English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ F ] / Fakat nasıl

Fakat nasıl translate Russian

500 parallel translation
- Oh, fakat nasıl olur, Prens! Lütfen, anlamaya çalışın. Ben eski yönetici sınıfın bir üyesiyim.
Я представитель старого класса, безнадежно испорченного прошлым режимом, и связанный с ним если не любовью, то происхождением.
- İşte hayat bu. - Hayat bu tabii. Fakat nasıl başaracaksınız?
Брак, Пикассо, Клее, Миро, Матисс...
Lorraine'i davet etmeliyim, fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Я должен пригласить Лорейн, но не знаю как.
Fakat nasıl yaptınız?
А как Вы это делаете?
Fakat evimin yolunu nasıl bulacağım?
Но как я найду дорогу домой?
Fakat eğer koca güneş bile Tanrı'nın görünmeyen gücü olmadan hareket edemiyorsa, benim küçük kalbim nasıl çarpabilir, beynim nasıl düşünebilir Tanrı onların çarpmasına ve düşünmesine, ve yaşamalarına izin vermese?
Если огромное солнце сдвигает с места только божественная десница, то как мое сердце может биться, а мозг – думать? Только если к этому биению и к этим мыслям причастен Господь, а не я.
Fakat bakmadıkça işlenmediğinden siz nasıl kesinlikle emin olabilirsiniz?
А как вы можете быть уверены, что его не было, если даже не ничего не искали?
- "Büyücü Peyrak" böyle diyorlar bana. Şeytani işler yaptığımı söylüyorlar.. Fakat siz göreceksiniz nasıl bir şeytanlık olduğunu.
Говорят, что Жоффрей де Пейрак колдун и друг дьявола, и я хочу объяснить в чем мое колдовство.
Fakat anlamadığım, güneşle ölüm... nasıl oluyorda beraber ilerliyor.
Правда, солнце и смерть как будто идут рука об руку.
Boktan bir oyunda 700 $ kaybetmiş olmanı anlayabiliyorum fakat pantolonunu nasıl kaybettin?
Я понимаю, ты стал играть на деньги и потерял 700 долларов... -... но как ты потерял штаны? - В женской спальне.
Olayların nasıl geliştiğiyle ilgili bir sezi. Intrepid'deki herhangi biri hatta bilgisayarlar bile onları yok edenin ne olduğunu bilmiyordu. - Fakat 400 Vulcanlı?
Назовите это глубинным пониманием сущности вулканцев, но я знаю, что ни одно существо, даже ни один судовой компьютер на борту "Интрепида" не знали или не понимали причины своей гибели.
Fakat babana nasıl söyleyeceksin?
Конечно, но позволит ли тебе отец?
Fakat, nasıl söylemezdim?
Ой, а как же молчать? И что он говорит?
Evet, fakat siz Francois Merlin'i nasıl buldunuz?
Да, но как Вы нашли Франсуа Мерлена?
Fakat henüz açılmamış olmalarına rağmen nasıl olur da Omlar kutuların içeriğini bilebilirler?
Пришло время принимать меры, господин Син!
Fakat o buraya nasıl gönderilebildi?
Как его смогли сюда доставить?
Ben fazla kızarmış seviyorum, fakat sen nasıl seviyorsan öyle pişirebilirsin.
Я люблю подгорелые. Можно настроить, как хочешь.
Aslında onun beyninin içine bile girdim. Herşeyi yerine koymak benim kaderim. Fakat onun beyni nasıl işliyor en ufak fikrim bile yok.
Я буквально препарировал его серое вещество, и должен признать, что совершенно не представляю, как оно действует.
Fakat, sadece hayatta kalmaya çalışıyorsan... nasıl bir yaşam umabilirsin ki.
но как вы можете жить, когда вы просто стараетесь выжить.
Fakat meselâ Mars'ta gözlenen döngü içinde döngü olayı nasıl açıklanacaktı?
Но как же объяснить петляющее движение планет на небе? Например, Марса?
Fakat bu dönüşümler nasıl tanrının iradesi ile oluyor?
Но откуда взялись циклы, не будь на то воли богов?
Fakat biz bu dünyaları inceleyerek yörüngelerinde nasıl hareket ettiklerini anladık ve yakında Yeryüzü'nün ötesine keşif yolculukları yapmayı planlıyor, gezegen ve yıldızlara robot kâşifler gönderiyor olacağız.
Но мы изучили эти планеты, мы поняли, как они движутся по своим орбитам и вскоре начали планировать экспедиции за пределы Земли и отправлять исследовательские зонды к планетам
Fakat söyle bana, onun ne zaman döneceğini nasıl biliyorsun?
Скажи только, когда он обычно возвращается?
Fakat onlar nasıl yardımcı olabilir?
Чем они могут мне помочь?
