English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я вижу

Я вижу translate Turkish

22,168 parallel translation
Я вижу то, чего нет?
Bir şeyler mi görüyorum?
Я вижу её в твоих глазах
Özür dilerim.
Я вижу тебя.
Seni görebiliyorum.
Я приехала предупредить, что вы в опасности. Но я вижу вам уже это известно.
Seni tehlikede olduğunuz konusunda uyarmak istedim ama anlaşılan... sen bunu biliyorsun zaten.
У меня не было брата или сестры, но я вижу это каждый раз, когда кто-то теряет близких в юности.
Hiç kardeşim olmadı ama birçok defa birilerinin genç yaşta birilerini kaybettiklerini gördüm.
Я вижу только один вариант.
Benim görebildiğim tek bir seçenek var.
Я вижу.
Anlıyorum.
Когда я вижу кран, я хочу его повернуть.
Bir para musluğu gördüm mü onu açmak isterim.
Я вижу, что я с вами далеко не уеду.
Seninle bir yere varamayacağımızı görüyorum.
Я вижу всех вас насквозь.
Hepinizi görüyorum.
Когда я вижу тебя с детьми, любящую...
Seni çocuklarımızla birlikte, sevgi dolu gördüğümde...
Я вижу ты и Блэр до сих пор как не разлей вода.
Gördüm de Blair ile aranızdan su sızmıyor hiç.
Я вижу, что происходит.
Neler olduğunu anlıyorum.
Я вижу много зубов.
Çok fazla diş görüyorum.
Все, что я вижу, это то, как ты теряешь контроль.
Tek gördüğüm, kontrolünü kaybettiğin ve
То есть ты контролируешь всё, что я вижу сейчас?
Tüm bunları sen yaşatıyorsun öyle mi?
Когда я смотрю на тебя Я вижу, самодовольного, эгоистичного паразита где моя подруга Елена должна быть.
Sana baktığımda kendini beğenmiş bir parazit görüyorum, Elena'nın bir türlü göremediği..
Я вижу всех, ждущих в Арсенале.
Herkesin Armory'de beklediğini görebiliyorum.
Я вижу тебя.
Seni görüyorum.
Я вижу, что это основной аргумент защиты.
Kabul etmeye değer olduğunu düşünüyorum.
Я вижу!
- Ciddiyim. - Görebiliyorum!
Я... я вижу это.
Bunu görebiliyorum.
Потому что насколько я вижу, ты не спишь, ты не ешь.
Çünkü gördüğüm kadarıyla uyumuyorsun, yemek yemiyorsun.
Я вижу Нико и Грейс дважды в неделю...
Nico ve Grace'yi haftada iki kez ziyaret ediyorum.
Знаете, что я вижу здесь, Льюис?
Ne görüyorum biliyor musun Lewis?
Я вижу парня, который работал с женщиной, которую изнасиловали и избили.
Tecavüze ve saldırıya uğramış kadınla aynı yerde çalışan bir adam.
Я много где тебя вижу.
Seni başka mekânlarda da gördüm.
Я тебя вижу, а ты меня нет.
Seni görüyorum ama sen beni görmüyorsun. "
Я все время буду таять, когда вижу брюнетку, пьющую обезжиренны мокко?
Ne zaman yağsız mocca içen bir esmer görsem delirecek miyim?
Потому что то у них тут не такая уж и большая разница в возрасте, так что я не вижу в этом проблемы, которую заметил ты.
Çünkü aralarında aman aman bir yaş farkı yok o yüzden gördüğün şeyi görmekte biraz güçlük çekiyorum.
"Я вас вижу."
Gözüm üzerinizde.
Куда ещё больше доказательств, чем слова "Я вас вижу" написанные на нашей машине, снаружи подвала?
Fırtına mahzeninin önünde arabanın üstüne yazılan... "Gözüm üstünüzde" den daha iyi bir kanıt olabilir mi?
Только он мог написать "Я вас вижу".
"Gözüm üstünüzde" yazabilecek tek kişi o! - Olabilir.
Теперь ты увидишь то, что вижу я.
Artık benim gördüğümü görüyorsunuz
А я, кажется, вижу убийц, и у них не только шпаги.
Sanırım suikastçıları tespit ettim. Yanlarında asılı olanın ise kılıç olduğnu hiç sanmıyorum.
Я не вижу.
Yakalandım.
Я по твоим глазам вижу.
Gözlerinden belli.
Думаешь, я не вижу, что пятна на моей душе проступают и на руках?
Benim göremediğimi mi sanıyorsun Ruhumdaki lekelerin aynı zamanda kollarımda da olduğunu?
Я закрываю глаза и вижу тебя в этой комнате.
Gözlerimi kapatıyorum ve seni bu odada görüyorum.
Я прохожу мимо её комнаты и вижу её.
Odasının önünden geçiyorum, onu görüyorum.
Я смотрю на тебя и вижу её.
Yüzlerinize bakıyorum, onu görüyorum..
Я больше не вижу лица тех детей.
Artık o çocukların yüzlerini görmüyorum.
Не только вижу, но и могу ощутить твои чувства, вот откуда я знаю, что глубоко внутри есть часть тебя, которая имела в виду именно то, что ты сказал мне на крыльце Елены.
Seni sadece görmüyor... hissettiklerini de hissediyorum. Bu yüzden de verandada Elena için, bana söylediklerinde ne kadar ciddi olduğunu da anlayabiliyorum.
Я смотрю в глаза Эллиса и вижу то же, что и присяжные : чьего-то сына.
Çünkü Ellis'in gözlerinin içine baktığımda, jürinin gürdüğünü gördüm birisinin oğlunu.
Когда ты пытался закрыть меня, у тебя был этот взгляд победителя. Я не вижу его сейчас, Питер.
Beni hapse attırdığında gözlerin dünyayı yenebilecekmiş gibi bakıyordu o bakışı şimdi göremiyorum Peter.
Я просто не вижу причин, почему ты должна быть одна.
Yalnız kalman için herhangi bir sebep göremiyorum.
Но я же вижу твое лицо, когда ее имя высвечивается на экране.
Ama sonra, o aradığında yüzünü görüyorum.
И в тебе я вижу то же самое, Фрэнк. Ты хочешь выбраться отсюда.
Dışarı çıkmak istiyorsun.
Я до сих пор вижу кошмары, просыпаюсь с криками.
Hala geceleri kabus görüyor, çığlık atarak uyanıyorum.
И я причинил тебе боль, вижу это каждый день.
Kalbini kırdım. Bunu her gün görebiliyordum.
Я вижу в тебе большие задатки.
Hakiki hediyelere sahipsin bence.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]