Ben hariç tradutor Espanhol
884 parallel translation
" Ben hariç herkes gemiyi terk etti.
" Todos abandonaron el barco, menos yo.
Ben hariç. Hepsini bekledim. Geceleyin Bay Gallagher ile buluşacağım.
Ya he esperado suficiente esta noche por el Sr. Gallagher.
Burada ben hariç herkesin var.
Aquí, todo el mundo tiene amante, todos menos yo.
Bizim kulübede baskın yedi, ben hariç herkesi tutukladılar.
Asaltaron el motel y se cargaron a todo el mundo menos a mí.
Ben hariç herkes haklıydı. Ben yanıldım.
Todos tenían razón, menos yo.
- Ben hariç, Tommy.
- Excepto yo, Tommy.
- Ben hariç herkes bu işe bulaşmış.
- Todos saben lo que pasa, menos yo.
Ben hariç herkes.
Menos yo.
- Ben hariç. Ben kalıyorum.
- Todos menos yo, porque me quedo.
- Ben hariç, bütün erkekler de misyonerdi.
Todos los hombres misioneros, yo soy la excepción.
Ben hariç herkes.
Todos menos yo.
Ben hariç mi?
¿ Después de mí?
- Yani ben hariç.
- Excepto yo.
Ben hariç.
Menos yo.
Bu herkesi sıkar, ben hariç.
Se aburre de todo menos de mi.
Büyük kızım neredeyse balayına çıkacak ve ben hariç herkes biliyor.
Mi hija mayor está prácticamente de luna de miel y todos lo saben menos yo.
Bütün erkekler öyle... ben hariç!
Todos lo son, excepto yo.
Arkadaşları üzerinde kötü bir etkiye sahiptir, ben hariç.
Suele ser una mala influencia para sus amigos, yo soy la excepción.
Ben hariç.
Excepto a mí.
- Belki ben hariç herkesin.
- Todos salvo yo, quizá.
- Ben hariç.
Excepto yo.
Kimse ne yapacağını bilmiyor. Ben hariç hiç kimse.
Nadie sabe qué hacer, excepto yo.
Provaya başlayacağımız vakit ben hariç herkes ilgisini kaybetmiş gibi görünüyordu.
Lo siento... - Iremos donde quieras. - Perdóname, fue culpa mía.
Bu silaha sahip olabilecek başka kimseyi düşünemiyorum, ben hariç. Sağ ol. Teşekkürler.
No conozco a nadie más digno de ese rifle aparte de mí.
Ben hariç kimse bana sahip değil.
Nadie posee nada de mí excepto yo misma.
Kendimle övünmeyi sevmem. Kyoto'da bile ben hariç kimse böylesine güzel kızları toplayamaz.
Odio vanagloriarme, pero nadie más podría reunir tal cantidad de chicas tan hermosas.
Ben hariç.
Sólo yo.
Biliyorsun Bill, ben hariç... o arabayı kasabaya güvenli getirebilecek dünyadaki tek serseri sensin.
Tu sabes Bill, excepto por mi tu eres la única persona del mundo que podía haber traído ese carruaje.
Ben hariç kimse.
Sé que estoy sólo.
Ben hariç kim yaptığım onca şeyin altında kalırdı ki?
¿ Quién, sino yo, acabará sepultado bajo el peso de todo lo que hice?
Ben hariç hiç kimse için birşey ifade etmiyor.
Supongo que esto significa poco para todos menos para mí.
Büyük bir aileden geldim. Toplam dokuz kişiyiz ve hepsi Minnesota'da. Ben hariç.
Yo tengo nueve hermanos, todos están en Minnesota, menos yo.
Kimse onu tanımıyor. Ben hariç hiç kimse.
Nadie le conoce, solamente yo.
Ben hariç etrafımdaki herkes giyinip, bir yerlere gidiyor.
Todas aquí tienen ropas lindas y lugares a donde ir, menos yo.
Ben hariç kimse.
- Nadie excepto yo.
Ben hariç.
Excepto yo.
Sorun şu ki, burada ben hariç herkes dürüst.
No sé por qué creo que todos son honrados menos yo.
Kimse onun sakladığı yeri bilmiyordu, ve onun öldüğü zaman ben hariç kimse bilmiyordu.
Sólo él y yo conocíamos el escondite, pero cuando... murió, yo era la única que lo sabía.
- Ben hariç tabii.
- Salvo yo, por supuesto.
Şimdi ben hariç elinde kimsen yok.
No tiene a nadie más, sólo a mí.
Tayfa sayısı - ben, kaptan hariç - bir dümenci, bir yardımcı kaptan beş gemici.
La tripulación, aparte de mí, el capitán, un timonel, un oficial y cinco marineros.
Benden her şeyi isteyin ama bu hariç. Ben böyle bir utancı kaldıramam. Ölürüm daha iyi.
¡ Pedidme lo que queráis, menos eso!
Ben ne birine ne de birşeye karşıyım. Ayık olmak hariç.
¿ Qué amigo podría ser ese alguien?
Ben hariç, sanırım.
Excepto yo, supongo.
İşin içinde ben olunca, evet. Biri hariç.
Sabiendo que soy yo, no... salvo uno.
Parası hariç ben de olmayan nesi var?
¿ Qué tiene ésa que no tenga yo, excepto dinero?
Sel bastı, götürdü, ben ve kızkardeşim Nan hariç.
Una inundación se lo llevó, sólo quedamos mi hermana y yo.
Ben hayatımda bir kez olsun yatağa düşmedim. At sırtından düşüp ezildiğim zaman hariç.
Yo... no he estado enferma en mi vida, salvo cuando un caballo me tiró y pisoteó.
Bir kişi hariç. Ben.
Exceptuando uno, que soy yo.
Ben hayatımda bir defile hariç hiç bir zaman sırtıma bir mink almadım.
Nunca tuve un visón sobre los hombros, salvo una vez, en un desfile.
Ben hariç.
¿ Que pertenezco a Clark?
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hala 17
ben hazırım 348
ben hallettim 28
ben hemen geliyorum 46
ben helen 20
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hala 17
ben hazırım 348
ben hallettim 28
ben hemen geliyorum 46
ben helen 20