English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We got a plan

We got a plan translate Turkish

307 parallel translation
But we got a plan.
Ama bir planımız var.
We ain't got much of a chance, but we got a plan.
Fazla şansımız yok, ama planımız var.
We got a plan?
Planımız var mı?
Ray, we got a plan!
Hey, Ray! Bir planımız var!
We got a plan.
Bir planımız var!
- We got a plan for him, baby.
- Onun için bir planımız var bebeğim.
We got a wedding to plan.
Planlamamız gereken bir düğün var.
He's got a set-up, that's all, and we gotta wait.
Bir planı var, hepsi bu ve biz de beklemek zorundayız.
We haven't got a date and I haven't made any plans, so why don't you just run along.
Buluşmayacaktık ve başka planım yok o yüzden niçin gidip partiye katılmıyorsun.
We've got to work out a plan of campaign.
Bir plan yapmamız gerek.
And the route, we've got to map out a new plan.
Hem de nasıl, planı değiştirmeliyiz.
We've got to find a flaw in his plan.
Planında zayıf bir taraf bulmamız gerek.
- I got a plan and we got to do it, honey.
Bir fikrim var hayatım.
Last year we got 2050 liters of milk per cow, a figure exceeding the plan by 490 liters...
Biz geçen yıl inek başına.. 2050 litre süt aldık, bu miktar beklenenden 490 litre fazla,..
We've got a plan of operation all prepared.
Hazırlanmış bir harekat planımız vardı.
We've got to have a plan.
Bir planımız olmalı.
- That's great, we've got a million idea.
- Harika, milyon tane planımız var.
Last time we met, Colonel Cai and I were going to tell you about a plan and "A" camp 107 got hit.
Son buluştuğumuzda, Albay Cai ve ben sana bir plandan bahsediyorduk ve "A" kampı 107 vuruldu.
The moat there is solid situation is unclear We have to plan again Our troops retreated, you've got to have a plan
Hendek çok sağlam Durum ise bulanık iyi plan yapmalıyız birliklerimiz geri çekildi, plan için zamanımız olacak mı?
All right. We've got a stockholders'meeting tomorrow at which we're gonna announce the restructuring-of-management plan.
Yarın yeni yönetim planımızı açıklayacağımız hissedarların katılacağı bir toplantı var.
At present, all we have is an old floor plan we got from a former resident.
Şu an, bütün sahip olduğumuz, önceki sakininden aldığımız eski kat planı.
We both got only a Bat Blade I realized later... you've plan on Ximen Luoye
Çünkü her birimizde sadece bir kılıç vardı Sonradan gördüm ki... Ximen Luoye'den kılıcı almayı planlıyormuşsun
Yeah, well, anyway, just stay put because we've got a plan and we're gonna prove you're innocent.
Tabi, haklısın. Neyse, sadece sakin ol çünkü senin masum olduğunu ispatlayacağımız bir planımız var.
Lf, on the other hand, things were to come unstuck, and the minister got it into his head that we were engaging his good offices in order to clear up traces of some unlicensed venture which had aborted, and there was a scandal, well, it would be just one scandal too many.
Diğer yandan, eğer plan tamamen suya düşerse, ve bakan iyi niyetinin yarıda kesilmiş, emniyetsiz ve riskli bir işin artıklarını temizlemek için kullanıldığını anlarsa ve bir de skandal varsa, işte, bu bir skandaldan daha da fazlası olur.
We're organized, we have a plan, and we've got a new ammo to kill those lizards.
Örgütlüyüz, bir planımız ve onları öldürecek yeni bir silahımız var.
Uh, guys, we got a little change of plan here.
Beyler, planlarda ufak bir değişiklik oldu.
COME ON, WE'VE GOT A WEDDING TO PLAN.
Haydi, daha düğün listesi hazırlayacağız.
We got a schedule to keep.
Uymamız gereken bir planımız var.
You know we got a very good health plan?
Harika bir sağlık sigortamız var.
We got to think of a plan.
Plan yapmamız lazım.
We got the word your friend has got a deal cooking.
Haberi aldık, arkadaşın bir plan düzenliyor.
Now, we got to make a plan to get that boy to kiss you.
Şimdi, o çocuğun seni öpmesini sağlamalıyız.
- We've got to have a plan.
- Bir plan yapmamız lazım.
- We've got a plan!
- Bir planımız var!
- And I thought all we got was a dental plan.
- Şöyle bir kıçına bakarız sanmıştım.
- Lucky thing we've got a plan. Lucky thing.
- Allahtan bir planımız var.
I say the plan becomes null and void once we found out we got a rat here.
Sana söylüyorum, plan falan kalmadı artık, aramızda köstebek çıktıktan sonra planın önemi kalmadı.
- You got a plan, once we go inside?
İçeri girdikten sonrası için bir planın var mı?
- Well, at least we've got a plan.
- En azından bir planımız var.
Well, we got a little barbecue planned for tomorrow.
Yarın için küçük bir barbekü planımız var.
I'm probably just dreaming, but it's the closest thing to a plan we've got.
Muhtelemen hayal kuruyorum ama elimizde plana benzer başka bir şey yok.
Super idea, sir. We got a contingency plan. Good.
- Çok güzel bir fikir efendim, hemen bir plan yapar, sizi ararız efendim.
We've got a plan.
Planımız var.
We got a wedding to plan. Remember?
Planlamamız gereken bir düğün var mankafa, hatırladın mı?
Hey, we got a good plan going.
Planımız tıkır tıkır işliyor.
We got a suspect in there.
Planı değiştirin Burada bir rehine durumu var.
- We've got to start writing prefaces or, like, a list that says, " Today we'll do these scenes.
- Bir plan oluşturulmalı. - Notlar çıkarmamız lazım. Listeler hazırlayıp bugün şu sahneleri çalışacağız demeliyiz.
We've got to get a plan together.
Birlikte bir plan yapmalıyız.
Theresa has got a plan whereby we might recoop at least a part of it.
Theresa'nın bir planı var. En azından paranın bir kısmını telafi edebiliriz.
In fact, I'll bet we've already got a game plan.
Aslında, zaten bir oyun planımız olduğuna bahse bile girerim.
Look here, we got a little change in plans.
Bak planım biraz değişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]