Buna dayanamam traducir español
312 traducción paralela
Buna dayanamam. Kaçmaya çalışacağım!
¡ No aguanto más!
Buna dayanamam.
No Io soportaría.
Bu senin iki kere öldüğünü görmek gibi, buna dayanamam.
Es como si volvieras a morir, no podría soportarlo.
Buna dayanamam.
No voy a aguantarlo.
Buna dayanamam.
No puedo con esto.
- Buna dayanamam, yapamam!
- ¡ No puedo soportarlo, compañeros!
Buna dayanamam. - Bay Frank.
Y no lo soportaría, ya no me encuentro bien.
Buna dayanamam.
No puedo soportarlo.
Buna dayanamam, buna dayanamam!
Esto es de locos.
Bırakma beni. Buna dayanamam.
No quiero que me dejes, sufriría mucho.
Bir gün gitmek zorunda kalacağını hep biliyordum ama şimdi o gün geldi ve ben buna dayanamam.
Siempre supe que algún día tendrías que marcharte... pero ahora que ha llegado, no lo soporto.
Onu götürmeyin, buna dayanamam!
No se la lleve. No lo podría soportar.
Buna dayanamam.
No podría soportarlo
Buna dayanamam. Senin için zor olacak.
Sería mucho esfuerzo.
- Buna dayanamam.
-... y yo no lo soportaría.
Ben buna dayanamam.
Y no lo soportaría.
Buna dayanamam.
¿ Qué me siente a esperar sin saber si estás vivo o muerto?
Buna dayanamam.
No Io aguantaría.
Buna dayanamam.
No podría soportarlo.
Babam, Baron de Landsfield'a benim adıma evlilik sözü vermiş ve ben buna dayanamam.
Mi padre me ha prometido en matrimonio al barón y no lo soporto.
Buna dayanamam.
No lo soporto más.
Sue, burada çürüyeceğimi görmüyor musun? Buna dayanamam.
¿ No ves que aquí me pudriría?
- Buna dayanamam.
- No lo soportaría.
- Gidersen buna dayanamam.
No puedo soportar que te vayas hoy.
Buna dayanamam. Ah, niçin böylesi korkunç bir şey bizim başımıza gelir?
No aguanto más. ¿ Por qué tuvo que ocurrirnos algo tan terrible?
Kızdığında, beni içeri almıyorsun. Buna dayanamam.
No soporto que te enfades y me digas esas cosas.
Harry, buna dayanamam.
Harry, no podría soportarlo.
- Buna dayanamam.
- No puedo soportarlo.
Buna dayanamam.
No podría soportar eso.
Buna dayanamam.
Me pondría muy triste.
Buna dayanamam. Hiç dayanamam!
No lo soportaré. ¡ No podré soportarlo!
Buna dayanamam!
¡ No lo soporto!
Ben buna dayanamam.
Para mí lo es.
- Hayır. Buna dayanamam. Büyük olasılıkla ağlayıp figan feryat eder, perişan olurdu.
- No, yo no lo soportaría, la dejaría hecha pedazos y empezaría a llorar y gemir, ya la conoces.
Buna dayanamam!
No la puedo soportar.
Buna dayanamam.
No lo permitiré, Kirk.
Buna dayanamam.
Pero aún sin quererlo,
Buna dayanamam.
No puedo ver eso.
Bu böyle gitmez, buna dayanamam.
No puede seguir así, debemos acabar con esto.
Eğer bir karışıklık varsa, buna dayanamam.
Si hay algo que no soporto es una revolución.
Seni öldürürlerse, buna dayanamam!
¡ Si te matan, no podría soportarlo!
- Yukarı çıkıyorum, buna dayanamam.
- Me voy arriba, no lo soporto.
Buna dayanamam.
No aguantaré.
Buna dayanamam. Umarım mayom düşer.
No voy a aguantarlo Espero que se me caiga el bañador.
Buna fazla dayanamam.
No puedo soportar esto mucho más.
Gitmene izin veremem, dayanamam buna.
No puedo dejar que te vayas, cielo.
Eğer yakında bir şeyler olmazsa, buradan kurtulamazsak, buna daha fazla dayanamam.
Creo que si no ocurre algo pronto si no salimos de aquí no podré soportarlo mucho más.
Buna daha fazla dayanamam.
¡ No puedo mas! .
Artık buna daha fazla dayanamam...
No puedo ir adonde me plazca...
Hepsi cevapsız kaldı. Buna uzun süre dayanamam.
Ya no puedo soportar más.
Buna dayanamam!
¡ No puedo aguantarlo!
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna ne demeli 38
buna bayılıyorum 48
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna ne demeli 38
buna bayılıyorum 48