You been here before translate Turkish
574 parallel translation
have you been here before?
Buraya... daha önce geldin mi?
How many times have you been here before?
Buraya daha önce kaç defa geldin?
- Have you been here before?
- Buralara gelmiş miydiniz?
- Oh, you been here before, Clara?
- Önceden buraya gelmiş miydin, Clara?
I say, have either of you been here before?
Diyorum ki, sizlerden biri daha önce burada bulundu mu?
- Have you been here before?
- Buraya daha önce geldin mi?
Have you been here before?
Buraya daha önce gelmiş miydiniz?
Dersu, have you been here before?
- Dersu, daha önce geldin mi buralara?
Have you been here before, Mr. Bond?
Daha önce burada bulundunuz mu, Bay Bond?
- Have you been here before, Miss...?
- Buraya ilk gelişiniz mi bayan? ...
You know me, I've been here before.
Beni tanıyorsun, burada daha önce de bulunmuştum.
Oh hey, none of that, you haven't been here before.
Dur bakalım orada. Önceden burada değildin. Uza.
- Have you ever been here before?
- Buraya daha önce gelmiş miydin? - Hayır, gelmedim.
- First, pretending you hadn't been here before second, affording to come here on your salary.
- Nasıl yani? Önce buraya daha önce gelmemiş gibi davranıyorsun. İkincisi de, kazandığın paranın böyle bir yere yetebilmesi.
You Yankees have been here before.
Siz Yankiler daha öncede buraya gelmiştiniz.
- You've been here before?
- Daha önce gelmiş miydiniz?
You haven't been here before.
Daha önce hiç gelmedin ki.
I thought you hadn't been up here before.
Ben de daha önce burada bulunmadığınızı sanıyordum.
You should've been here before 6 : 00. I was. Didn't even leave to go to my doctor's office.
Buraya altıdan önce gelmeliydiniz.
It would be quite enough to account for your feeling that you've been here before, it's quite a common experience.
Daha önce burda bulunduğunuza dair olan hislerinize güvenmek için yeterlidir. Bu çok yaygın bir durumdur. Hepsi bu kadar mı?
Get out of here before you realise what a heel you've been.
Neler döndüğü anlaşılmadan buralardan uzaklaşın.
Well, Nick, you haven't been in here before, but I've had good reports on you.
Nick, buraya daha önce gelmemiştin. Ama hakkında iyi şeyler duydum.
You see, three other guys have been knocked off in this same area... ahead of Buckley, before you even got here.
Buckley'den çok önce, sen buraya bile gelmeden... aynı bölgede üç kişi daha mıhlandı.
Then you have been here before, haven't you, Jesse?
Öyleyse daha önce buraya gelmiş olmalısın, değil mi, Jesse?
Aren't you here early? Mr Oxly's been complaining about my punctuation, so I'm careful to get here before nine. Oh, yes.
Biraz erkenci değil misiniz?
- You ever been over here before, sir?
- Daha önce buraya gelmiş miydiniz?
I haven't asked before, but I hope you've been comfortable here.
Daha önce sormadım ama umarım burada rahat ettin.
- You never been out here before?
- Daha önce hiç gelmemiş miydin?
- Herbie, have you ever been here before? - Hey!
Herbie, daha önce buraya gelmiş miydin?
- Have you been up here before?
Buraya daha önce hiç çıkmış mıydınız?
- I thought you hadn't been here before.
- Buraya daha önce gelmediğini sanıyordum.
You've been here before, haven't you?
Daha önce buradaydın, değil mi?
Yeah, so, you know, stopping this train tonight, out in that storm, it... Oh, I just felt like I've been here before sometime, Mr. Templeton.
Böylesine fırtınalı bir gecede trenin durması,... sanki o anı tekrar yaşamışım gibi hissettirdi, Bay Templeton.
Did you ever have the feeling you'd been here before?
Hiç daha önce burada olduğuna ilişkin bir hissin var mı?
Then you've been here before?
Öyleyse daha önce burada bulundun?
You've been here before?
Buraya daha önce gelmiş miydin? - Evet.
- You've never been here before?
- Buraya daha önce gelmedin mi?
You`ve been here before?
- Buraya daha önce geldin mi? - Evet.
I've been looking after her since before you ever come here.
Sen gelmeden önce de ona bakıyordum.
- You've never been here before.
- Buraya daha önce hiç gelmedin.
I think there was a scene in the play Revenge at Hakone where one of the characters says, "We're deep in the mountains here where snow comes before the leaves fall. You must have been unbearably cold."
Sanırım Hakone'de sahnelenen bir oyundaydı..... karakterlerden bir tanesi şöyle diyordu..... "Burada, dağların derinliklerinde sonbahar bitmeden kar yağmaya başlar"..... "dayanılmaz bir şekilde soğuğu hissedersin".
You mean you've been here before?
Yani, bunlar daha önceden burada mı bulunuyorlardı?
From what you've said about your father's estancia it must have been something like it was here before the war.
Babanızın estanciası hakkında anlattıklarınız. Buranın savaştan önceki haline benziyor.
I've been here before, you know?
Daha öncede gelmiştim, hatırladınız mı?
You have been here many times before.
Buraya daha önce kaç kez geldiniz?
You've been here before.
Daha öncede buraya gelmiştin sanırım.
Now, Bruce, you've been here before in Kitzbühel, and it's truly a beautiful town.
Bruce, daha önce de Kitzbühel'de bulunmuştun ve burası gerçekten de çok güzel bir kasaba.
You ever been here before?
Daha önce gelmiş miydiniz? Hayır bayan.
I have the feeling... I've been here before, and that I know you.
Sanki burada daha önce bulunmuşum ve sizi tanıyormuşum gibi hissediyorum.
You know I've never been here before.
Daha önce burada hiç bulunmadığımı biliyorsun.
You ever been here before?
Daha önce buraya hiç gelmiş miydiniz?
you been 17
you been there 16
you been drinking 40
you bitch 789
you bastard 1755
you better 280
you bet 1064
you betrayed me 168
you broke my heart 97
you better watch out 49
you been there 16
you been drinking 40
you bitch 789
you bastard 1755
you better 280
you bet 1064
you betrayed me 168
you broke my heart 97
you better watch out 49
you better stop 19
you belong here 47
you belong with me 25
you bum 51
you better be ready 19
you beauty 36
you believed in me 17
you betcha 185
you better believe it 88
you bitches 23
you belong here 47
you belong with me 25
you bum 51
you better be ready 19
you beauty 36
you believed in me 17
you betcha 185
you better believe it 88
you bitches 23