Where is the boy translate Turkish
186 parallel translation
Where is the boy?
Çocuk nerede?
- Why, where is the boy?
- Hey, o nerede?
- Where is the boy?
- Çocuk nerede?
Where is the boy?
Oğlan nerede?
Where is the boy, where is the boy?
# Oğlan nerede, oğlan nerede?
So where is the boy anyway?
Neyse, nerede bizim adamımız?
Where is the boy?
Nerede bu çocuk?
Where is the boy now?
Oğlan nerede?
Hey, where is the boy that was in there?
Hey, içerideki çocuk nerede?
- Where is the boy?
- Oğlan nerde?
- Where is the boy's father?
Ona Mabet teklif ettim ve o da kabul etti.
Hey, where is The Boy?
Hey, "Çocuk" nerde?
Where is the boy who was here?
Buradaki oğlan nerede?
- Where is the boy?
- Küçük nerede?
Where is the boy martyr?
Bombacı çocuk nerede?
Where is the boy in all this, Kitty?
Damat nerede, Kitty?
Where is the boy?
Çocuk nereye gitti?
I wonder where the old boy is.
- Bu adam nerede merak ettim.
This is where the stories offered by the State and the boy diverge slightly.
Burası devletin hikayeler sunduğu ve çocuğun yoldan sapmaya başladığı yer.
You want to help the boy. Why else are you here? - Then tell me where he is!
- Yardım etmek istiyorsanız yerini söyleyin.
Be a nice boy, Frankie, tell him where the money is.
Frankie, lütfen ona paranın yerini söyle. Hayır!
Now, if you'll pull up to the first squad working on the left here, that's where your boy Mobley is.
Şimdi, eğer şu sol tarafta çalışan birinci mangaya doğru sürersen senin şu Mobley'i görürsün.
But what beats the hell out of me is where's this boy?
Ama şimdi bilmek istediğim, o çocuğun ne cehennemde olduğu?
What an engaging and magical thought for a teenage boy on the road where the countryside is dappled and rippling in sunlight.
Bu Güneş'in parıldadığı taşra yerleşiminde düşünmek için ne kadar şaşırtıcı bir problem.
The boy, Wesley Crusher, where is he, please?
Çocuk, Wesley Crusher...
If I could just find the boy's weak spot, I could get him to tell me where the eagle is.
Eğer çocuğun zayıf noktasını bulabilirsem kartalın nerede olduğunu kolayca öğrenebilirdim.
I told you the boy had to stay alive, and I told you why. Now, where is he?
Çücuğun hayatta kalması gerektiğini bunun nedeni ile birlikte söylemiştim.
That of the boy, "Where is the Friend's House?"
"Arkadaşımın Evi Nerede" filmindeki çocuklardan birini.
Where is the cabin boy?
Kamarot nerede?
There is a little boy... is about six in the house where I used to work in my country.
Küçük bir çocuk vardı... yaklaşık altı yaşında eskiden ülkemde çalıştığım bir evde.
This is where Quark said he found the boy.
Quark çocuğu burada bulmuş.
Meanwhile, in Fresno, California... where mining engineers continue their attempt... to sink a shaft parallel to the one in which Rickky is believed trapped... authorities say there is still a chance the boy might be alive.
Bu arada, California, Fresno "da... maden mühendisleri, Ricky" nin içine düştüğü sanılan kuyuya paralel... bir kuyu açma çabalarını sürdürüyorlar. Yetkililer, çocuğun hala hayatta olabileceğini söylüyorlar.
Where is the stock exchange moving to, my boy?
Borsa nereye yöneliyor, evlat?
All right, okay. Ask him where the boy is.
- Çocuğun nerede olduğunu sor.
Okay, boy, this is where all the hard work... sacrifice and painful scaldings pay off.
Pekâlâ evlat, burası ; ağır işlerin fedakârlığın ve acı verici yanıkların karşılığını alacağımız yer.
Where is the America that I knew as a boy?
Çocukluğumdaki Amerika nerde?
Where is the birthday boy?
Doğum günü çocuğu nerede?
Anyway, so space boy is looking at this guy's aftershave... so I tell him to look in the trash'cause that's where you find the best trash.
Herneyse, uzay çocuğu adamın traş losyonuna bakarken... Ona çöp kovasına bakmasını söyledim. Çünkü birşey bulmak için en iyi orası.
Our story is set in England, in the small town of Drop-A-Chair-Upon-Top-Snot, where a young blond-haired boy named Pip was on his way to see his parents.
Hikayemiz, İngiltere'de "En Sümüklü Olanın Kafasına Sandalyeyi Fırlat" kasabasında, Sarı saçlı bir gencin, anne ve babasını görmeye gidişiyle başlar.
Where is the lover boy?
Aşk çocuğu nerede?
- Do you know where the boy is?
Çocuğun nerede olduğunu biliyor musunuz?
- Where is the boy?
Çocuk nerede?
Show me the room where the boy is.
Çocuğun olduğu odayı göster bana.
Do you think I would send our helpless boy out there in the world without knowing exactly where he is? Have you got a video?
Yardıma muhtaç oğlumuzu, gerçek dünyaya yerini tam olarak bilmeden göndereceğime inanıyor musun?
Um their parents are-are in the kitchen with Kate and, uh, I guess you know where the boy is.
Ailesi mutfakta Kate'le, sanırım oğlanın nerede olduğunu biliyorsun.
Boy, am I excited to head into court for day one of this riveting nuisance lawsuit where one yacht owner feels that this other yacht owner is in violation of the noise ordinance at Crystal Cove.
Teşekkürler. Mahkemeye gitmek için heyecanlıyım. İlk günün... baş belası davaları.
welcome to the little boy's room where every night is ladies'night.. everybody's pants come off.
Her gecenin bayanlar için olduğu yere küçük adamlar odasına hoşgeldiniz.. herkesin pantolonu insin.
We turned off the lights and went down to the basement... where Mr. Clutter and the boy was.
Işıkları kapatıp, bodruma indik Bay Clutter'la oğlu oradaydı.
Where the fuck is D-Nice and Baby Boy?
D-Nice'la Baby Boy hangi cehennemde?
Your shoeshine boy, he knows where the money is?
Parlak çocuk, o biliyor mu?
Life is not some cheesy Japanese movie where the hero pulls on a pair of jet pants... And flies off the balcony like Astro Boy.
Hayat, kahramanın jetpants'la ortaya çıkıp Astro Boy gibi balkondan uçtuğu basit bir Japon filmi değil.
where is he 5231
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is your brother 26
where is she 3620
where is it from 16
where is this place 56
where is she going 61
where is it 2891
where is 140
where is your wife 24
where is he from 17
where is your brother 26
where is she 3620
where is it from 16
where is this place 56
where is she going 61