Until translate Turkish
94,242 parallel translation
I have only three hours until the patent office opens.
Benim patent bürosu açılana kadar üç saatim var.
Someone to work alongside me, to ease my load until I can make a mark with my ideas.
Ben fikirlerimle iz bırakana kadar yanımda çalışacak yükümü hafifletecek birine.
- We take some bread, butter it, and keep serving it in baskets - until you tell us to stop.
- Biraz ekmek alıp üzerine yağ sürüyor ve siz yeter diyene kadar sepetin içinde servis ediyoruz.
How long until impact?
Çarpışmaya ne kadar var?
But until then, just be careful.
Ama o zamana kadar dikkatli ol.
Until I can find them another place to live.
Onlara yaşayacak başka bir yer bulana kadar.
Er, I'm not going anywhere until I see Linda Simms'file.
Linda Simms'in dosyasını görene kadar bir yere gitmiyorum.
Until the retrial.
- Yeni davaya kadar sürecek.
Until then, we have to keep you away from Banville and your colleagues in the press.
O güne dek seni Banville'den ve gazeteci meslektaşlarından uzak tutacağız.
But she doesn't disable her phone until 40 minutes after.
- 21 : 53. Telefonunu 40 dakika sonra kapatmış.
Not until the job is finished.
Bu iş bitene kadar değil.
Stay home until you hear from me.
O kadın deli. Ben söyleyene dek evden çıkma.
Until now, we thought she was the last person to see Linda alive, when she was talking to Kevin outside the school hall.
Linda'yı canlı gören son kişi olduğunu sanıyorduk. Okul bahçesinde Kevin ile konuşurken.
And the Reverend too until he comes to his senses.
Aklı başına gelene kadar pederi de.
Everything was great, until it wasn't.
Herşey şahaneydi ama olmadığı zamana kadar.
Then he disappears without a trace until he shows up again in Sleepy Hollow three years ago.
Sleepy Hollow'da üç sene evvel ortaya çıkana kadar hiç iz bırakmadan ortadan kayboluyor.
It'd fill up her lungs until she couldn't breathe.
Nefes alamayana kadar ciğerlerine dolar.
I ain't going nowhere until this bitch gets what she deserves.
Bu karı layığını bulmadan şuradan şuraya gitmem.
As fast as you can, until you feel like your lungs is about to collapse.
Elinden geldiğince hızlı, ciğerlerin patlayacak gibi olana kadar.
Until you can't think about nothing but how tired your legs are.
Bacaklarının ne kadar yorulduğundan başka bir şey düşünemeyecek kadar.
" Amanda, I will not stop until my ass is so small it disappears entirely.
" Amanda, kıçım küçülüp tamamen yok olana kadar pes etmeyeceğim.
- Until one of'em stole the other one's - imaginary Easy-Bake Oven... - Mmm-hmm.
Ta ki biri diğerinin hayali oyuncak fırınını çalıp da diğeri hayali arabasıyla onu ezene kadar.
Well, wait until you see the nightlife.
Bir de gece hayatını gör.
Until she got pregnant.
Ta ki prenses hamile kalana kadar.
Why don't we table this conversation until you come down and start making some sense?
Bu konuşmaya hapın etkisi geçip aklın başına geldiğinde devam edelim.
My cousins and I, we used to practice during summer vacations in Wichita until Meemaw found us and said we were headed towards a fiery lake of burning sulfur, by which she meant hell.
Kuzenlerimle yaz tatillerinde Wichita'da bunu yapardık, ta ki ninem bizi bulup kaynar sülfürden bir göle, yani cehenneme gideceğimizi söyleyene kadar.
She's all fun and loopy, until she stab you in the thigh with your eighth grade karate trophy.
Sevimli ve çatlak olurlar, ta ki karate ödülünü sana saplayana kadar.
Some people. They can't appreciate a good thing until it's gone.
Bazı insanlar kaybedene kadar ellerindekinin değerini bilmiyor.
