Не делал translate Turkish

Не знаю. Никогда не делал этого раньше.

Daha önce yaptığım bir şey değil.

- Н-нет. Я не делал ставку частями.

- Hayır, aldatıcı hamle yapmadım.

Я не делал ставку частями.

- Öyle bir şey yapmadım. - Evet, yaptın.

и кстати : ты тоже не делал этого.

- Kontrolü elinde tutuyorsun.

Ты правда этого не делал?

Gerçekten öyle yapmadın, değil mi?

Я говорил вам тысячу раз, я не делал этого с этой женщиной.

Size bin defa söyledim. O kadını ben incitmedim.

Так же как ничего не делал с Мередит Уильямс?

Tıpkı Meredith Williams'ı incitmediğiniz gibi mi?

Я ничего ей не делал.

- Hiçbir şey yapmadım.

Почему мне кажется. что я сделал что-то не так, когда я ничего такого не делал?

Yanlış bir şey yapmamışken neden kendimi yanlış bir şey yapmış gibi hissediyorum?

И я ничего ей не делал.

Ve onu incitmedim.

Ник не любит копов, но он не делал ничего плохого.

Bakın, Nick polisleri sevmez ve o yanlış bir şey yapmadı.

Я ничего не делал.

Ben yapmadım.

Не делайте ничего, чего бы я не делал.

Benim yapmadığım bir şey yapmayın.

Я этого не делал.

- Ben yapmadım.

Не делал чего?

- Neyi yapmadın?

Куда бы он ни отправился, что бы не делал... это не к добру для нас.

Her nereye gidiyorsa, her ne yapıyorsa, bu bizim için iyi bir şey değildir.

Но он этого не делал.

Ama bunu o yapmadı.

Он вообще ничего со мной не делал.

Bana hiçbir şey yapmadı.

Что бы вы не думали, я сделал, я этого не делал.

Her ne yaptığımızı düşünüyorsanız ben yapmadım.

Я никогда не делал ничего подобного.

Daha önce böyle bi'şey yapmadım.

Я этого и не делал, мамочка.

Almadım ki anne.

Чего я не делал.

Ki bunu yapmadım.

Скажи, что ты не делал ничего похуже.

Yani, şu anda bana bundan daha kötü bir şey yapmadığını söylüyorsun.

Поверь, я никогда раньше такого не делал.

İnan bana, daha önce böyle bir şey yapmadım.

Я не делал...

Ben öyle bir şey...

Если бы я не делал этого, я бы... знаешь, все еще был бы здесь, но уже бы напился.

Bunu yapmıyor olsaydım, yine burada olurdum ama şimdiye kadar sarhoş olmuştum.

Я никогда этого не делал, не говорил за его спиной, но недавно у него были трудные времена и я беспокоюсь за него.

Bunu daha önce hiç yapmadım yani arkasından konuşmadım ama epey zor zamanlar geçiriyor ve onun için çok endişe ediyorum.

- Боден никогда так не делал.

- Boden asla yapmaz öyle şeyler.

И не говори потом, что я ничего для тебя не делал.

- Gözümden kaçtığını düşünme sakın.

Я не делал копий, если ты об этом.

- Kopya falan çıkarmadım. - Onu soruyorsan tabii.

Ќу, мы управл € ли ожидани € ми, чтобы ты этого не делал.

Beklentileri yönetmeye çalışıyorduk, bu sefer sen değil yani.

А, может, у меня алиби, потому что я ничего не делал.

- Belki de öyle çünkü ben yanlış bir şey yapmadım.

– Но я этого не делал.

- Benim bu işle bir ilgim yok.

Я ничего не делал за все эти годы, пока Сергей не появился в моем магазине на прошлой неделе.

Yıllardır huzur içinde yaşıyordum. Sergei geçen hafta dükkanıma gelene kadar.

Не важно, что я делал, как тяжело старался, я никогда не был достаточно хорош.

Ne yapsam, ne kadar çabalasam, asla yeterince iyi değildim.

Когда я был маленьким, моя мама сильно заболела, и вместо того, чтобы быть с ней, я избегал её, я выбирал её любимые цветы или ходил в город за чаем, который она любила, я притворялся, что делал это для неё,

Ben çocukken, annem çok hastalandı,... onunla zaman geçirmeme rağmen,... görmezden gelmek için herşeyi yaptım. Bak. En sevdiği çiçekleri topladım,... sevdiği çayı almak için çarşıya gittim,... ve onun için yapıyormuşum gibi rol yaptım,... ama onun için değildi.

Я всегда хотел расширить горизонты того, что я делал на острове, то есть... готовил и не готовил.

Ufkumu hep adada yapabildiklerimin ötesine açmak istedim... Pişmiş ve pişmemişlerin ötesine yani.

Но если бы Оливер Куин всегда делал правильный выбор, ему не нужен был бы ты.

Ama Oliver Queen her zaman doğru kararları veriyor olsaydı sana ihtiyacı olmazdı zaten.

Ты провел несколько недель в Европе с парнем, который делал вид, что пьет, и даже не заметил.

Son birkaç haftayı Avrupa'da sarhoş gibi davranan biriyle geçirdin ve fark etmedin bile.

Пожалуйста, скажи, что ты порвал с Марией и что мне не придется возвращаться и рассказывать Франциску, что ты делал с его женой.

Lütfen Mary ile herşeyi sonlardığını söyle, böylece bende içeri girip Francis'e karısıyla neler yaptığını söylemek zorunda kalmayayım.

Он не знал, что делал.

Ne yaptığını bilmiyordu.

Омерзительно, но так делал Рон, и у меня не было выбора.

İğrenç, ama Ron böyle yaptı o yüzden başka şansım yok.

Куда бы он ни отправился, что бы ни делал, это не к добру.

Her nereye gidiyorsa ve her ne yapıyorsa, bizim için iyi bir şey değil.

Я не знаю, что вы думаете я делал, но я обещаю, я...

Ne düşündüğünü bilmiyorum şey yapıyorum, ama söz veriyorum, ben...

Потому что он знал, что я делал это, Он просто не хотел в это верить.

çünkü ne yaptığımı biliyormuş, buna inanmak istememiş.

Она не звонила, но тот, кто это делал, специально звонил от дома Тейлор.

Aramayı o yapmamış ama yapan kişi Taylor'ın evinden yapılmış gibi göstermek istemiş.

Слушайте. Ладно. Я делал все это, потому что люблю её, а не для того чтобы беспокоить.

Bakın, bunları onu sevdiğim için yaptım.

Если что ты не хочешь снова заняться тем, что делал, пока я тебя не нанял, ты будешь здесь в 9 утра.

Tabii eğer seni ise almadan önce neyle uğrasıyorsan ona devam etmemek için sabah 9'da burada olacaksın.

Он не был ни тем, ни другим, когда делал предложение.

İlk evlenme teklifi ettiğinde her ikisi de değildi.

Я испытывал такое чувство... когда делал эту работу... если я не...

Böyle şeyleri yaptığımda sanki şey gibi olmuyor...

Я чувствовала, что мы теряем его, но у меня и намёка не было, кто делал это.

Onu yüzüstü bırakmışız gibi hissediyordum ama bunu kimin yaptığına dair elimde bir kanıt yoktu.