Her şeyden önce translate French
1,329 parallel translation
Benim için kızlarımın güvenliği her şeyden önce gelir.
Rien ne compte plus à mes yeux que la sécurité de mes filles.
Her şeyden önce makalede trajik kahraman lrwin Flickas var.
D'abord, on a un héros tragique, Irwin Flickas.
- Her şeyden önce beysbol sopasına delil olarak el koydular. Onu açık arttırmadan satın almış.
En plus, ils ont saisi sa batte de base-ball comme indice
Her şeyden önce, bir erkek bulmam gerekiyor.
Tout d'abord, il faudrait trouver un homme.
Ama her şeyden önce...
Et surtout...
Her şeyden önce, onun annesi!
une mère est une mère.
Ama her şeyden önce, dostu Impastato'nun cenazesine Tano'nun katılmasını neden istemediklerini anlamaya çalıştım.
Et surtout pourquoi on ne voulait pas de Tano aux obsèques de son ami, Luigi Impastato.
Beaune'nün benim için her şeyden önce anlamı Hospices ve Van der Weyden'in tablosu.
Beaune, pour moi, c'est d'abord les hospices.. .. et la magnifique peinture de Van der Weyden,..
Ben pratisyen bir terapistim ama her şeyden önce bir kuramcıyım ya da daha doğrusu bir terapi filozofuyum.
- Je suis un praticien de l'analyse, mais je suis surtout.. .. un théoricien de l'analyse, plutôt un philosophe de l'analyse.
Her şeyden önce ben bir ressam ve toplayıcıyım.
Je suis, entre autres, peintre et biffin.
Onların yaptıkları, her şeyden önce bugün saygıyla anılıyor.
Leurs actes sont peut-être davantage respectés aujourd'hui qu'à l'époque.
Sakin ol, birliğimiz her şeyden önce gelir!
Pas du tout. L'unité des masses avant tout.
Her şeyden önce adi herifin bana 11 pound borcu var.
Ce dandy me doit 11 livres sterling!
Her şeyden önce, dışarıda olup işlerin iyi gittiğini bilmenizi istiyorum. Kalabalıktan çok iyi tepkiler aldım.
Sachez d'abord que je suis allé voir sur place et que les choses ont l'air d'aller.
Her şeyden önce, Jeff'in arabasını tamir edecek.
D'abord parce qu'il va réparer la voiture de Jeffrey.
Her şeyden önce, onlar göğüs değil, büyük kimyasal toplar, tamam mı?
D'abord, c'est pas des seins, mais des ballons de silicone, vu?
Her şeyden önce, ben...
D'abord, j'ai...
Bekle, her şeyden önce, perdenin arkasındaki asıl hikâyeyi sana anlatmadım.
Attends, d'abord, il faut que je te raconte toute l'histoire.
Her şeyden önce, elbiseyi hepiniz yaktınız.
Pour commencer, vous avez tous brûlé sa robe.
Her şeyden önce, The Sopranos dizisini seyretmeyi kes.
Ok, tout d'abord tu viens juste d'être officiellement privé de "Les Sopranos."
Her şeyden önce, büyük bir hayranınızım.
Je dois dire que je suis un de vos grands admirateurs.
Her şeyden önce ortada bir suç yoktu.
Apres tout, il n'y avait pas de crime.
Her şeyden önce ne tür uçakların var?
Primo : tu utilises quoi comme type d'avion?
Her şeyden önce, çok uzakta yaşıyorum.
Tout d'abord, je vis assez loin.
Her şeyden önce buraya gelerek en kücük kızımız Suzi'nin evimize gelişini bizlerle paylaşan dostlarımız için içmek istiyorum.
Je trinque d'abord à la santé de nos amis qui sont venus fêter l'arrivée de notre plus jeune fille, Zsuzsi.
Velhasıl tüm arzı karış karış gezdikten sonra her şeyden önce, Adem oğlunun bildiği en önemli erdeme sahip olduğunu ispat eden sağlam ve güçlü karakterli birini nihayet buldum.
