English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / This one's special

This one's special translate Turkish

120 parallel translation
But this class is also a special one.
Ama bu sınıfın bir özelliği var.
And now I'd like to do a special old favorite, the song that got me started in this business that's been so kind to me, a song you've loved through the years... and one I'm sure you're gonna love tonight.
Ve şimdi değerli bir eski favori söylemek istiyorum bu işe başlamamı sağlayan şarkı, bana çok başarı getirmiş bir şarkı yıllar boyunca sevdiğiniz ve eminim bu akşam da bayılacağınız bir şarkı. "Keep A-Goin"!
Remember this one with Ray Charles on Jerry's special?
Bunu hatırladın mı, Ray Charles Jerry'nin özel konuğuydu.
It resides, and I mean this in a pink, slightly special way, in one's attitude of mind.
Onun oluşumu, ki bunu sevimli pembe ve özel bir şekilde söylüyorum, kişinin kafasında başlar.
Mr. Holmes, we can only regard it as a special Providence that you should chance to be here at this time, for in all England you are the one man we truly need.
Bay Holmes, Tam da ihtiyâcımız olduğu şu zamanda, sizin burada olmanızın İngiltere için bir şans olduğu kanısındayız.
So anyhow, he was very proud'cause he had this very clever son, and he knew that one day, this son was gonna grow up to be something very special.
Herneyse, pek gururlu biriymiş çünki oldukça akıllı bir oğlu varmış ve inanıyormuş ki bir gün oğlu büyüyüp çok özel biri olacakmış.
Not only has Special Agent Chester Desmond disappeared... without a trace, but this is one of Cole's blue rose cases.
Sadece Özel Ajan Chester Desmond'ın sırra kadem basmasından değil. Ayrıca Cole'un şu mavi gül vakası da var.
I Was... y ou and I Were Working on this movie, together for once... and one of your special effects Went really Wrong.
Ben... Sen ve ben bu filmde bir defalığına beraber çalışıyorduk ve senin özel efektlerinden birisi yoldan çıktı.
- This one's special.
- Bu, özel.
What's so special about this one?
Bu neden bu kadar özel?
This is one of Rom's special security locks.
Bu, Rom'un özel güvenlik kilitlerinden.
Ladies and gentlemen, this is a great moment for America, and for one very special lady - Whistler's Mother.
Bayanlar ve baylar, bu Amerika için harika bir an ve çok özel bir bayan için... Whistler'ın Annesi.
It's mortals that think this one god is so special.
Ölümlüler bu tek Tanrı'nın çok özel olduğunu düşünüyor.
Still, they say this one's gonna be something special. ( Mike : ) But we ain't the same.
Ama biz aynı değiliz.
- And what's special about this one?
- Bu gitarı özel kılan ne peki?
- This one's special.
- Bu özel biri.
In one moment, I understood more clearly than ever why we were so special,..... why we kept our secret. Because if we didn't,..... sooner or later, they'd turn it into this.
Ve o an neden sırrımızı özenle sakladığımızı neden özel olduğumuzu... anladım... eğer olmasaydı, er ya da geç burası gibi olacaktı.
This one's special.
Bu kız çok özel.
Be nice if this paint transfer had just one special property.
Lütfen bu boya kalıntısı özel bir modele ait olsun.
See, it's got the Sears Tower here, and this one here is very special.
Bak, burada Sears kuleleri var, ve buradaki benim için çok özel.
But this one's special, Carlos.
Fakat bu çok özel Carlos.
What's so special about this one?
Bunun nesi özelmiş?
But this one's special.
Ama o özeldi.
I have with me a very special new friend of mine, Mr Peter Duff, who worked on the canals not just in this century but, can you believe it, in the last one.
Yanımda yeni ve çok özel bir arkadaşım var.. .. bay Peter Duff....... kanallarda çalışmış biri, bu yüzyılda değil, geçen yüzyılda.
