English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Biliyormusunuz

Biliyormusunuz translate Spanish

402 parallel translation
Biliyormusunuz?
¿ Sabes una cosa?
Mrs. Lewis, Jacob Miller'in çocuklarının götürüldüğünü biliyormusunuz? Mrs. Lewis?
Sra. Lewis, ¿ sabe si se han llevado a los hijos de Jacob Miller?
- Biliyormusunuz?
- ¿ La conoce?
Nerede yediğini biliyormusunuz?
¿ Sabe dónde come?
Yüzbaşı Lewis'in raporunu okuyup okumadığını biliyormusunuz efendim?
¿ Sabe si leyó el informe del Capitán Lewis?
Endicott çevresindeki yeri biliyormusunuz?
- ¿ Te han hablado sobre Endicott?
Biliyormusunuz?
¿ Lo sabe?
Biliyormusunuz bu çok önemli bir şey.
Esto puede llegar a ser algo grande, marshal.
- Gemiye ne zaman binebilirim biliyormusunuz? - Gece yarısına kadar yolcu almıyorlar, bayan.
Los pasajeros no pueden embarcar hasta la medianoche.
Beyazlara ne dediklerini biliyormusunuz?
¿ Sabes cómo llaman a los blancos?
Düşünemedim. Biliyormusunuz, sizi gerçekten anlayamıyorum, Bayan Page.
No la entiendo, Srta. Page.
- Madam, siz Escrainville'nin ne kadar isteyeceğinizi biliyormusunuz?
Madame, ¿ sabe Ud. Cuánto espera ganar Escrainville?
Bunun ne olduğunu biliyormusunuz?
¿ Qué le parece?
Nerede olduğunu biliyormusunuz? Tabii ki..
- No, él está viajando - ¿ Sabes dónde / / Naturalmente!
Bu ne anlama geliyor biliyormusunuz?
¿ Entiende lo que esto significa?
Peder biliyormusunuz, çok güzel bir kardeşiniz var!
¿ Sabe, Reverendo, que su hermana tiene una gran figura?
Bu nedir biliyormusunuz?
¿ Sabeis lo que es esto?
... hatırlıyor olmalısınız, nedenini biliyormusunuz?
¿ Como fue que ellos nunca volvieron, huh?
Bu sabah sınıfa gelmedi. Nerede bulacağımı biliyormusunuz?
Esta mañana, ella faltó a clases.
Bay Brooks, taahhüt ile koşula bağlı taahhüt... arasındaki farkı biliyormusunuz?
Sr. Brooks, ¿ sabe usted la diferencia entre... una condición sobre una promesa y una promesa?
Bay Ford... taahhüt ile koşula bağlı taahhüt... arasındaki farkı biliyormusunuz?
Sr. Ford... ¿ Sabe usted la diferencia entre... una condición sobre una promesa y una promesa?
Bunu biliyormusunuz...
¿ Sabían, que...
İnsanların yıllar boyu bu arabayı kullandığını biliyormusunuz?
¿ Sabía que la gente los condujo por muchísimos años?
siz çocuklar Rogers'ı biliyormusunuz?
Ustedes chicos conocen a Roger. ¿ O no?
33 yıldır kaç kişiyi yakalayıp, onları içeriye tıktım biliyormusunuz?
Llevo 33 años en el oficio de rastrear gente y encarcelarla.
Bir insanın zihnine girebilmek için ne kadar uğraştığımızı biliyormusunuz?
¿ Quiere saber cuánto comprendemos en verdad la mente humana?
Hey, gecler "Minnie The Moocher" u biliyormusunuz?
Hey, ¿ se saben "Minnie The Moocher"?
Biliyormusunuz?
- ¿ Lo sabe?
Size ne oldu biliyormusunuz, Ryan?
¿ Sabes qué te pasa, Ryan?
Biliyormusunuz, iyi bir çift oluyorsunuz.
Hacen muy buena pareja.
Güç satın alıyorsunuz, ticaretini yapıyorsunuz, satıyorsunuz. Ama biliyormusunuz?
Compráis el poder, negociáis con él y lo vendéis.
Bu ne demek biliyormusunuz.
¿ Sabes lo que significara para la universidad?
Siz İkiniz Her Şeyi Biliyormusunuz?
- ¿ Se conocen? - No.
3 milyon nakit paranın ne kadar çok olduğunu biliyormusunuz?
Sabes cuanto dinero es en efectivo 3 millones? No puedes caminar con eso
Biliyormusunuz doktor olabilirmişiniz.
Usted podría haber sido doctor.
Zaten kalkmıyorumki. Biliyormusunuz, Alf zihinlerimizi okuyabiliyor.
Olvidé preparar antes el suelo con estiércol.
Biliyormusunuz, devremülk satacaklarını tahmin etmiştim.
Saben, esperábamos una venta.
Biliyormusunuz bazı yerlerde....... yemekten sonra geyirmek saygı olarak karşılanıyor.
Bueno, saben, en algunos países... Se considera un cumplido... Si eructas después de cenar.
Biliyormusunuz, karımda söyledi,
Sabe, mi esposa me sugirió eso,
Biliyormusunuz bazı yerlerde....... yemekten sonra geyirmek saygı olarak karşılanıyor.
Sobre esto ¿ Está bien? Estoy seguro que llegará pronto a casa.
Bunlardan bir tane nerede bulabilirim, biliyormusunuz?
¿ Sabe dónde encontrar una como ella?
Müvekkiliniz solak mı, değil mi, biliyormusunuz?
- ¿ Sabe si su cliente es zurdo o no?
Kanamanız olduğunu biliyormusunuz?
Estás sangrando.
Biliyormusunuz, Bay Bundy... 44 sene bu kütüphanede çalıştım,
Sabe Sr. Bundy... he trabajado en esta biblioteca por 44 años.
Neden kaldım biliyormusunuz?
¿ Pero sabe porqué me quedé?
Biliyormusunuz, eskiden, adamlar dışarı çıkardı, ayılarla dövüşürler, bir kilim ve akşam yemeği ile geri dönerlerdi.
Sabe, antiguamente, Los hombres habrían ido afuera, pelear con el oso, Y regresar con la cena y Una bonita alfombra.
Biliyormusunuz, bu inanılmaz.
Sabes, es asombroso
Nerede olabilceğini biliyormusunuz?
¿ Sabe dónde podría estar? En la cárcel.
Ama biliyormusunuz?
pero saben qué?
Biliyormusunuz?
Tiene razón.
Biliyormusunuz, şimdi farkına vardım..
¿ Saben?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]