Enfin, à force de chercher de par le monde, j'ai fini par trouver un homme... qui ait l'esprit fort, un caractère ferme, et qui, surtout, a révélé... posséder la plus grande qualité dont un homme soit capable :
Her şeyden önce kendi evimizde bir bütün olduğumuzu keşfetmemiz büyük bir mucizeydi. Tıpkı babamızın dediği gibi mutluluk ancak aile içinde bulunur.
C'est un miracle que nous ayons découvert avant tout que nous nous suffisions dans les limites de notre propre maison, confirmant la parole du père... que le bonheur ne peut être trouvé qu'au sein de la famille.
Her şeyden önce şu karmaşıklığa son ver!
- Finis-en d'une fois pour toutes... avec cette confusion dans ta tête!
Her şeyden önce bu aşk değildi. Eve geri döndüğünde yanında getirdiğin gururdu, aşağılamaydı ve bencillikti.
Ce n'est pas l'amour, comme je le pensais, mais l'orgueil, le mépris, et l'égoïïsme, qui t'ont ramené à la maison...
Her şeyden önce somut olarak bir farklılık yaratır. Diğer insanlar için bir farklılık yaratır ve bir örnek oluşturur.
Ça fait une différence, d'abord en termes matériels... ça fait une différence pour les autres... et ça donne l'exemple.
İşin üçkâğıdı şu, her şeyden önce rüya gördüğünün farkında olmalısın.
L'astuce, c'est qu'il faut d'abord réaliser qu'on rêve.
Dinle, her şeyden önce ne dediklerini boş ver. Aptallık.
- Ecoutez, avant tout, tout ce qu'ils disent, c'est des conneries, c'est stupide.
Ama her şeyden önce istendiğim yerde çalışmak isterim.
Mais je veux travailler avec des gens qui m'apprécient.
Söz veriyorum baba... Ailemin adını her şeyden önce tutacağım.
Je te promets papa... que je garderai toujours l'honneur de la famille...
Her şeyden önce sakinleşmen çok önemli.
Mais d'abord, il est important que vous vous calmiez.
Her şeyden önce olsalar, onları görürdüm ama görmüyorum.
D'abord, je les verrais, et je ne vois rien.
Her şeyden önce teşekkür etmek istiyorum. Adını anmamaya çok gayret ettiniz ama faydasız.
D'abord, je veux vous dire merci des efforts que vous faites pour ne pas citer son nom, mais c'est en vain.
Her şeyden önce o bir polis.
C'est un policier.
Her şeyden önce, ben sana ne alındığını söylemedim bile.
D'abord, je t'ai pas dit ce qu'on m'avait volé.
Her şeyden önce, o benim Rundam değil.
D'abord c'est pas mon Runda.
Her şeyden önce, bunu istemiyordu.
Premièrement, il n'avait aucune motivation.
Her şeyden önce, 50,000 dolar çok değil.
Pour commencer, 50 000 $, c'est peu.
Her şeyden önce bizim yüzümüzden evlilik kurumunu suçlayamazsın.
D'abord... ne condamne pas le mariage suite à notre expérience.
Her şeyden önce sakin ol.
Primo, calme-toi.
Her şeyden önce senin yüzün.
Bien, la tête que vous avez. Pour commencer.
Her şeyden önce sevdiklerini düşünmene.
Tu places toujours le coeur avant tout.
Antrenman biz dahil her şeyden önce gelmeli.
Ton entraînement passe avant tout, même avant nous.
Bizde müşterinin memnuniyeti her şeyden önce gelir.
Bienvenue au "Litiges Bagages" d'Atlantic Airways. Votre satisfaction est prioritaire.
Yani, her şeyden önce, o..
Après tout, il...
Her şeyden önce o benim oğlum.
C'est quand même mon fils.
Pekâlâ, her şeyden önce, gerçekten çok sinirliydim.
Au début, j'étais nerveuse...
her şeyden çok 20
her şeyden 36
her şeyden öte 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önce sen 213
önceleri 26
önce ben 89
önce ben sordum 18
her şeyden 36
her şeyden öte 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önce sen 213
önceleri 26
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey 525
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey 525
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538