Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ H ] / Hayatımı kurtardı

Hayatımı kurtardı перевод на португальский

3,923 параллельный перевод
Sen benim hayatımı kurtardı, teşekkür ederim.
Salvou-me a vida, obrigada.
Hayatımı kurtardın.
Isso salvou-me a vida.
Hayatımı kurtardığı oldu.
Ele salvou-me a vida.
Hayatımı kurtardığın için sağ ol.
Obrigada por me salvares a vida há pouco.
Hayatımı kurtardı.
Salvou-me a vida e tudo!
Hayatımı kurtardığın için sağ ol.
Obrigado por me salvares a vida.
Sağ ol dostum. Hayatımı kurtardın.
Obrigado, salvaste-me o pelo.
Sen benim hayatımı kurtardın, artık sen sorumlusun.
Salvaste-me a vida, agora és responsável por ela. - Não, nada disso, meu.
Bakın geleceğin New York başkanına çarptım hayatımı kurtardı.
"Bem, olhem, esbarrei no futuro. O Presidente de Nova York acaba de salvar a minha vida!"
At hayatımı kurtardı.
O cavalo salvou-me a vida.
Bir keresinde hayatımı kurtardı.
Uma vez salvou-me a vida.
Bu köle hayatımı kurtardı.
Esse escravo salvou a minha vida.
Ama köpeğiniz hayatımı kurtardı.
Na sua casa de banho. Mas o seu cão salvou-me.
O hayatımı kurtardı.
Ele salvou-me a vida.
Hayatımı kurtardığın için minnettarım.
Estou muito grato por teres salvo a minha vida.
Hayatımı kurtardın.
Salvaste-me a vida.
Hayatımı kurtardı ve küçük kızıma kavuşmama yardım etti.
Salvou-me a vida e ajudou-me a voltar para junto da minha filhota.
- Hayatımı kurtardın.
Salvaste a minha vida.
O şerefsiz benim hayatımı kurtardı.
Esse merdoso salvou-me a vida.
- Hayatımı kurtardın!
- Salvaste-me a vida!
Hayatımı kurtardı.
Ela salvou-me a vida.
Teşekkürler Peter, hayatımı kurtardığın için.
Obrigada Peter, por teres salvo a minha vida.
Hayatımı kurtardınız.
Tu salvaste-me a merda da vida.
- Tek bildiğim Jasper'ın bu akşam hayatımı kurtardığı.
Tudo o que sei é que o Jasper hoje me salvou a vida.
Hayatımı kurtardın ve yapmak zorunda değildin.
Salvaste-me a vida, não era obrigada.
- Hayatımı kurtardın.
- Você salvou-me a vida.
- Çünkü hayatımı kurtardın.
- Porque me salvaste.
İlaç karışımları ile yaygınlaşan düşük doz AZT kullanımı milyonlarca hayat kurtardı.
Uma dose menor de AZT tornou-se amplamente utilizada em posteriores combinações de fármacos que salvaram milhões de vidas.
- Ne için? Ne için mi? Hayatını kurtardığım için.
- "Pelo quê?" Salvei-lhe a vida.
Bir girişimci ve gerçek bir Amerikalı ürünü az önce meslektaşımın hayatını kurtardı.
Um empreendedor e um verdadeiro americano cujo produto acaba de salvar a minha colega.
Hayatını kurtardım!
Salvei-te a vida!
- Şimdi de ben hayatını kurtardım!
- Salvei-te a vida!
Fransa'da erkek kardeşimin hayatını kurtardım ama savaş yine de onu aldı.
Salvei lá a vida do meu irmão, sabes, em França. Mas a guerra acabou mesmo por não o deixar continuar a viver.
Oğlumun hayatını mı kurtardın?
Salvaste a vida ao meu filho?
- Hayatımızı kurtardın.
- Salvou as nossas vidas.
Hayatını kurtardım.
Salvei a tua vida.
Angela Vidal'ın hayatını sen mi kurtardın mı?
Foste quem salvou a vida dela?
Kızım da dahil düzinelerce siyasi görevlinin hayatını kurtardı.
Salvou a vida de uns quantos funcionários públicos, incluindo a da minha filha.
Hayatımı neden kurtardın?
Porque salvaste a minha vida?
- Hayatını kurtardım.
- Salvei a tua vida.
Annie, az kalsın bir köpek tarafından parçalanıyordum, hayatımı zor kurtardım.
Annie.
Hayatımızı kurtardınız.
Salvaste as nossas vidas.
Sen olmasaydın ölmüştük. Hayatımızı kurtardın.
Nós tinhamos morrido se não fosses tu.
Bay Fırıncı hayatımızı kurtardınız.
Sr. Padeiro, salvou as nossas vidas. Tome.
Hayatını kurtardım, bir merhaba yok mu?
Salvei a tua vida e não me dizes nem olá?
Az önce hayatını kurtardım.
Sou capaz de ter salvo a tua vida.
Şimdiye kadar sahip olabilir daha, daha çok hayat kurtardım, görün bürosundan içinden. Hayır, hayır, hayır.
Não, não, não.
Yapmalısınız. Hayatınızı kurtardım.
Precisa, salvei-lhe a vida.
Ben kurtardım senin hayatını.
Salvei-te a vida.
Hayatını kurtardım.
Salvei-lhe a vida.
Sahiden hayatınızı mı kurtardı?
Ela salvou-lhe mesmo a vida?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]