English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Until i met you

Until i met you translate Turkish

194 parallel translation
That is, I didn't until I met you.
Yani seninle tanışana kadar.
until I met you.
Seninle tanışana dek.
I never got entangled with any girl until I met you.
Seninle tanışana hiçbir kadının üzerine düşmedim.
But I wasn't going to do anything about it, not until I met you.
Ama senle tanışana kadar bu konuda bir şey yapmadım.
- Oh, until I met you.
- Oh, sana rastlayana kadar.
I didn't know that until I met you.
Seninle tanısana kadar bilmiyordum bunu.
Was not alive... until I met you...
" seninle karşılaşıncaya kadar hayatta değildim,
Until I met you, I didn't think it was possible either.
Seninle tanışana kadar ben de buna inanmıyordum.
She's the only woman I've ever trusted completely... until I met you.
Tümüyle güvendiğim tek kadındır... sana raslayana kadar.
Rae, I just never could write until I met you.
Rae, seninle tanışana kadar yazamıyordum.
Well, perhaps it was, until I met you.
Belki de öyleydi, ta ki sana rastlayana dek.
Until I met you, because of the mines.
Sizi tanımadan önce babanızın kurşun madeni içindi.
I thought I'd found my way... until I met you.
Seninle karşılaşana kadar kendi yolumu bulduğumu düşünüyordum.
Until I met you,
Ta ki seni tanıyıncaya kadar,
Until I met you, I didn't think it was possible either.
Seni tanıyana kadar, bunun mümkün olabileceğini ben de düşünmemiştim.
I disappointed until I met you
Ta ki seninle karşılaşana kadar.
To help them, I married a man I don't love but to whom I've remained to whom I've always remained faithful, until I met you.
Onlara yardım etmek için, sevmediğim bir adamla evlendim ama ona her zaman sadık kaldım, seninle tanışıncaya dek.
You see, until I met you, I had only ever experienced desire.
Sizinle karşılaşıncaya kadar yalnızca arzuyu tatmıştım.
I always wanted to be the best and I thought I was, until I met you.
Her zaman en iyi olmayı istedim. Seninle tanışana kadar da öyle olduğumu sanıyordum.
I don't think I knew what love was until I met you.
Seni tanıyana kadar aşkın ne olduğunu bildiğimi sanmıyorum.
Bartina, until I met you... I was the loneliest warden in the penal system.
Bartina, seni tanıyana kadar ceza sistemindeki en yalnız hapishane müdürüydüm.
I thought they were myths until I met you.
Seninle karşılaşana kadar onların efsane olduğunu düşünmüştüm.
But I wasn " t going to do anything about it, not until I met you.
Seninle tanışana kadar da bir şey yapmayacaktım.
I haven't been in a serious relationship for a long time, and I didn't expect to be in one any time soon... until I met you.
Uzun zamandır ciddi bir ilişkim olmadı ve kısa zamanda olmasını da beklemiyordum seninle karşılaşana kadar.
- Until I met you.
- Seni sevdiğimi bil.
Until I met you.
Sana rastlayana kadar.
And I didn't start to drink until I met you.
Ben de seninle tanışana kadar içmezdim.
I didn't even know she existed until I met you.
Seninle tanışana dek onun varlığını bilmiyordum.
And that was the end of the affair until I met you with that detective's card in your hand.
Bu da ilişkinin sonu oldu ; ta ki seni elinde bir dedektifin kartıyla gördüğüm o güne kadar.
I never once ever doubted that I didn't make the right choice until I met you.
Seninle tanışana kadar doğru kararı verdiğimden hiç şüphe etmemiştim.
I never realized it until I met you.
Seninle karşılaşmadan önce farkında değildim.
You know, I got to tell you, Sister... until I met you, I'd always thought nuns were a bunch of old maids... that had always just given up on life.
Söylemem gerekir ki rahibe... seninle tanışana kadar, tüm rahibeleri hayattan vazgeçmiş... ihtiyar bakireler sanıyordum.
Until I met you, Lois.
Ta ki sana rastlayana kadar Lois.
I didn't until I met you.
Seni tanıyana kadar... içmiyordum.
But I never understood until I met you.
Ama senle tanısana kadar bunu anlayamamışım.
I didn't understand that until I met you.
Seni tanıyana kadar bunu anlamamıştım.
Yeah, until I met you.
Evet, senle tanışana dek.
Until I met you, I was perfectly capable.. .. of shopping for shoes without someone trying to kill me!
Seninle tanışana kadar, çıkıp ayakkabı satın alabiliyordum beni öldürmeye çalışan kimse olmadan.
For me the waiting room was my life until I met you.
Benim için seninle tanıştığım yerdi.
I suppose we were happy enough in our own quiet little way until we came on this trip and i met you.
Ama bence artık her şey değişti.
The day I met you at the station, you wanted to kiss me, until you saw the lilac in my lapel.
Seninle istasyonda karşılaştığım gün yakamdaki leylağı görene kadar beni öpmek istemiştin.
I have been thinking this for a while until today I met you.
Bugün, seninle karşılaşana kadar böyle düşünüyordum.
I never met her until the day you left town, which was June 6, remember?
Senin annene gittiğin 6 Hazirandan önce bu kızı hiç görmemiştim.Hatırladın mı?
Knowing you were coming back, I've been holding this for you until we met.
Geri döndüğünü bildiğim için, bunu buluşuncaya kadar elimde tutuyordum.
Until I met her again with you, when I brought the drill collar.
Ta ki sana ağırlık borularını getirdiğim zaman onunla yeniden karşılaşana dek.
I haven't met all of you until today.
Bugüne kadar hiç birinizle karşılaşmamıştım.
Until a few days ago, you and I had never met.
Birkaç gün öncesine kadar senle ben tanışmamıştık.
All I know is that... my Red didn't start to drink until he met you.
Bütün bildiğim... benim Red'im seninle tanışana kadar içki içmezdi.
I mean, I don't want to criticize, but you really haven't seen America until you've seen the small towns, met the people, studied the way my friend richie throws a keg party.
Eleştirmek istemem ama bu ufak şehirleri gördüğünde Amerika'yı görmüş olmuyorsun. Yani arkadaşımın muhteşem partisini kaçırdınız...
But I didn't put it together until I remembered... something you had done last week when you met Captain Stottlemeyer.
Ama geçen hafta Yüzbaşı Stottlemeyer ile tanıştığınızda olanları hatırlayana kadar olayı çözememiştim. Ben mi?
You know, l-l would've believed you, Jack, until I met this man, who seems to know a lot about ya,
Biliyor musun, sana inanmıştım Jack. Taa ki bu adamla tanışıncaya kadar. .. senin hakkında çok şey biliyor gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]