English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Ö ] / Öyle yapın

Öyle yapın translate Russian

311 parallel translation
Öyle yapın.
Так и сделайте.
- Öyle yapın.
- Вносите.
Bizimkiler, siz de öyle yapın!
Вас это тоже касается!
- Öyle yapın o zaman Bay Data.
Так и сделайте, мистер Дейта.
Bay Vorf, öyle yapın.
Мистер Ворф, так и сделайте.
- Öyle yapın Bay Vorf.
Мистер Ворф, так и сделайте.
Nasıl isterseniz öyle yapın.
- Делайте, как хотите.
Öyle yapın.
Действуйте.
Öyle yapın bay Data.
Действуйте, мистер Дейта.
Öyleyse sizi olduğunuz gibi kabul edeceğim, siz de öyle yapın.
Toгдa я бyдy cocтaвлять cвoё мнeниe o Bac пocтeпeннo, кaк и Bы oбo мнe.
Bence bir insan hoş olmayan bir şey söyleyecekse... bunu mutlaka açık olarak dile getirmelidir. Lütfen öyle yapın.
Говорите!
Nasıl istiyorsanız öyle yapın. Toplar.
Делай, что хочешь.
Öyle idealleri ve belirli şeyler üzerine farklı bakış açıları var ki zamane kızlarının kıyas yapılamaz şekilde üzerinde.
У неё такие идеалы и взгляды на вещи, что её и сравнить нельзя... -... с нынешними девушками.
- Varsayım yapıyor olabilirim ama sizin gibi hoş bir bayanın birkaç erkek arkadaşı olması mümkün değil mi? - Ben de öyle söyledim.
- Ёто то, что € сказала.
Ve buna hırsızlık da demeyin sakın, çünkü o da öyle yapıyor.
И не называйте это воровством, потому что он сам вор.
Dolabınızda asılı olduğunu söylediniz. Hep öyle yapıyorsunuz.
Сказали, что он будет висеть в шкафу, вы так всегда делаете?
Bir insan öyle sağını solunu yapıştırabileceğin bir birim değil.
Человек - не просто биологическая единица, которую можно залатать.
Bu ağacın altında yapılmış olan her dilek, hep gerçekleşti. Öyle mi?
Каждый раз, когда мы загадываем желание под этим деревом, оно сбывается.
Bir şeyler yapılmasını istiyorum! Öyle değil mi Mac?
Я прав?
Burada ne olduğunu anlamış değilim. Ama bana öyle geliyor ki ıska yapıp oyun dışı kaldın.
Я не совсем уверен, что понимаю что здесь происходит, но кажется что ты получила удар, который сбил тебя с ног, верно?
Ben askere gidemiyorum, o zaman... al sana kirli bir battaniye... tabakları metalden yapılmış... çubukları da öyle... azıcık bir kepçe pirinç... tabağın üstündeki böceklerle birlikte.
Иду служить, на плече висит шинель. Постукивают палочки о миску... Щепотка риса в крошечном котле.
- Peki hala öyle mi yapıyor? - Evet. Yılanın gövdesine bağlı organı yoktur.
И он до сих пор делает так?
Ve çatıdaki şu kadın ne yapıyor öyle?
Отпустите меня! Эта женщина на крыше... что она делает?
Öyle gözüküyor olsa bile, ne yaptığını bilmeden, rastgele yapılan bir şey değil.
Они сами не знают, что творят. Хотя им так не кажется.
Homer, öyle söyleme.Bir yabancıyı bayıltıp güzelce bağlayabilen üç çocuk yetiştirdiğine göre bir şeyleri doğru yapıyor olmalısın.
Гомер, не говори так. По-моему, если ты растишь троих детей которые способны оглушить и связать незнакомца... -... ты на верном пути.
# Hee-hee-hee # # Wow! Ayaklarını nasıl öyle yapıyorsun?
- Как ты сделал эту штуку ногами?
Öyle yapın.
Приступайте.
Hademe kılığına girmiş bir adam acil bir tıbbi işlem yapıyor... ve sizin tek yaptığınız adamın kimliğini almak, öyle mi?
Человек, одетый уборщиком, меняет ваше назначение а вы лишь забираете его пропуск?
Bana da 6000 yaz. Her sezon kazanacağı... garanti olan tek kişi tanıyordum, o da bu herifti. Ama bu işi öyle ciddi yapıyordu ki... keyif aldığını bile sanmıyorum.
Сезон за сезоном... этот мерзавец был единственным гарантированным победителем, которого я знал.
Bunun tamamını kendin mi yapıyorsun? Çok güzel. Tabi ki öyle.
Ты всё сделал руками?
Öyle bir durumda yapmanız gerekeni yapın ve çabucak kaçın.
Если это произойдет, делайте то, что должны. Но уходите быстро.
