Bırakın artık translate English
719 parallel translation
Bırakın artık bunları.
Let's have no more of this.
Benimle kedi fare oyunu oynamayı bırakın artık.
Stop playing this cat and mouse with me.
Bırakın artık. Parçaları bulup, oluyorsa tamir edin ve Robert'a gözyaşlarını silmesini söyleyin.
Find the pieces, see if they can be mended and tell Robert to dry his tears.
Hey, bırakın artık şu pencerelerden bağırıp çağırmayı.
All of you, stop that vulgar shouting out of windows.
Bencilliği bırakın artık.
Stop thinking of yourselves!
Pekala, ishal ilaçlarını bırakın artık.
All right, dish out the Atabrine tablets.
Yeter, bırakın artık kavga etmeyi.
Now, stop that fighting, boys!
Pekala evlat, onu bana bırakın artık.
All right, boys, let me have him.
Pekala Bay Dancer, bırakın artık şu don meselesini.
Now, Mr. Dancer, get off the panties.
Bırakın artık, zarar vereceksiniz.
Stop, we're going to damage it.
Bırakın artık şu işi.
Get yourself out of this one.
Şu anlayışlı adam tavırlarını da bir bırakın artık!
Will you please cut out that understanding stuff?
Ama siz de beni yanlız bırakın artık.
But you just leave me alone.
Sizinle işim bitti, beni rahat bırakın artık.
Let me alone. I'm through.
Bırakın artık!
Knock it off!
Tanrı aşkına bırakın artık.
Cut it out, will ya, for Christ's sakes!
Artık deney bittiğine göre beni serbest bırakır mısınız, Albay Pickering?
Will you drop me altogether now the experiment is over, Colonel Pickering?
Beni rahat bırakır mısınız artık?
Now will you leave me alone?
Sessizliği bırakıp, konuşmalısın artık.
Though you keep silent, I must speak.
Canını sıkmayı bırak artık.
Don't bother seeing me out.
Artık her şeyi bana bırakın. Böyle bir adam tanıdığınız için de şükredin.
Now, you just leave everything to me and be happy that you know such a man.
Gelelim üçüncüye, Laertes. Ama bırakın şakayı, gösterin artık kendinizi.
Come for the third, Laertes, you do but dally.
- Düşünmeyi bırakır mısın artık?
Will you just not think about it?
Bu centilmenler lafını bırak artık, defol git buradan.
Mr. Adare, you are a gentleman was not so. Damn gentleman, go away.
Pekâlâ, bırakın o eski dost gelsin artık.
Very well, let the old fellow come now.
Elveda, ama artık beste yapmayı bırakın.
Farewell, but compose no more music.
Artık, lütfen başını belaya sokmayı bırak.
So please stop getting in trouble.
Yaşlı adam sevdasını bırak artık.
Keep your old man's infatuation.
Bırakın şu salak topu artık!
Stop with the damn ball!
Artık bana bakılacağını bildiğine göre, işini bırakıp, evlenebilir.
Now that she knows I'll be taken care of, she can give up her job and get married.
Pekala çocuklar, bırakın artık.
All right, lads, leave it now and try and save yourselves.
Lütfen artık numarayı bırakın.
Please, don't pretend anymore.
Lütfen, Ernst. "Bir zamanlar" konuşmalarını bırak artık.
No "I remember when" talk.
Sedyeyi bırakın, ona artık ihtiyacımız yok!
Leave the stretchers, they are no longer necessary!
Bırakın da artık uyuyayım. Lütfen!
Lasst mich nur schlafen!
Artık bırakın da işimi yapayım.
- Now, let me get on with my work.
Beyhude sorular sormayı bırakın artık!
Oh don't go on with these futile questions!
Bırakın şu inadı artık.
Give me.
Eğer insanoğlu hırsını bir yana bırakıp... birbirleri ile konuşursa... Her şeyden önemli olan şey : konuşmak. Onlar artık insanoğlu değildir.
For if men do not think, read, talk to each other, above all else, talk, they are no longer men.
Bırakın huzur içinde yaşasınlar, onlar artık Romalı!
Let them live in peace, they are Romans now!
Haklısınız. Artık beni rahat bırakın.
Go away and leave me alone.
Martini kadehinden dışarı zeytinleri taşan, ıstıraplı sarhoş kadını oynamayı... ve acıklı hikayeler anlatıp herkesi sıkmayı bırak artık.
Stop playing the part of the anguished drunk digging olives out of martinis and boring everybody with tragic stories.
İnsanlar artık paralarını bankaya yatırıyorlar, evde az bir nakit bırakıyorlar.
The banks aren't helping with their small accounts.
Artık kandırmayı bırakın
You can't fool me anymore
Hala, artık Lavtayı Uçan Kaplan hırsızlarının çaldığını bildiğine göre bırak gidip geri alayım.
Aunt, now that you know that the robbers of the Flying Tiger Clan stole the lute, let me go and take it back.
Bakın, yeter artık. Beni yere bırakın.
Listen, mister, this has gone far enough.
Artık onu bana bırakın.
Leave him to me now.
Kesin artık. Rahat bırakın.
Make it snappy...
Buradan sessizce gidin... ve artık karımın peşini bırakın.
I want you to leave quietly and never see my wife again.
Ne de olsa kurucu babamız. Bırakın da o kadar olsun artık.
Let's just say our founding father has quite a temper.
Bu caz oyun numaralarını bırak artık.
Hey, why don't you drop all this rah-rah jive game number, huh?
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık gidebilir miyim 65
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık gidebilir miyim 65