Tracy Loomis and I were best friends until she went through puberty before me and got more popular because it was rumored that she let David Rosen titty fuck her.
Tracy Loomis en yakın arkadaşımdı. Benden önce ergenliğe girdi ve daha popüler oldu çünkü David Rosen'a memelerini becerttiği dedikodusu çıktı.
Until I get there, I need you to... I need you to fight.
Ben gelene kadar senden savaşmanı istiyorum.
I'm this fucking criminal... but I never thought about killing anyone until I had Pepa.
Güya azılı bir suçluyum ama Pepa'yı doğurana kadar hiç kimseyi öldürmek aklımdan geçmedi.
We're gonna keep him tied up until this thing is over... and then we'll hand him over.
İsyan bitene kadar onu bağlı tutup sonra da teslim edeceğiz.
- until IA concludes its investigation.
- dava açıp açmamaya karar veremez.
Mr. Caputo is gonna tell the governor no hostages until all our demands are met, especially CO Bayley in jailey.
Bay Caputo, valiye tüm taleplerimiz karşılanmadan, özellikle Memur Bayley hapse atılmadan rehineler salmayacak, diyecek.
I don't want anybody seeing them until we've had time
Biz demeç hazırlayana kadar kimse onları görmeyecek.
Just keep telling her until she does.
Dinleyene kadar söylemeye devam et.
"And I will not stop until the Arno runs red " like the Phlegethon.
" Arno Phlegethon gibi kızıl akana dek de durmayacağım.
Not until I had the opportunity to charge him.
Onu suçlayana dek bilmiyordu.
Ignored him until Onario began to emulate his father's crimes, right?
Onario babasının suçlarını taklit edene dek değil mi?
To go back out there and just make sure he makes it through until morning.
Oraya geri dön ve sabaha kadar dayanmasını sağla.
Until the plan had to change.
Planın değiştirilmesi gerekene kadar.
Those two down there, and anyone else who comes in here until that's gone.
Şu ikisi ve bu bitene kadar gelen herkes.
We won't know for sure until the vote's begun.
Oylama başlayana kadar emin olamayız.
Imagine the journalists clambering for a story, how long until they discover that you are living in sin, with a divorcée, who is your first cousin?
Haber için yanıp tutuşan gazetecileri düşün. Kuzenin olan dul biriyle günah içinde yaşadığını öğrenmeleri ne kadar sürer?
" Lenard's objections to the general theory of relativity are of such superficiality that, up until now, I did not think it necessary to answer them.
"Lenard'ın genel görelilik kuramına itirazları o kadar yüzeysel ki şimdiye dek onlara cevap vermeyi gerekli görmemiştim."
Until we get answers, we sit tight.
Cevap alana kadar, bekleyeceğiz.
Not until I get some answers.
Bazı cevaplar alana kadar olmaz.
They will isolate you, intimidate you... until they find your weakest link and then exploit it.
En zayıf halkanızı bulana kadar sizi ayırıp korkuturlar ve oradan patlatırlar.
And according to my esteemed colleague, the particle does not exist at all until we observe it.
Ve saygıdeğer meslektaşıma göre biz onu gözlemleyene kadar o parçacık aslında var olmuyor.
113 minutes until we get a surprise.
Sürprize kadar 113 dakikamız var.
But whatever they've tried up until now, it's only shut her down.
Ama şu ana kadar her ne denedilerse, sadece kendini kapatmasına sebep olmuş.
until we meet again 44
until you die 46
until then 921
until next time 48
until the end 48
until about 19
until death 17
until you 28
until the end of time 16
until further notice 59
until you die 46
until then 921
until next time 48
until the end 48
until about 19
until death 17
until you 28
until the end of time 16
until further notice 59
until today 117
until i was 18
until tomorrow 107
until one day 105
until when 50
until later 22
until recently 106
until i met you 38
until you do 35
until finally 32
until i was 18
until tomorrow 107
until one day 105
until when 50
until later 22
until recently 106
until i met you 38
until you do 35
until finally 32