English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You might as well

You might as well translate Turkish

2,860 parallel translation
If you get yolk in it or you don't let it stiffen properly... then you might as well be making pancakes.
Eğer yumurtanın sarısı karışırsa ya da uygun koşullarda sertleşmesini sağlamazsan, gözleme yapsan daha yerinde olur. Peki.
You might as well put an "S" on your chest. Ha!
Belki göğsüne "S" harfi koymalısın.
You might as well make some money while you can.
Hala şansın varken, biraz para kazan.
She's gonna drag it out of you. You might as well save some time and spill it.
Seni sürükleyecek ve sonra atacak.
Look, I'm not leaving until you come out, so you might as well talk to me.
Bak, sen kalkana kadar gitmiyorum. konuşabilirsin de.
I don't scare that easy, so you might as well stop trying.
Seni korkutmak istemedim, tedaviyi durdurmamalıydın.
So you might as well hold onto it.
Yani sende kalması daha iyi.
♪ you might as well use duct tape and shoot'em dead ♪
Tamir bandıyla sarsaydınız ya, Bantlayıp vursaydınız ya.
You might as well shoot me now.
Şimdi beni vursan daha iyi.
But the thing is, look, if we don't get this right, you might as well throw the missile,'cause it's gonna be a lot more accurate.
Fakat bu işi düzgün yapmazsak füzeyi kaldırıp atman daha iyi olur çünkü böylesi çok daha sahih olacaktır.
You might as well just give it to me right now.
Şimdi direkt bana versen de olur.
- You might as well call him George Lucas.
- George Lucas da diyebilirdin.
I an you might as well meet her.
Bir tanışsın işte.
Yeah, well, it's gonna be a long time before you get another drink, so you might as well get your swerve on.
Uzun bir süre daha içemeyeceksin, o yüzden fırsat varken kafayı çekmelisin.
You might as well come out and save us the hassle.
Çıksanız de bizi de bu kadar uğraştırmasanız.
Well, nothing to see here, so you might as well be out there.
Burada görecek bir şey kalmadı. Dışarı çıkabilirsiniz bu durumda.
You might as well have.
Keşke yalnız gelseydim diyeceksin.
Then you might as well go pack your bags and leave for good, because if you go out that door, I swear to God, Bert, I'm not letting you back inside.
O zaman pılını pırtını toplayıp buradan defol çünkü o kapıdan dışarı adımını attığın anda Bert Tanrı şahidim olsun ki seni bir daha içeri almayacağım.
I figured if you're gonna spend a semester abroad, You might as well do it where they sell absinthe.
Düşündüm ki, eğer sömestırı yurt dışında geçireceksen, pelin otu satılan bir yerde geçirmen doğru olur.
It's no use, Mrs. Roosevelt, you might as well save your breath...
Hiçbir faydası olmuyor Bayan Roosevelt, nefesini boşa tüketme.
If you are going to stay, you might as well help me.
Eğer kalacaksan bana yardım et bari.
Well, you might as well hand'em over to Veracruz and save on gas.
- Öyle yapacağına doğruca Veracruz'a teslim et de bari benzinden tasarruf etsin.
So you might as well be there, among it all.
Orada olmak tüm bunların arasında en iyisi
Look, you're in here, so... you might as well talk to me.
Şu an buradasın, o halde benimle de konuşabilmen gerekiyor.
So, you might as well take it.
Yani, belki bu odayı almak istersin.
You might as well talk to me.
Benimle konuşabilirsiniz.
You might as well have gone up in a cloud of smoke, George, because you are dead to her.
Bir toz bulutu gibi yok olabilirsin artık George. Çünkü artık onun için ölüsün sen.
You might as well give it up.
- Sen de pes etmelisin artık. - Yapma şimdi.
You might as well hang on to it yourself, dumbass.
Yani onu kendin de saklayabilirsin şapşal.
No. If you're gonna sign "XO," you might as well sign, "Please enter me."
Hayır. "Öptüm" yazıyorsan "lütfen içime gir" yazmış kadar olursun.
I mean, do Pilates, bake lasagna, you might as well put down dock the space station.
"İşe git, lazanya pişir..." "Uzay istasyonuna uğra" yı da ekleyebilirsin.
Well, he's gonna find out you're a pig at some point, So you might as well let him know now.
Sende bir domuzluk olduğunu er geç anlar, hatta sen de anlayacaksın.
Yeah, well, get this wrong, you might as well pull the pin on a radiation grenade.
Eh işte, onu yanlış ayarla ve nur topu gibi bir radyasyon bomban olsun.
You might as well parachute in.
Sadece paraşütle inebilirsin.
But what you're saying is there might be a mole as well.
Ama bir de köstebek olabilir diyorsun.
Look, I don't approve of his methodology, but... Since we're here, we might as well take advantage of the situation and just talk about what's bothering you.
Yöntemlerini tasvip ettiğimden değil ama madem geldin bari bu fırsattan yararlanalım.
You might as well just run off with your ex.
-... eski eşinle kaçsan iyi olur gibi geldi.
Well, then might I be so bold as to ask you for a favor?
Haddimi aşarak senden bir iyilik isteyebilir miyim?
Okay, listen, if you don't appreciate my word choice, then we might as well say nothing.
Dinle, eğer benim kelime seçimimden hoşlanmıyorsan hiç konuşmasak daha iyi o zaman.
Well, seeing as I failed to get you off, I figured I might as well throw you a pity bang.
Seni kurtarmayı başaramadığıma göre, merhamet seksi yapabiliriz diye düşündüm.
And I know I don't really know you that well, so... this might be out of line, but I'm gonna say it anyway.
Seni pek tanımadığımı biliyorum. Bu yüzden, bu aşırı gelebilir ama yine de söyleyeceğim.
And, well, as you might expect, he's a nerd's nerd.
Ve tahmin edebileceginiz üzere inegin teki.
And it might as well be you. Mm.
- Ve o kişinin de sen olman gerekiyordu.
When you live with a vampire, there might as well be somethin'in it for you.
Vampirle yaşamanın ayrıcalıklardan yararlan işte.
And don't forget, there are homemade pies, as well you might like taking home with you.
Ev yapımı turtaları da unutmayın, eve giderken götürmek isteyebilirsiniz.
Carlos might as well call you "King of all important things" and give you a pile of Monopoly money.
Carlos sana "bütün önemli şeylerin kralı" diye seslenip maaş olarak Monopoly parası versin.
You might as well have.
Sen de öldürmüş olabilirsin.
We might as well hightail it down to Disney world, bro. You should come, huh?
Disney Dünyasındaki gibi acele etmemiz gerek, kanka.
That did not go over with my roommates as well as you might think.
Sizinde tahmin edeceğiniz gibi bu durum oda arkadaşlarımı pek sevindirmedi.
Your mother might be suicidal and if you stay, you might get hurt, as well.
Annen intihara meyilli. eğer ayrılmazsan, sana da zarar verebilir.
I just thought, you know, might as well make that counter-toxin and buy some more time.
Sadece düşündüm ki, bilirsin işte, antitoksini yapıp biraz vakit kazanabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]