Biliyordun translate Spanish
7,137 parallel translation
Hiç bana bulaşma. Bal gibi de biliyordun. Bilmediğin şeyler olabilir tamam,
Tú lo sabías, tal vez no todos los detalles, pero no te caíste de un coche.
Ayrıca doğum günüm olduğunu nereden biliyordun?
¿ Y cómo sabías que era mi cumpleaños?
O beni tutuklayan polislerden biriydi ama sanırım sen bunu çoktan biliyordun.
Él es uno de los policías que me arrestó, pero supongo que ya lo sabes.
Biliyordun.
Sí sabías.
Ne kadar tehlikeli sonuçlar doğuracağını biliyordun. Hem de bıçağı boynuna dayamadan önce bunları biliyordun.
Creo que sabes lo peligrosas que prometen ser las consecuencias y creo que lo sabías antes de tomar el cuchillo.
O mekana göz kulak olmak gerektiğini biliyordun.
Sabes que cuidamos ese lugar.
Şekerimiz olduğunu biliyordun?
¿ Tú sabías lo del postre?
Bahse varım hepsini biliyordun.
Apuesto que lo sabías desde el principio.
Yan etkileri olacağını biliyordun.
Sabías que habrían efectos secundarios.
Biliyordun değil mi?
Lo sabías, ¿ verdad?
Bunu biliyordun.
Pudiste decírselo.
Kovduktan sonra peşimize düşeceğini biliyordun.
Sabías que Gerhart iba a transformarse, así que nos enviaste lejos sabiendo que... él vendría tras nosotros.
Bu işin sonunu biliyordun.
Tú sabías la meta.
Biliyordun, değil mi?
Lo sabías, ¿ no es así Jefe?
Ele geçirilmiş gibi. İşin içinde kara büyü olduğunu biliyordun ve söylemedin mi?
¿ Sabías que eso era una mierda de magia negra y no me lo dijiste?
Ondan hoşlandığımı biliyordun.
Sabías que me gustaba.
Ondan hoşlandığımı biliyordun yavşak herif.
Hijo de puta. Sabías que me gustaba.
Ama umdun, birilerini endişelendireceğini biliyordun.
Pero usted esperaba, usted sabía que preocuparía a algunas personas.
Sen de benim seni koruyacağımı biliyordun.
Y de alguna manera sabías que te cubriría.
Başkalarının da olduğunu biliyordun, değil mi?
Siempre has sabido que había otros, ¿ no es así?
Bütün soruların cevabını biliyordun, değil mi?
Sabías todas, ¿ no? Te pusiste nervioso.
Yani haklı olduğunu biliyordun madem şu asık surat niye?
¿ Quiero decir que si saben que tú tenías razón? Entonces ¿ por qué esa cara triste?
Kardeşinin bu evi geçindirecek kadar çok para kazanmadığını biliyordun.
Sabías que tu hermano no ganó tanto como usted lo hizo. ... para mantener esta casa.
Uçamayacağını biliyordun, değil mi?
Oh, no sabías que podías volar, ¿ cierto?
Evdeki adam, Stan ve Jimmy hakkında neler olduğunu tam olarak biliyordun.
Sabías exactamente lo que pasaba... con Stan y Jimmy y el chico de la casa.
- Geleceğimi biliyordun öyle değil mi?
Sabías que vendría, ¿ verdad? Lo has pensado.
Madem onu çok seviyordun ve nerede olduğunu da biliyordun neden çıkıp ayağına gelmedin?
Bien, si la querías tanto, y sabías dónde estaba, ¿ por qué no fuiste tras ella?
O kadar parayı saçtın çünkü geri alacağını biliyordun.
Sacaste todo ese dinero porque sabías que ibas a recuperarlo.
Bunu duyunca sinirden köpüreceğimi biliyordun. Bana söylemeyi yüreğin yemedi!
Sabías que me pondría furiosa, y no tuviste agallas de decírmelo tú mismo.
Onlardan daha iyi olduğunu biliyordun çünkü sen bir yere aittin.
Sabías que eras mejor que ellos porque pertenecías.
Demek biliyordun.
Entonces sabías.
Her şeyi biliyordun.
Lo sabías todo.
Sana vuracağını ve yere düşeceğini biliyordun.
Sabías que te golpearía, que caerías al suelo.
Bak, Money, eninde sonunda onun çıkacağını biliyordun.
Mira, Money, sabías que acabaría saliendo.
Böyle bir şey olacağını biliyordum ve eminim sen de biliyordun çünkü senin yüzünden şirketimin % 50'sini gidip canının istediği birine satacak.
Sabía que algo así sucedería, e imagino que tú lo sabías también, y debido a ti, ahora venderá el 50 por ciento de mi maldito negocio a quien él quiera.
Kendini neyin içine soktuğunu biliyordun.
Sabías en lo que te metías.
Burada olduğunu nereden biliyordun?
¿ Cómo sabías que estaba allí?
Fakat sen zaten bunu biliyordun.
Pero, usted ya sabía eso.
Elbette, prenses kesimi matkap ucu alırken de bunu biliyordun.
- Claro que tú ya sabías eso cuando me compraste esta broca "corte princesa".
Nerden biliyordun?
¿ Cómo lo sabías?
Kahveyi dökeceğimi nereden biliyordun?
¿ Cómo sabías que iba a derramar ese café?
Nasıl biri olduğumu benimle tanıştığın ilk gecede biliyordun.
Lo supiste cuando nos conocimos.
Çünkü yanlış bir şey yaptığını biliyordun.
Porque sabías que estabas haciendo algo malo.
Bunu biliyordun.
Lo sabías.
Şimdi, Hector'un yasadışı bir şey yaptığını biliyordun.
Sabías que Héctor estaba haciendo algo ilegal.
- Öyle biliyordun.
Oh, sí, eso pensaste.
- Bunun olacağını çok iyi biliyordun Ellen.
- Tú te lo buscaste, Ellen.
- Bu adamın kim olduğunu biliyordun!
- ¡ Sabías quién era ese chico!
Zâten biliyordun, değil mi? Zach, bence çok fazla...
Mira Zach, creo que lo menos que sepamos, será mejor.
Seni eninde sonunda yakalayacağımızı biliyordun.
Usted sabía que al final le atraparíamos.
Sen de mi biliyordun bunu?
¿ Tú también lo sabías?
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz ki 33
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178