O benim kızım translate Portuguese
1,640 parallel translation
- O benim kızım!
- Ela é minha filha!
- Jack, o benim kızım.
- Ela é minha filha, Jack.
Allah belanı versin söylesene o benim kızım mı?
Maldito sejas, diz-me se é ela!
O benim kızım.
A minha filha, seu filho de uma puta.
O benim kızım. Ben gider alırım.
É a minha filha, eu mesmo vou buscar.
O benim kızım.
Bom, ela é minha filha.
Komiser, birşey olmuş, bana söylemelisin O benim kızım.
Capitão, aconteceu alguma coisa, diga-me. Eu sou a mãe dela.
O benim sayemde kusursuz kız arkadaşı, tamam mı?
Ela só é a namorada perfeita por minha causa.
Diğer pasta benim harika yeni kız arkadaşım.
O outro é a minha nova namorada maravilhosa.
Nasıl benim daireme gelip tek gördüğün şeyin eski kız arkadaşlarım olduğunu hatırlıyor musun?
Bem, lembras-te como disseste que quando entravas no meu apartamento, e tudo o que conseguias ver eram as minhas ex-namoradas?
Benim kızım o.
Ela é minha filha.
Ne yani? En iyi arkaşımın, benim aşık olduğum, hâlâ onu seven ve artık benden..... nefret eden kendi kız arkadaşıyla birlikte olmamı istemesi sorununu mu çözeceğiz?
Mesmo o facto de o meu melhor amigo querer que eu me atire à sua namorada, de quem gosto, mesmo que ela o ame e agora me odeie?
Yani, o benim tek kızım ve... ona hiç hakettiği gibi davranmamışım gibi hissediyorum.
Quero dizer, ela é a minha única filha, e... sinto que nunca a tratei bem como devia.
O benim tek kızım, Lois.
Ela é a minha única filha, Lois.
O hep benim küçük kızım olarak kaldı.
Ela foi sempre a minha menina.
Benim olmadığı da kesin. 15 yaşındaki kızımızın bunlarla ne işi olabilir?
Bem, de certeza que não são minhas por isso, o que é que a nossa filha de 15 anos poderia estar a fazer com isto?
Ama şunu anlamalısın, o benim tek kızım, George.
Mas tem que entender, ela é a minha única filha, George.
- O kızla ne yapacağımı bilmiyorum fikrimi sorarsan çoğu kez gerçekten benim kızım mı diye düşünüyorum
Não sei o que fazer dela. Se queres saber, é tão cansativa... Às vezes pergunto-me se será mesmo minha.
O hala benim kızım. Kendisine çarpıp kaçan bir araba yüzünden, bu sekizinci sınıf bilimsel deney aletine benzeyen şeye bağlı..
tenho comichão no nariz, uma tal de "The Piña Colada Song" não me sai da cabeça e, às vezes, consigo ouvir as pessoas que estão no meu quarto.
Vücudu, John Mayer'ın deyimiyle ölümcül olan, benim için ise cennet olan kız arkadaşımın babasına soruyu sormak mesele. Oldu mu?
Tenho medo de pedir ao pai da miúda cujo corpo, por mais que deteste citar John Mayer, é o País das Maravilhas.
Bu Matlock'dan bir bölüm olsaydı umurumda olmazdı. Ama iyi bir dayağın arkadaşımın kızının bulunmasında yardımcı olacağını düşünürsem, seni götürüp hıncını alır ve benim de hiç umurumda olmaz.
Se isto fosse um episódio de "Matlock", eu ligaria a isso, mas se acho que uma boa tareia ajudará a recuperar a filha da minha amiga, ela pode levá-lo e arrancar-lhe o baço que estou nas tintas.
Yine de, doğru olanı yaptın. Oh, işte burada, kızım benim.
Mesmo assim, foi o mais correcto.
O da benim küçük kızım Domenica.
Essa é a minha filha pequena. O nome dela é Domenica.
Şu anda benim için önemli olan kızımın yaşamıyor olmasıdır.
O que me importa agora... é que a minha filha já não está viva.
Ama Kayla benim kızım, o yüzden de, bununla ailemi koruyabilecek şekilde başetmeye çalışıyorum.
Eu percebo. Mas a Kayla é minha filha, por isso estou a tentar resolver isto de um modo que proteja a nossa família.
Benim kızım, çello çalıyor.
A minha filha é a que toca o violoncelo.
Artık ailenin en büyüğü benim ve kız içeri girmeyecek diyorum, tamam mı?
Eu agora sou o mais velho desta família, e digo que ela não entra, ok?
Kızım o benim.
És minha filha.
Bak, Julia, benim bu ufacık başarım seni rahatsız hissettiriyorsa çok üzgünüm.
