English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ О ] / Он ведь

Он ведь translate Turkish

4,204 parallel translation
Знаешь, он ведь убьёт тебя.
Seni öldürecek, biliyorsun.
- Эверетт, он ведь соавтор статьи.
Everett, adam makalenin yardımcı yazarlığını yapmış.
Он ведь говорит о сексе.
Şu an seksten bahsediyor.
Он ведь послезавтра.
İki gün sonra doğum günün.
Как ты можешь вести себя так, будто всё в порядке, он ведь снова здесь?
Geri döndüğü halde, nasıl her şey yolundaymış gibi davranabiliyorsun?
Он ведь тебе правда нравится?
Bu adamdan gerçekten hoşlanıyorsun, değil mi?
Он ведь важен для тебя?
- Bu dava senin için çok önemli, değil mi?
Но Майкл Шоу... Он ведь ловкач?
Michael Shaw, üçkağıtçının teki, değil mi?
– Он ведь и правда что-то скрывает...
- Gerçekten bir şeyler saklıyor. Değil mi?
Он так просто притворяется, когда он трется об неё? Он ведь не делает этого на самом деле?
Yani numaradan mı ona sürtüyor yoksa gerçekten mi ona sürtüyor?
Но он ведь не доктор Элай Голд!
Ama o da Doktor Eli Gold değil!
Он ведь мог говорить про зоопарк.
Hayvanet bahçesi hakkında'da konuşuyor olabilir.
Он ведь из элитного отряда.
Tam bir görev adamıdır.
Обманешь трижды... хотя, второй раз не считается, он ведь и правда выглядел мертвым?
Beni üçüncü kez kandırırsan, ikincisi sayılmaz, çünkü, demek istediğim, ölü gibi görünmedi mi?
То есть он ведь не обязан ничего ему дарить.
Yani ona hediye falan almak zorunda değil ama.
Он ведь цыган.
Çingeneden ne bekliyordun ki?
Он ведь совсем увяз в болоте?
Çamur içinde bir çubuktu, değil mi?
Послушай, он ведь твой друг.
O senin arkadaşın.
И он его наденет, ведь оно ему нравится.
Çünkü bunu seviyor, yüzük takmayı seviyor.
Ведь он же дьявол, помнишь?
O şeytan, unuttun mu?
Ты ведь слышал, что он сказал? О Мэг?
Meg hakkında ne söylediğini duydun değil mi?
Он окружён акулами, и даже если я отпущу тебя, ты туда не поступишь, ведь у тебя пустое резюме.
Köpekbalıklarıyla çevrili! Hem gitmene izin versem bile bu biraz zor..... olurdu, çünkü özgeçmişinde.. ... tek bir klüp üyeliği bile yok!
Он неофицален, но так лучше, ведь мы не продаёмся.
Resmi değil ama üyelik için referans gerekiyor,... yoksa bizi ele verirler.
Ну, он нашёл время, ведь он обожает политику.
Eh, çocuğun politika hevesi varmış.
Ты ведь понимаешь, что он совершил ошибку?
Onun hata yaptığını biliyorsun değil mi?
Ведь он мне ничего не сказал об этом.
Yani bana hiçbir şeyden söz etmedi.
Ты ведь не думаешь, что он не хочет быть рядом с тобой?
Gerçekten seni etrafında istemediği ni düşün müyorsun değil mi?
Либо он лжет, что является наказуемым нарушением, либо же... либо ты подбросил ему это, как зассанная, лживая, трусливая сука. Но это ведь не так?
Ya yalan söyleyip büyük bir suç işliyor ya da bir ödlek, puşt, dalavereci, şerefsiz bir dalyarak gibi sen yerleştirmedin, değil mi?
Ну да, он же в Италии вместе с командой, так ведь?
Evet, muhtemelen takımıyla birlikte İtalya'dadır, değil mi?
Черное Пугало даже не в его весовой категории и если бы даже он был в его категории, у него ведь тоже есть слабость.
Siyah Korkuluk onun sikletinde bile değil hem olsaydı bile onun bir zayıflığı var.
Хотя он мог бы позвонить и сообщить, как он, и ведь приходит очень редко.
Ama kırk yılda bir gelmek yerine düzenli olarak telefon açıp neler yaptığını söyleyebilir aslında.
Он сам себя создал, так ведь?
O kendi kendini yaptı, öyle değil mi?
Вообще-то у него IQ ребенка, и он общается с ними на равных, ведь так и есть.
Hatta o bir çocuğun IQ'suna sahip, bu yüzden çocukların seviyesine inebilir, çünkü o seviyede.
Да, но я всё понял по вашему присутствию здесь, потому что вас бы здесь не было, если бы он работал, скажем, в гончарне или в пиццерии, так ведь?
Görmediniz ama sizin buradaki varlığınızdan belli çünkü eften püften bir konu olsaydı buraya gelmediniz, değil mi?
За свою настойчивость он и поплатился, так ведь?
Onun sürekliliği karşılığını buldu, değil mi?
Он, ведь и правда, тебе нравится?
Bu adamdan gerçekten hoşlanıyorsun, değil mi?
Впервые Иван нанёс удар по американской земле, все вы должны быть этим сильно обеспокоены, ведь что бы он не задумал, это лишь начало.
Bu, Ivan'ın Amerikan topraklarındaki ilk eylemi ve hepinizin bu konuda telaşlanması gerek çünkü planı her neyse bu sadece başlangıcı demektir.
Ведь, третий охранник, он в больнице.
Üçüncü koruma hastanedeydi...
Ты ведь знаешь, почему он это делает?
Neden bunu yaptığını biliyorsun, değil mi?
Должна быть причина, ведь он знал, во что себя втягивает.
Ne olduğunu biliyordu ve bunu kendine saklayamayacağını da biliyordu.
Ты ведь он?
Sen o musun?
Мы близки. Очень близки, но... У меня не получается с ним особо видиться, ведь он живет так далеко.
Çok yakınız aslında ama çok uzakta yaşadığı için fazla görüşme şansımız olmuyor.
— Вы ведь знаете, что он ещё жив?
- Haklısın, o hala yaşıyor musun?
Хоть всё прошло не совсем гладко, по-моему, для нас это правда был огромный шаг вперёд, ведь он сказал, что он мне должен.
- Aslında da tam olarak öyle olmasaydı, - Bizim için geçekten büyük bir adım olduğunu düşündüm. - Çünkü bana birşey borçlu olduğunu söyledi.
Я ведь не знаю, когда он появится и выкинет нечто подобное.
Yani asla ne zaman ortaya çıkıp yine yapacağını bilmiyorum.
Боюсь, что она выйдет замуж за своего нынешнего парня, ведь он решительный и веселый.
Şu an çıktığı adamla evlenmesinden korkuyorum, çünkü adam savaşçı ve baya iri.
В-вы ж не думаете что он превратится в монстра... так ведь?
Bir canavara dönüşeceğini zannetmiyorsunuz, değil mi?
Он уничтожил фотографии, так ведь?
Görüntüleri yok etti değil mi?
Да ведь он ребенок.
Bu sadece bir çocuk.
- Не поняла? - Ну, я полагаю, он меня не похищал, так ведь?
Diyelim ki beni kaçırmadı.
А ведь он прав.
Adam haklı ama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]