* Fakat şimdi aşkın tamamen nasıl kapladığını anlıyorum
* Но теперь вижу, как любовь туманит
Kayıtlar bölümünde l don't care nasıl çalıştığınızı bilmiyorum fakat,
¬ ы бородавка на теле ќтдела. ћне плевать на ваши заслуги в " апис € х, но мы ведь отдел, принимающий решени €.
Size nasıl nüfuz eder bilmiyorum, fakat ben tutucuyum.
Не хочу вас травмировать, сэр, но я предпочитаю женщин.
Fakat sen biraz nasıl dengeli oturacağını öğrenmeli ve doğru arkadaşlar edinmelisin.
Но нужно во всем знать меру и уметь заводить нужных друзей.
"Fakat bu oyuncak bebek bize bildiklerini nasıl anlatabilir ki?" öyle değil mi?
Но как кукла может рассказать нам то, что знает?
"Fakat göğü ya da yeri nasıl satabilir veya satın alabilirsiniz ki?"
"Но как можно купить или продать небо, землю?"
Fakat, herhangi bir sebeple, Klingon topraklarına girmek istersek, bizi nasıl durdurabileceksiniz?
Но, капитан, если в силу каких-либо причин мы решим войти на территорию клингонов как Вы остановите нас?
Fakat bu kadar benzerlik nasıl olur?
Как же может быть подобное повторение?
O nasıl? Yaşam fonksiyonları normal,... fakat ne kadar zamanı kaldığını söylemenin yolu yok.
- Мне удалось ее стабилизировать, но я не знаю, сколько времени у нее есть.
# Ona anlatacak çok şey var # Fakat ona nasıl anlatabilirim ki # Geçmişimle ilgili gerçeği...
Мне столько нужно ей рассказать, но как дать ей понять, как открыть ей правду о прошлом?
Will, nasıl göründüğünü biliyorum, fakat anlamalısın ki o bir doktor.
" илл, € знаю, что ты сейчас чувствуешь, но постарайс € пон € ть, он врач!
Nasıl hissettiğini anlıyorum fakat senin için başka ne yapabilirim ki?
Я понимаю, что вы чувствуете, но что еще я могу для вас сделать?
Fakat bunu nasıl yapabilirsin?
Но как ты собираешься этого достичь?
Fakat buluşulacak bu arkadaşlar varken nasıl bir işmiş bu?
Но что это по сравнению с тем, что здесь вас так ждали ваши друзья?
Fakat bunu nasıl yapar?
Но как он мог?
Ne zaman- - Ama, fakat, nasıl- -
Когда ты- -? Как ты- -?
Fakat asıl nokta yüzyıllar boyunca tekrar tekrar çevrisi yapılan metni nasıl yorumladığın.
Но тут же всё зависит от того, как толковать древний текст, который переводился и пере-переводился за эти столетия.
Çölden nasıl çıkabildin? Yanmıştın, ismini bile hatırlamıyordun, fakat yazılmış tüm şarkıların sözlerini biliyordun... ve bir tek tutkun vardı : Herodotus'un bir kopyası.
Как тебя привезли из пустыни, что ты был весь обожжён, что ты не помнишь своё имя, зато знаешь все песни на свете... что всё твоё достояние — книга Геродота а в ней — всякие заметки и вырезки.
- Biliyorum, fakat bunu nasıl yapıyorlar?
- Знаю, но как именно вы его осуществляете?
Fakat parayı nereden bulacağım? Nasıl ödeyeceğim?
Но чем я буду платить?
Bir sefer bir sefer 1965 yılında Ağustos ayında bir saat kadar aynı anda hem iyi hem de kusursuzdum fakat kimse nasıl olduğumu sormadı.
Один раз Один единственный раз в 1965-ом в Августе, где-то около часа Мне было хорошо и клёво в одно и то же время ( первый из пяти седечных приступов Карлина )
- Bir "fakat" olduğunu nasıl bildin?
- Как ты догадалась, что будет "но"?
Fakat bunu nasıl yapacaksın?
Моника, как ты собираешься это сделать?
Tamam, bunu nasıl söylerim bilmiyorum, fakat... Sanırım, karınızın ruhu vücudundan ayrıldığında o sanki benim içime girdi.
Так, я не знаю как сказать это, но я думаю, что когда дух вашей жены оставил её тело он как-то застрял во мне.
Fakat bütün ekonomi üzerinde bir monopol kurmuşken bu iki Ferengi nasıl öylecek çekip gidecek?
Но как нам заставить двух ференги отказаться от монополии на целую экономику?
Fakat, Yüce Proxy, Nasıl...?
Но, Великий Уполномоченный, как вы...?
Nasıl isterseniz öyle yapacağım, fakat... acele edin, hala zamanınız var.
Я сделаю, как вы говорите, но... быстрее, у вас еще есть время.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]