Olha, Julia, desculpa-me se o meu pequeno sucesso... te faz sentir como se eu te tivesse tirado alguma coisa.
Michael.. Benim kızımın da okulda çirkef bir kız olduğunda midesi ağrıyordu.
Sabes, Michael, às vezes o estômago da minha filha dói quando há uma miúda má lá na escola.
- Hayır, o benim kız arkadaşım.
- Não, é... a minha namorada.
Uçağı kaçırdım, işimi kaybettim ve bir de bugün evlenen kızım damada teslim etmesi için benim yerime üvey babasını tercih etti, tamam mı?
Perdi o meu voo e o meu trabalho, e a minha filha, que se casou hoje, decidiu que queria que seu padrasto, e não eu, a levasse ao altar, certo?
Ve bu benim kızım. - Ki o gitti.
E esta é a minha filha que acabou de sair.
Siktir git, o benim kız arkadaşım.
- Porra, meu! Essa é a minha noiva.
Yani, sonuçta o benim kız arkadaşım değil.
Ela não é minha namorada!
Benim adım, Wey. Çinliyim. 15 yaşındayım, iki kız kardeşim var, en küçükleri benim.
Chamo-me Wey, sou chinês, tenho 1 5 anos, duas irmãs, sou o mais novo da família.
İşte benim kızım!
O que está falando!
- O hiç benim kız arkadaşım olmadı, Sam.
- Ela nunca foi minha namorada, Sam. Está bem, Mike.
- O benim kız arkadaşım değil.
- Ela não é minha namorada.
Her zaman benim "Bake-o-lite" kızım olacaksın.
Serás sempre a minha pasteleira.
Sen ve benim Garden'e çıkışımızın 20. yıldönümü.
20º aniversário do teu combate com o Alatoyah.
Benim kızım kaçacak biri değildi.
Por isso não a vão procurar, mas não é isso o que ela é.
Ve benim kalın kafalı, günahkar kızım oradan beni görmeye geliyor. Bugün! Üstelik kel kocasıyla birlikte.
E a grande chata da minha filha, a Mavis, chega hoje, de lá, para me ver, com o marido, que tem uma placa na cabeça.
Net kazancı, holiganların otlakçılık ettiği çoğu gelişen ülkeden daha fazla olan biri olarak ve seninki gibi sahte sofu kız kalbine sahip birini görünce benim de haklarım olduğuna inanıyorum.
Porque enquanto descobres quem apagou a luz do Gustav eu vou derramar luz na verdadeira identidade de Dwight. Tenho uma caixa velha de charutos com as cartas do meu pai escondida no meu armário. Se o meu pai conhecia o Dwight, vai ter alguma coisa sobre ele na caixa.
Benim bilgim olmadan, kızım size bir teklifte bulunmuş.
A minha filha fez-lhe uma oferta em meu nome sem o meu conhecimento.
Biz sevgili değiliz, o benim kız arkadaşım değil.
Não somos. Ela não é a minha namorada.
O benim kız arkadaşım.
Essa é a minha namorada.
O benim kız arkadaşım.
É a minha namorada.
Mesela Kate Moss ve benim koka sağlayıcımız aynı kişiydi ve bir gün parti vermişti ikimiz de oradaydık.
Uh, por exemplo, uh, a Kate Moss e eu tínhamos o mesmo fornecedor de coca, e ele um dia deu um murro social e nós por acaso estávamos lá.
Bir, o benim kız arkadaşım değil iki, ses tonun pek de masumane değildi.
A : ela não é minha namorada. E B : o teu tom era tudo menos inocente.
Benim kızım da o kız çocuğuyla aynı yaşlardaydı.
A minha filha tinha a mesma idade que aquela rapariga.
o benim 717
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim annem 47
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim kardeşim 80
o benim en iyi arkadaşım 29
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim annem 47
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim kardeşim 80
o benim en iyi arkadaşım 29
o benimle 34
o benim bebeğim 25
o benim dostum 56
o benim param 27
o benim çocuğum 22
o benim oğlum 84
o benim değil 26
o benim arkadaşım değil 21
o benim arabam 45
o benim babam değil 20
o benim bebeğim 25
o benim dostum 56
o benim param 27
o benim çocuğum 22
o benim oğlum 84
o benim değil 26
o benim arkadaşım değil 21
o benim arabam 45
o benim babam değil 20
o benimdi 25
o benim arkadaşımdı 19
benim kızım 51
kızım 866
kızım nerede 44
kızım mı 20
o beni seviyor 32
o bendim 77
o ben değilim 39
o ben değildim 54
o benim arkadaşımdı 19
benim kızım 51
kızım 866
kızım nerede 44
kızım mı 20
o beni seviyor 32
o bendim 77
o ben değilim 39
o ben değildim 54