altına alınmış olur.
The secrets of our past, our present, and our future are locked inside this one moment in time.
Geçmişimizin sırları.. .. bugünümüz.. .. ve geleceğimiz.
- This one's locked.
- Burası kilitli.
I'm sorry I gave you a scare earlier. I try to keep this place locked down but with so many entrances and exits one or two managed to get in once in a while.
Burayı kilit altında tutmaya çalışıyorum ama o kadar çok giriş çıkış var ki ara sıra birkaç tanesi girmeyi başarıyor.
This one's locked.
Bu kilitlenmiş.
You mean, all this time, I've been locked in a Russian gulag, no one, not one single person from the Muppets except Animal noticed I'd been replaced by an evil criminal mastermind?
Yani Rus çalışma kampında hapsolduğum onca zamandır... Muppets'dan Animal dışında hiç kimse... kötü bir suçlunun yerime geçtiğini fark etmedi mi?
This is one of Doc Ock's labs, who, thankfully, is locked up aboard the S.H.I.E.L.D tri-carrier.
Bu şükürler olsun ki S.H.I.E.L.D.'ın Üçlütaşır'ına kilitlenen Doktor Ock'un laboratuvarlarından biri.
No one knows we're locked in this fucking bunker!
Hiç kimse bu kahrolasıca sığınakta kilitli kaldığımızı bilmiyor.
This one time, I was six... he puts me down there and I wake up and it's locked.
Bir seferinde ben altı yaşındayken beni aşağıya kapattı bir uyandım ki kapı kilitli.
- He said this one's locked too.
- Diğer kapı da kilitliymiş.
Man # 3 : Hey, this one's locked.
Bu kapı kilitli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]