It's nice when she gets up in the morning... like she comes and wakes you up, and you look at her... and she has this very special smile on her face... and she leans to me like this... looks at you, and as soon as you open your eyes... one day she says to me, "I love you to the moon."
Sabah uyurken beni uyandırmak için yanıma gelir. - Ona bakarım ve çok özel bir gülüşünü görürüm. - üzünü bna doğru bu şekilde yatırır.
I have dozens of holders't home, but this one's special.
Onlarca sigaralık var evde, ama bunun yeri başka.
This one's special.
Ama bu özel bir saat.
This one's special.
Bu özel olanı.
Shown in the us for the first time,... this 17th century samurai collection is owned by one of the Mediterranean's most special guests,
17. yy. samuray koleksiyonunun sahibi, Mediterranean'ın en özel konuklarından biri ;
And he's a special one, this guy. That's the word on the street.
Lorelai memnun oldum ve bu adam özel bir erkektir.
What's so special about this one?
Bunun ne özelliği var?
So it says that one kid's gonna get this special prize, better than all the rest.
Şekilde görüldüğü üzere. Diğerlerinden daha iyi olan çocuk, özel ödülü kazanacakmış.
Well, this one here's a special fellow.
Ama bu seferki özel bir adam.
This one has a very special place in my heart, see... Because he is my nephew and also, Montecito's own.
Bunun kalbimde özel bir yeri var, anlıyor musunuz çünkü o benim yeğenim..... ve ayrıca Montecito'nun elemanı.
In this house, whenever anybody is good for three whole days in a row, they get one of Mama's extra special fruit smoothies.
Bu evde üst üste üç gün uslu duran biri annenin özel meyveli içeceğine hak kazanır.
I appreciate all the anger that's in this room, and God knows I'm not one to shy away from a fight, but I suggest that instead of starting a union, we form a special committee to maybe paint Mr. Cochran's house so he'll want to be nice to us.
ve Tanrı biliyor ki... böylece bizi anlayacaktır.
One press of a button... and each of your new classmates will have the link to this special website.
Bir düğmeye basmamla yeni sınıf arkadaşlarının hepsi bu özel sitenin adresine ulaşmış olacak.
This one's special.
Bu seferki özel.
smooch! Okay, now this present is the most special one, that's behind my back.
Şimdiki hediye en özel olanı.
Exploding trailers were pretty common where we lived, but this one was special,'cause a celebrity blew up in it.
Yaşadığımız yerde, karavanların patlaması, sık rastlanan bir durumdu, ama bu seferki özeldi, çünkü içinde ünlü bir insanla patlamıştı.
There's something special about this one, Lana.
Bu çocukta özel bir şeyler var, Lana.
This one's special.
Bunun manevi değeri var.
I'm sending this one out as a special request to our buddy Miles who's in a real bad place right now
Bunu şu anda gerçekten kötü bir yerde olan arkadaşımız Miles'a özel istek olarak gönderiyorum.
Okay, let's get started on this special auction of 14 versions of the famous Ultraworld Number One.
Pekala, Ultraworld Number One'ın 14 versiyonunun bu özel açık artırmasını başlatalım.
What's so new and so special about this one?
Onu özel kılan şey ne?
But this one's special vintage.
Ama bu en özel olanı.
This one's special.
Özel
This one is kind of special and... it's for you.
- Bu biraz özel bir parçadır... Ve senin için.
What we are offering you here at this children's charity event is an adults-only, one night special.
Çocuklara yardım kampanyasında sadece bu geceye özel sadece yetişkinlere özel bir teklif sunuyoruz :
It's all gonna be done with special effects and camera tricks, but we only got one shot at this while the sun is rocking that awesome gold color.
Özel efektler ve kamera hileleriyle herşey tamam olacak. Tek bu sahnemiz kaldı. Güneş altın rengiyle parıldıyor.
To determine who will be the plus one of my golden ticket, we will settle this with Morgan's special triathlon.
Altın biletimle yanımda kimi götüreceğime kadar vermek için özel Morgan Triatlonu'nu koşacaksınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]