Плоховато translate Turkish

Вот только мисс Мелли чувствует себя плоховато.

Sadece Bayan Melly kendini biraz bitkin hissediyor ama sonunda herşey bitti.

Гинки, ты плоховато выглядишь.

Seninde sakalların uzamış.

Плоховато, да.

İyi değilsin.

Знаешь, ты плоховато двигаешься.

Dönüşlerin çok kötü.

- Плоховато вы здесь живете.

Bu arada buradaki konut fazla büyük değil!

И у Вас, по-моему, со счастьем плоховато, или я ошибаюсь?

Sen de pek mutlu değilsin ya da ben yanılıyorum?

Но завтрак? ! Мне кажется, у них плоховато с деньгами.

Acaba para sıkıntısı mı çekiyorlar.

Дела в нашей фотостудии шли плоховато.

Fotoğraf stüdyosunda işler iyi gitmiyordu.

Если честно, мы плоховато сыграли.

Aslında çok daha fazla gol atabilirdik, ama bizim..

по правде говоря, Кристин, плоховато у меня получается лучше забери ее

Gerçeği söylemek gerekirse, onunla çok rahat değilim. Onu alsan iyi olucak.

Твой брат плоховато вьιглядит.

Kardeşin pek iyi görünmüyor.

Я плоховато чувствую себя.

Rahatsız ediyorum. Kendimi kötü hissediyorum.

"Плоховато" - это наречие.

"Kötü", bir belirteçtir.

"Я взял на карандаш, что ты ничего". Или : "Плоховато, беру на карандаш". Так вот, у меня действительно есть... такой карандаш.

Bilirsin, insanlar hep "Benim kitabımda iyi bir yerdesin" ya da "Bu benim kitabıma uymaz" derler.

Плоховато.

Kötü olmuş.

Плоховато.

bu çok kötü.

Молодцы ребята, но пока ещё плоховато.

- Gayet iyi ahbap, ama yeterince iyi değil.

Плоховато у нас дела идут.

Bu gerçekten berbat kokuyor.

Ты плоховато читаешь мысли.

Satır aralarını okumakta o kadar iyi degilsin!

Что-то ты плоховато выглядишь.

Bu iş bittiğinde hiç de iyi gözükmeyeceksin.

Плоховато получается.

Yetmez.

Плоховато.

Bana'dostum'diyorsun.

Смотри, плоховато, но зашила.

Şu rezalete bak.

Да, плоховато, не так ли?

Evet, boktan bir durum, değil mi?

Плоховато быть похищенным и прикованным в подвале, но когда похититель обьявляет вам, что нужно выбрать, кого он зарежет, отношения натягиваются очень быстро..

Kaçırılıp bodruma bağlanmak yeterince kötüydü ama sizi kaçıran bıçaklanması için birisini seçin dediğinde ilişkiler bir anda değişiyordu.

Последний раз, когда бизнес шёл плоховато, у тебя были мигрени каждый день.

Kimin umrunda? En son işler kötü gittiğinde, migrenin azmıştı.

Для курса акций плоховато, если люди прочитают, что сын президента любит кромсать симпатичных молоденьких девушек и забирать их глаза на сувениры.

İnsanların Genel Müdürün oğlunun genç güzel kızları kesip gözlerini hatıra almasınını okuması hisse fiyatlarını iyi etkilemez.

Ну, у него хорошие манеры, он очень ухоженный, но плоховато одет для гея, так что он продавец.

Oldukça terbiyeli, biraz fazla bakımlı eşcinsel olmak için aşırı kötü giyimli. Yani, satıcı.

Плоховато.

Kötüyüm.

Да, я плоховато таких переношу. Плоховато? Я помню, как однажды Ричи стошнило на заднем сидении твоей машины...

Bir keresinde, Ritchie hasta bir şekilde arka koltukta oturuyordu, ve camdan dışarı kusmuştu.

Это плоховато выглядит.

Hiç iyi görünmüyor.

У моего общественного защитника плоховато с английским.

Benim S.A. İngilizce'yi pek iyi konuşamıyor.

У меня всегда было плоховато с определением расстояний.

Mesafeleri hesaplamada kötüyüm, her zaman kötüydüm.

Плоховато.

Ah, hiç iyi değil.

Выглядит плоховато.

Kesik kötü görünüyor.

Спасибо, но плоховато, поэтому, ты бы мне там очень помогла, если она придет.

Oldukça kötü, teşekkür ederim, işte bu yüzden bugün eğer o gelirse, gelmen benim için çok iyi olabilir.

- Я плоховато читаю.

- Okumam pek iyi değildir.

- Что ты здесь делаешь? - Вот так. - Знаете, плоховато себя чувствую.

Pek kendimde değil gibiyim dostum.

Я плоховато проехал

Şurada nalları dikebilirdim.

Она в ней плоховато разбирается.

Değiştiriyor sürekli.

Плоховато, ребятки.

Çok kötü çocuklar.

Плоховато у них с чувством юмора.

Hiç mizah duyguları yok.

Это не так плохо как ты думаешь, но это довольно плоховато.

Sandığın kadar kötü değil ama yine de bayağı kötü.

Но плоховато, чтобы провести гроссмейстера, доктора Траса.

Ama üstat Dr. Traz'ı kandırmaya yetmez.

Плоховато.

Pek iyi değil.

Я плоховато разбираюсь в мальчиковых группах.

Erkek grupları pek hatırlayamıyorum.

Плоховато играешь, сынок.

Bugün kötü gidiyorsun evlât.

Я плоховато справился.

Sanırım emanetine iyi bakamadım.

Плоховато тебе?

Kendini biraz biraz fakir mi hissediyorsun?

Плоховато.

İyiyim ben.

И это плоховато выглядит.

Daha kötülerini görmüştüm.