O benim dostum translate Portuguese
822 parallel translation
O benim dostum değil.
Ele não é meu amigo.
O benim dostum.
É meu amigo.
O benim dostum.
- Ele é meu amigo.
Robbo benim dostum.
O Robbo é meu amigo.
O benim dostum.
Ele é meu amigo.
Hayır! Onu savunuyorum, çünkü o benim dostum. - Güvenebileceğim bir dost.
Não, só o defendo porque é meu amigo, um amigo com quem posso contar.
O benim dostum.
É minha amiga.
Ayrıca, her tür uçağı uçurabilir ve o benim dostum. Onun gibileri pek kalmadı.
Além disso pilota todo o tipo de aviões e é meu amigo, já não tenho muitos.
Bu benim dostum Ogdee.
Este é o meu amigo Ogdee.
Sen benim en büyük ve en iyi dostum ve de parasal koruyucumsun.
- O sabe ela?
O benim bölgedeki en iyi dostum.
Ligue ao Professor Jordan.
"Her zaman dostum olarak kalacağını bilmeni istiyorum ama davranışların benim kadınlık ideallerimle bağdaşmıyor..."
"Querida, garanto que serás sempre minha amiga, mas a tua conduta, ontem, foi tão brutal para o meu ideal de mulher..."
Lashan benim dostum. Hiç kimsenin ona pislik atmasına müsaade edemem.
O Lashan é meu amigo e não vou deixar que alguém o engane.
Afedersiniz. Peder Fitzgibbon, bu benim eski dostum, Peder O'Dowd.
Perdoe, Padre Fitzgibbon, este é meu velho amigo o Padre O'Dowd.
- O benim en iyi dostum.
- Está bem. - Bateu no meu melhor amigo. Saia!
O veya onun... O, benim dostum falan değil.
Este ou ele, não é meu amigo.
Biliyorsun, o benim eski dostum.
Sabe, é um velho amigo meu.
Bu benim kardeşim Bayan Simmons, ve bu da benim iyi bir dostum hakim Gaffney.
Esta é a minha irmã, a Sra Simmons, e este é o meu bom amigo juíz Gaffney.
Benim de en iyi dostum.
Era o meu melhor amigo.
- Bu benim iyi dostum Peter Bronec.
- Este é o meu bom amigo Peter Bronec.
Bu sadece benim hakkım dostum, bunu untma.
Justo ou não, é o único acordo que faço.
- O benim en iyi dostum.
- É o meu melhor amigo.
Bak dostum, bu benim sorunum değil.
O problema não é meu, amigo.
benim eski dostum ropin çocuğu.
Ora, mas é meu velho sócio, o miúdo laçador.
Bak dostum, sen bana 5 Dolar ödedin. O beşlik benim.
Você me pagou, os cinco dólares são meus.
Ve dostum Yargıç Dubbins, benim gibi, boşanmayı onaylamaz.
E o meu amigo, o Juiz Dubbins, aprova o divórcio tanto quanto eu.
Cesedi muhafaza etmek isteyen, ve arabayı gezmek için alan benim küçük dostum.
Aquele que a tem e o meu amiguinho, que apenas a levou a dar um passeio.
Sonra benim küçük dostum gelir ve arabayı görür, güzelbir araba.
Então, meu amiguinho aparece e vê o carro, e ele é lindo.
Benim titiz dostum kendisi için hazırladığımız şirket müdürünü yemeyi reddetti.
Aqui o meu obstinado amigo recusou-se a comer o diretor da empresa que havíamos preparado para ele.
Neden, benim iyi dostum ; bana karşı bu kadar acımasızsın?
Por que és tão cruel com o teu amigo?
"Balık da benim dostum." diye düşündü.
"O peixe também é meu amigo", | pensou ele.
Benim saygı değer dostum, her kim isen,... önce sana kendimi tanıtayım,... ben Edinburgh Üniversitesi'nden Profesör Oliver Lindenbrook.
Meu estimado amigo, seja quem for, deixe-me apresentar-me. Sou o Professor Oliver Lindenbrook, da Universidade de Edimburgo.
Krallarla iyi ilişkilerim var. Ve kral Süleyman benim dostum.
Mantenho boas relações com os reis, e o rei Salomão é meu amigo.
Bu benim dostum, Olsen.
É o meu amigo Olsen.
Amelia, bunu anlamak senin için zor olabilir ama, Chip benim dostum.
Amelia, pode ser difícil você entender, mas o Chip é meu amigo.
- Benim paltomla ne yapıyorsun dostum? - Ne?
Que está a fazer com o meu casaco, amigo?
Fred Astaire olmayabilir, ama o benim en iyi dostum. Ben de sağdıcıyım.
Bem... talvez ele não seja um Fred Astaire, mas é meu melhor amigo... e eu serei o padrinho.
# Ama vakit dostum Aşktır benim için #
Pa mim, meu amigo, o tempo é amor
O, benim dostum!
Ele é meu amigo!
O güvende. Ve sen de, benim yeşil dostum.
Ele está a salvo, o senhor está a salvo, meu amiguinho verde.
O, senden çok benim dostum.
Foi ele que me chamou. Quando o General está fora, sou eu que mando aqui.
Bay Hercule Poirot da önemli bir şahsiyettir. Üstelik, benim de dostum.
O Sr. Poirot é uma celebridade e meu amigo pessoal.
Marsus Vibius, benim Suriye Vali'm... #... eski dostum Herod Agrippa'nın Kudüs'te tahkimat yaptığı konusunda... #... çok şaşırtıcı ve tedirgin edici bir mektup yazmıştı.
Marso Vibio, o meu governador da Síria, havia-me escrito a informar que o meu velho amigo, Herodes Agripa, estava a fortificar Jerusalém.
O benim en değerli dostum.
É o meu melhor amigo.
Benim dostum, düşmanım oldu.
O meu amigo tornou-se o meu inimigo.
Benim eski dostum Roma'da, yanımda olmalı.
O meu velho amigo deve estar comigo em Roma.
O benim dostum, beni zengin yaptı, hayatımı değiştirdi.
Ele é um dos meus mais antigos amigos.
Benim şu dünyadaki tek dostum.
É o único amigo que me resta.
- Viktor benim en iyi dostum.
- O Viktor é o meu melhor amigo.
- Eski bir dost böyle mi karşılanır, Marjorie? - O, benim dostum değil.
- Não se trata assim um velho amigo, Marjorie.
Dinle dostum, kendine istediğin ölümü seçebilirsin ama benim de yaşamaya hakkım var biliyor musun?
Você tem o direito de ser morto, eu tenho o direito de viver.
o benim 717
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim annem 47
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim kardeşim 80
o benim en iyi arkadaşım 29
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim annem 47
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim kardeşim 80
o benim en iyi arkadaşım 29
o benimle 34
o benim bebeğim 25
o benim kızım 63
o benim param 27
o benim çocuğum 22
o benim oğlum 84
o benim değil 26
o benim arkadaşım değil 21
o benim arabam 45
o benim babam değil 20
o benim bebeğim 25
o benim kızım 63
o benim param 27
o benim çocuğum 22
o benim oğlum 84
o benim değil 26
o benim arkadaşım değil 21
o benim arabam 45
o benim babam değil 20
o benimdi 25
o benim arkadaşımdı 19
dostum 6912
dostum benim 16
dostumuz 17
o beni seviyor 32
o bendim 77
o ben değilim 39
o ben değildim 54
o benim arkadaşımdı 19
dostum 6912
dostum benim 16
dostumuz 17
o beni seviyor 32
o bendim 77
o ben değilim 39
o ben değildim 54