Öyle değildi translate Russian
771 parallel translation
Ama babam öyle değildi.
Мой отец был не таким.
Öyle değildi ki...
Вот, как надо.
Ama öyle değildi. Şans yüzüme güldü.
Нет, потому, что мне везет.
Herkes evliliğimizin kusursuz olduğunu sanıyordu ama öyle değildi.
Все вокруг считали, что наш брак идеальный, но на самом деле было не так.
Anlaşmamız öyle değildi.
Мы так не договаривались.
Ama öyle değildi. En ince ayrıntısına kadar planlanmıştı.
-... было предположение, что преступление было спонтанным.
Ama öyle değildi.
Но это не так.
Ölesiye sıkıcı olduğunu düşünmüştüm ama öyle değildi, elektrik vardı.
Я думала, что помру со скуки, но сквозь меня будто ток пропускали!
En azından, eskiden öyle değildi.
Вернее, он только сейчас появился.
Oh, hayır öyle değildi. Sadece, sana özgürlüğünü sunmak bugüne kadar yaptığım bencilce olmayan tek şeydi.
Я хочу вернуть тебе свободу, впервые позабыв об эгоизме.
Yemek için geldi sanmıştım ama öyle değildi.
- Не переведено -
Bir keresinde öyle değildi, onunlaydım.
Единственный раз, когда он вел себя по-другому, я была с ним.
Onu yakaladılar, onu ajan diye yakaladılar, ki öyle değildi ve bir yıl boyunca bunu ona açıklamaya çalıştım.
Когда его взяли в 49-м, он должен был быть шпионом, хотя им не был, но должен был быть, я ей это целый год объяснял.
Kontrol ettiği ilk kişiler doğru şekilde asmışlardı ama dağdakiler öyle değildi.
Сперва посыльному попадались флаги, повешенные правильно, но только не в горах.
Bizim gibiler için öyle değildi.
Для мафиози это было не так.
Bir deli tarafından yazıldıklarını varsayıyordum ama öyle değildi!
Я предположил, что они написаны безумцем.
Doğru, böyle dedim, ama pek de öyle değildi.
Да, это правда. Но все было не совсем так.
Benim için öyle değildi.
Для меня нет.
Bazen öyle olduğunu sandım, ama asla öyle değildi.
Иногда я думала, что да, но нет.
Cherry sana yaptığım şey doğru değildi, sana öyle davranmak.
Черри, я был очень не прав, когда так поступал с тобой. Я грубо втиснул тебя в автобус, хотел, чтобы ты вышла за меня.
Öyle bir şey değildi.
Нет!
Yani pencerede gördüğüm yaşlı kadın Bayan Bates değildi, öyle mi? Bekle bir dakika, Sam.
То есть, старуха, сидевшая у окна, не мать Бейтса?
- Evet, aynen öyle! - "Tutuklu yada kovuşturulmuş değildi"...
- "Не был, не привлекался".
Öyle unutulacak bir şey değildi.
Едва ли я мог бы её забыть.
Garibaldi'nin adamlarıyla kalmak mümkün değildi, öyle değil mi?
Верно, Кавриаги? Да уж!
Misako, yanılıyorsam beni affet. Sevgilin hayatındaki ilk erkek değildi gerçekten öyle değil mi?
Мисако, может, я неправа, но ведь твой сегодняшний парень не первый мужчина в твоей жизни?
Tabii ringde ya da öyle bir şeyde değildi.
Ну, конечно, не на ринге. Папа увлекся физкультурой...
Bu öyle değildi.
Это не так.
Öyle gerekiyordu ama tek kelimesi bile doğru değildi!
Так написано, но там не ни слова правды.
Öyle biri değildi.
Он был не из таких.
Öyle itibarı kolay kolay al aşağı edilebilecek biri değildi.
У него была репутация которую было трудно обойти.
Bu, yangın alarmı değildi, öyle değil mi?
А это была не пожарная тревога, так ведь?
Küçük Anne'in davranışı belki normal değildi ama mantıklıydı. Öyle davranmak zorundaydı, aksi bir davranışta bulunması mümkün değildi.
Мне вдруг показалось, что недавнее поведение маленькой Энн... совершенно естественно и само по себе настолько очевидно, что любое от него отступление я воспринял бы... как нечто, неподдающееся пониманию.
Önemli değildi ki, ya da bana öyle geldi.
Насколько я понимаю, тебе это было неинтересно.
Öyle bir şey değildi aptal şey!
Ничего подобного, идиот.
Güzel, tamam, öyle yaptım ama senin yaptığın şey değildi.
Что ж, может так оно и будет, но в этом не ваша вина.
O zamanlar hiçbir şekilde, öyle senin hayal ettiğin gibi değildi.
Это всё не то, что ты думал!
Pek öyle ilginç değildi.
Это ничего из себя не представляет.
Öyle olduğundan emin değilim. Bilirsin, bu sadece seks değildi. Anlatmama izin ver.
- Это не просто секс, я объясню.
O kadar düzgün değildi, öyle değil mi?
Не всё идёт гладко, так?
Öyle biri değildi. Senin gibi bir kadındı.
Нет, нет, это был не мужчина, а женщина.
Ama "Gökyüzünün Dangalakları" kadar iyi değildi. Öyle değil mi Connie?
Она была почти так же поучительна, как "Куколки с небес", верно, Конни?
Hayır, öyle bir şey değildi.
Ќет. Ќичего такого не было.
O zamanlar bile öyle kolay değildi.
Я и в прошлом не помню, чтобы легко было.
Bana öyle geliyor ki o da bu çirkin oyunun içindeydi. Hayır, inanın bana değildi.
Послушай, я должен вернуться, я не могу стоять возле...
- Ama olay para değildi, öyle mi?
- Но это не из-за денег, верно?
Baş Rahibe öyle sessizce ölecek bir kadın değildi.
Настоятельница не тот человек, чтобы умереть молча.
Öyle bir şey değildi.
Его дневники не об этом.
- Çok iyi değildi. - Öyle mi düşünüyorsun?
Предсвадебный мусор.
Öyle akıllı falan değildi ama yine de severdim onu.
Она ничем не блистала, но мне она нравилась.
Maestro da sana öyle bir şey demedi, orada değildi.
Маэстро не говорил тебе соглашаться. Его там не было.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
değildir 62
değildim 75
değildin 22
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154