Хотите правду translate Turkish

Вы хотите правду?

Gerçeği mi istiyorsunuz?

Хотите правду?

Gerçeği mi istiyorsunuz?

Хотите правду?

Gerçeği mi arıyorsun?

- Хотите правду?

- Gerçeği mi istiyorsun?

Хотите правду?

Gerçek mi istiyorsun?

Хотите правду?

Gerçeği mi bilmek istiyorsunuz?

Вы хотите правду? Хотите, чтобы я что-нибудь придумал, чтобы защитить вас?

Doğruyu mu yoksa seni korumak için yalan söylememi mi istersin?

Ясно. Хотите правду?

Gerçeği bilmek ister misin?

Хотите правду?

Gerçegi mi istiyorsun?

А хотите правду?

Ama sana gerçeği söyleyebilir miyim?

Почему именно этот парень? Ладно, хотите правду?

Pekala, gerçeği mi istiyorsunuz?

Хорошо, ребята. Хотите правду?

Pekâlâ dostlar, doğrusunu söyleyeyim mi?

Вы хотите узнать правду?

Gerçekten merak ediyor musunuz?

Хотите услышать правду?

Doğruyu söylememi ister misin, Barrett?

Если хотите, чтобы мы вам помогли, расскажите правду.

Yardımımızı istiyorsan, doğruyu söyle.

Если хотите знать правду, синьора, - она не протянет и до полудня.

Beni dinle doğrusu, akşama kadar yaşayacağını sanmıyorum.

Если хотите знать правду, мне больше всего жаль Картера.

Dürüst olmak gerekirse ben asıl Stephen Carter'a üzülüyorum.

И сегодня Вы хотите выяснить правду, не так ли, месье Бартон?

Ve bu gece de gerçeği ortaya çıkarmak istiyorsunuz, Monsieur Russell.

Хотите знать правду?

Karım çocukları da alıp annesine gitti.

Вы действительно хотите знать правду?

Gerçeği bilmek ister misin?

Хотите правды? Я скажу вам правду.

Gerçeği öğrenmek mi istiyorsunuz?

Вь не хотите проверить, правду ли я вам сказала?

Doğru söyleyip söylemediğimi kontrol etmeyecek misiniz?

Если вы говорите правду, то хотите, чтобы эта машина определила,..

Eğer, sen doğruyu söylüyorsan bu makinenin çalışmasını istersin.

Хотите знать правду?

Gerçeği duymak ister misiniz?

Хотите, я скажу Вам правду?

Fazla değil. Gerçeği bilmek ister misin?

Да все что в вас есть - чистейшая ложь и вы еще хотите, чтобы я говорил ВАМ правду?

Her şeyin yalan ve benim doğruyu söylememi mi bekliyorsun?

По крайней мере, вы заслуживаете узнать правду, о том, что произошло тогда... Если вы хотите.

En azından,....... ne olduğunu bilmeyi tamamen hak ediyorsun, eğer istiyorsan.

Хотите знать правду о моём состоянии, офицер?

İlahi adalet. Durumumla ilgili gerçeği biliyor musun memur bey?

Я не хочу заставлять вас что-то делать против вашей воли, но вы разве не хотите узнать правду?

Seni istemediğin bir şeye zorlamak istemiyorum, ama en azından gerçeği bilmek istemiyor musun?

Хотите сказать правду?

Gerçeği mi söyleyeceksin Will?

- Ну, придется, раз уж вы не хотите начать говорить правду.

Geçeği söylemezsen karışacak.

Вы хотите знать правду?

Gerçeği bilmek ister misin?

Значит вы здесь только потому, что хотите рассказать правду... о том, что случилось с мистером Гантом, на той автостоянке

Yani Bay Gant'a park alanında ne olduğunu gerçekten söylemek için buraya geldin demek.

Вы должны сказать правду, к тому же вы этого хотите.

Bunları halka açıklamalısın. Dahası, bunu sen de istiyorsun.

Вы не можете сказать ему правду и хотите, чтобы я тоже ему соврал?

Ona gerçeği söyleyemediğin için benim yalan söylememi mi istiyorsun?

А хотите знать правду?

İşin aslını bilmek ister misiniz?

Хотите знать правду?

Gerçeği mi bilmek istiyorsunuz?

- Я нашёл её, если вы хотите правду.

- Doğrusunu istersen onu ben buldum.

Что, черт возьми, это было? Хотите знать правду?

Neler oldu orada?

И если вам нужна реальная политическая власть, если вы этого хотите, попробуйте для разнообразия сказать правду.

Eğer gerçekten politik bir kuvvet istiyorsan, istediğin buysa değişim için gerçeği söylemeyi deneyin.

Вы хотите жить в слепом подчинении? Или вы хотите знать правду?

Körü körüne itaat ederek mi yaşamak istiyorsun yoksa gerçeği öğrenmeyi mi?

Правду о том, что я ищу и о чём вы сами страсть как хотите узнать.

Benim aramaya devam ettiğim, ve senin öğrenmek için can attığın gerçek.

Хотите узнать правду об Америке - прочтите книгу.

Amerika'yı öğrenmek istiyorsan bir kitap alırsın.

А хотите узнать правду о России - покопайтесь в земле.

Rusya'yı öğrenmek istiyorsan bir kürek alırsın.

Дорогая, если вы хотите узнать подлинную правду о мадемуазель Норме Рэстрик... вы можете поехать со мной.

Bayan, Norma Restarick hakkındaki gerçeği öğrenmek istiyorsanız benimle birlikte bir geziye çıkarsınız.

Вы хотите защитить свою семью? Скажите правду.

Aileni korumak mı istiyorsun?

Я подумала нужно просто позвонить, так что если вы хотите знать правду..

Arayıp, size karşı dürüst olmaya karar verdim. Gerçeği öğrenmek istiyorsanız- -

Что вы хотите, чтобы я сказал? Правду.

- Ne söylememi bekliyorsun?

Ты со мной не считаешься, ты почти не говоришь со мной, ты никогда не говорил мне, что вы хотите ребенка, а сейчас не говоришь мне правду!

Bir bebek istediğinizi benimle hiç konuşmadınız, ve şimdi de doğruyu söylemiyorsunuz.

Хотите похоронить правду и меня вместе с ней?

Beni de gerçeklerle birlikte gömmek mi istiyorsunuz?

Вы не хотите знать правду.

Gerçeği öğrenmek istemiyorsunuz.