Ya arkamdan başkalarıyla görüşüyorsun ki bu seni dünyanın en büyük pisliği yapar ya da birini görüyor gibi yapıyorsun ki bu da seni öyle zavallı yapar ki ağlayabilirim!
Так, что тут происходит? Ты видишься с кем-то за моей спиной и из-за этого говоришь, как самый большой придурок мира или ты притворяешься, что встречаешься с кем-то что делает тебя таким жалким, что я могу расплакаться прямо тут!
Pijamaların içinde ne yapıyorsun öyle?
Что вы делаете в своих пижамах?
Önceden öyle bir şey yapıp yapmadığını merak ediyorum.
Мне интересно, делал ли он что-либо подобное до этого.
Beacon Hill üzerine nutuk attı, bu kitapevine öyle olmadığını bildiği bir yafta yapıştırdı.
Он представил этот магазин таким каким, как он знал, он не был, и кинул боевой клич.
Çok karmaşık bir yapın var, öyle, değil mi?
Ты очень сложный человек.
Hepsi öyle yapar. Bildiğim bir şey daha varsa o da uzay mekiğinin atmosfere girerken yanmasını engelleyen maddenin aynısından yapılmış kolları pofuduklu iğrenç bir elbise giyecek olmam.
Потом я надену платье с отвратительными пышными рукавами сделанное из того же материала, который защищает космические челноки входящие в плотные слои атмосферы.
Bu öyle sıradan bir saldırı virüsü değil Küçümseme kendi başına internet bağlantı yapılarını anlayabiliyor
Это не просто вирус. "Позор" знает инфраструктуру Интернета.
Neden ağzını öyle yapıyorsun?
Почему вы так делаете ртом?
Çoğu da kadındı. Önce bana öyle geliyor sandım ama bu çerçeve kadınların hoşuna gitsin diye yapılmış.
Я сначала подумал, что смотрят на меня но потом понял, что эта оправа была разработана специально, чтобы нравиться женщинам.
Öyle harika bir ossobuco yapıyorlar ki.. ... "incik etinin kefareti" adını koyum ona.
Там готовят такую божественную оссобуку что я называю её "вознесением для телячьей голени".
Mike yapmak istemediği şeyleri yapmıyor... -... ama yaptığının da en iyisini yapıyor. - Öyle mi?
Майк делает не то, что бы ему хотелось, но извлекает максимум удовольствия.
"Elinizden gelenin en kötüsünü yapın... çünkü ben öyle yapacağım." diye haykırmalısın.
Делай, что хочешь, или я за себя не отвечаю!
Öyle yapılacağını sanıyordum.
Я думал, что это я должен звонить.
Güzel, öyle yapın bayan.
До свидания.
Öyle mi? Asıl ben olmasaydım, sen hala muhasebecilik yapıp ofisinde asılırdın.
А если бы не я, ты бы всё еще копался в бумажках!
Eski karım, bazen öyle bir davranıyor ki, bazen öyle işler yapıyor ki... Sanırsın ki, benden daha kaba bir adam, daha kötü bir adam kadının değerini bilmeyecek kadar duygusuz bir adam işte böyle bir adam, ben değil, böyle bir adam, ona tam bir or.spusun diyebilirdi.
Моя экс-супруга иногда так себя ведет, как будто я дерьмо... так, что даже человек, более просвещенный, чем я, менее жесткий... человек, более чувствительный к женским качествам, очарованию, ценитель женщин... даже такой человек, не я, а такой человек может назвать ее пи... ой.
Aşkın hesabı yapılmaz. Bazen bir bakış, sıradan bir dokunuş... parfüm kokusu dolu havadan alınan bir nefes... öyle güçlü duygular uyandırır ki, neredeyse acı verici olur.
Невозможно высчитать любовь - почему она возникает от одного взгляда, от простого прикосновения, один вздох или даже запах... может возбудить сильнейшее до боли чувство.
Kahraman olmaya öyle meraklısın ki asla yap-bozun bütün parçalarını göremiyorsun.
Ты всегда так стремишься быть героем, ты никогда не видишь все кусочки паззла.
Evine git, gitarını tıngırdat, ne yaparsan yap, sonra bu kızın gönlünü almak için harika bir jest düşün ve asla öyle jestler yapmayacağın bir gün olacağını sanma.
Иди домой, настрой гитару, или чем ты там занимаешься, а потом придумай какой-нибудь совершенно фантастический способ вернуть эту девушку. И чтобы тебе в голову не пришло однажды, что пора перестать это делать, потому что это худшее, что может сделать парень – перестать поражать девушку.
İşlerin belli bir biçimde yapılmasını istediğim için mantıksız oluyorum öyle mi?
О, я безрассудна потому, что у меня свой взгляд на вещи?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]