Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ş ] / Şöyledi

Şöyledi перевод на португальский

74,101 параллельный перевод
Daha önce böyle acı hissetmediğini söyledi.
Eu... ela diz que nunca sentiu uma dor como esta antes.
Dr. Khatri, tüm süre boyunca Dan'in içinde parazit olduğunu söyledi.
A Dra. Khatri disse que o Dan teve aquele parasita dentro dele o tempo todo.
Beni onu attıkları yere atmak istediklerini söyledi.
- Querem pôr-me onde ele estava.
Kaçacağımı kim söyledi?
Quem falou em fugir?
Hayır, hapishaneler bürosundan bir tanıdığım söyledi.
Não, um contacto acabou de me contar.
Rob sana ne istersem yapabileceğimi söyledi konuşturduğum sürece.
O Rob disse-me que posso fazer o que quiser contigo, desde que te faça falar.
Bir şey söyledi mi?
Ele disse alguma coisa?
Chrissy silah olduğunu da söyledi, uyanıklık yapma.
O Chrissy contou-nos da arma aí dentro, portanto nem tentes.
Torunlarınızla görüşmüyormuşsunuz. Babam söyledi.
O pai diz que não falam com as vossas netas.
Öyle yapmanı Junior söyledi.
O Junior... mandou-te.
Daha sonra iyileşti. Doktor, kızımın bir sorunu olmadığını söyledi.
Ela está bem, o médico disse que não é nada.
Ama şu arkadaki arkadaş, Thomas Jefferson,... bir keresinde beni çok düşündüren birşey söyledi.
Mas este fulano aqui atrás, Thomas Jefferson, disse uma vez algo em que eu penso muito.
Clara, futbol çalışmasının iyi gittiğini söyledi.
A Clara disse-me que o treino de futebol correu bem.
Ne olduğunu söyledi ancak miktarını söylemedi.
Ele disse-me o quê, mas não quanto.
Jimmy sana bunları mı söyledi?
- Foi isso que o Jimmy te disse?
Tam olarak ne söyledi?
O que disse ele, exatamente?
Fotokopiçideki aptal adam bile onun için yalan söyledi.
Ele fez com que aquele idiota das fotocópias mentisse por ele. - Mr.
Kanaldaki adam daha önce hiçbir reklamda bu kadar yıldız efekti görmediğini söyledi.
O tipo da estação disse que nunca tinha visto tantas estrelas a surgir de seguida.
- İşlerle ilgilenen de o işte. Daha çok uzun yolumuz olduğunu söyledi.
Bem, ela está a tratar de tudo isso e disse que ainda há um longo caminho a percorrer.
Maden ve mülk hakları için masaya oturduğumda bilirkişiler bana en yakın havuzun buraya kadar uzandığını söyledi.
Quando fiz negociações para os direitos de propriedade e minerais, o topógrafo disse que a poça mais próxima vinha até aqui, mais ou menos. Certo.
S. Hargrave'in bir iş teklif edeceğini söyledi. Sana zaten bir iş teklif etmişti ve sen ona hayır demiştin.
Bem, ela já te ofereceu trabalho, e disseste-lhe que não.
Solomon, Bray'in CIA hakkında atıp tuttuğunu söyledi.
- E onde é isso? - Eu não sei.
Howard'a söylediğimde, beni tuttu, beni sevdiğini söyledi.
E quando eu disse ao Howard, Ele abraçou-me, disse que me amava.
Sana böyle mi söyledi?
Ela contou-te isso?
Pro olabilirim. Koç bunun için uygun bir kolum olduğunu söyledi.
O treinador disse que tenho braço para isso.
Transfer edildiğini söyledi.
Transferido, disse ele.
- Hiç bu kadar odaklanmamıştım. Manik depresif ilaçlarını almıyordu dedi. Sana böyle mi söyledi?
Na hora certa, você será executado pelos seus crimes.
Koç bunun için uygun bir kolum olduğunu söyledi. - Stanley.
Faço esta viagem 2 vezes por semana.
Üniversite başvurularımda harika görünecektir. Ama geçen yıl, denediğimde Cheryl aşırı kilolu olduğumu söyledi.
Ficaria ótimo, nas minhas candidaturas às faculdades, mas, o ano passado, quando prestei provas, a Cheryl disse que eu era gorda demais.
Bu berbat şeyleri söyledi.
Disse-lhe um monte de coisa horríveis.
Bayan Grundy dersleri iptal ettiği için yardımıma ihtiyacın olduğunu söyledi.
Disse que precisavas de ajuda com a tua música porque a Ms. Grundy te abandonou?
Weatherbee bir şey bulamadığını söyledi. Tamam, sağlam bir kanıta ihtiyacımız var.
- Precisamos de uma prova irrefutável.
Tina'da bana söyledi. Ben de yardım edebileceğimi düşündüm.
- Pensei em vir ajudar.
Jughead mi söyledi sana?
O Jughead contou-te?
Cheryl tartışıyor gibi gözüktüğünüzü söyledi.
- A Cheryl disse que estavam a discutir.
Daha iyi olduğunu söyledi. Ama sonra Jason'ın ölümünü duyunca büyük bir gerileme yaşamış.
Ele disse que ela estava melhor, mas quando soube da morte do Jason, teve uma grande recaída.
Bayan Grundy iyi olduğunu söyledi ve sen de iyi olduğunu düşündün.
A Prof. Grundy disse que eras bom, e tu achavas que eras bom.
Saklandığımı kim söyledi?
Quem disse que me estava a esconder?
Estella ikinizin de eve döndüğünü söyledi.
A Estella disse que vocês vinham os dois para casa.
- Oğluna sessiz olmasını söyledi.
Ela só lhe disse para estar calado.
Size istediğinizi söyledi!
Ela disse-vos o que queriam!
Çalışanlar trenin durmadığını ve kargaşa olmadığını söyledi.
Sim, mas todos os funcionários insistiram que não houve paragens, nem agitação.
Tumo Jacob'dan çaldığını söyledi, ama bunlar Jacob'ın Tanzanya'ya yolladıklarının küçük bir kısmı bile değil.
O Tumo disse que roubou o Jacob, mas isto não é sequer metade do que o Jacob enviou para a Tanzânia.
Jacob'ın Elijah'nın peşinden her yere gideceğini söyledi ve ona "sadık kul" dedi.
Ela disse que o Jacob seguia o Elijah a todo o lado e descreveu-o como alguém fiel.
Bobo yeni kiracı olduğunu söyledi.
O Bobo disse que tinha um novo inquilino.
Yine de sana çoğu şey hakkında yalan mı söyledi?
Apesar de mentir acerca de tudo.
Beni öldürmek isteyen biriyle takıştıktan sonra Xylda burada saklanmamı söyledi.
Depois de uma fuga de alguém que tentou matar-me, a Xylda disse que eu devia esconder-me aqui.
Transkriptini ve test sonuçlarını bu hafta gönderirsek görüşme ayarlayabileceğini söyledi.
Se enviarmos os registos de avaliação e as notas esta semana, disse-nos que marcaria uma entrevista.
Stephanie, gazetecilik programıyla sana staj arayacağını söyledi.
A Stephanie disse que procuraria um estágio para ti através do programa de jornalismo.
Bayan Coyle 4.15'te kampüsten çıkmamızı söyledi.
A Sra. Coyle disse que temos de sair da escola às 16h15.
Yatırımları yapmamı söyledi.
Disse que devia fazer os investimentos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]