Nasıl bir şeydi Çeviri İspanyolca
300 parallel translation
Onun bıçaklanarak öldürülmesini izlemek nasıl bir şeydi?
¿ Qué sentiste cuando le viste morir, apuñalado en su corazón?
Nasıl bir şeydi?
¿ Cómo era?
Esperia'daki nasıl bir şeydi?
Y el del Hesperia ¿ Como era? 300,000 es bastante...
Nasıl bir şeydi ki?
¿ Qué cosas?
Nasıl bir şeydi?
¿ Cómo fue?
Nasıl bir şeydi?
- ¿ Cómo era?
Az önce yemi alan balık nasıl bir şeydi bilmiyorum.
No sé qué peces habrán sido los que acaban de picar.
Nasıl bir şeydi Nevers'deki deliliğin?
¿ Cómo era tu locura en Nevers?
Demek istediğim, nasıl bir şeydi, dört tekeri ve önünde küçük motoru olan küçük bir araba mı?
Bueno ¿ y qué era? ¿ Un cochecito con cuatro ruedas y un motor delante?
Nasıl bir şeydi hatırlamıyorum bile!
Ya ni me acuerdo de cómo es.
Nasıl bir şeydi ayna?
¿ Cómo era el espejo?
Bilmiyorum. Londra'dan ayrıldığın zamanlarda giyim tarzı nasıl bir şeydi?
No lo sé. ¿ Cuáles eran las modas cuando salisteis de Londres?
Evet. Nasıl bir şeydi?
Pues, claro.
Nasıl bir şeydi?
¿ Qué aspecto tenía?
- İşgal altında çıkmak nasıl bir şeydi? Bir problem olduğu doğru.
Desde Jaude Square hasta Gaillard, ese era el sitio donde estar.
Onunla olmak nasıl bir şeydi?
¿ Cómo era él?
Albayın arabası nasıl bir şeydi bilmem ama Güney Kaliforniya'da bunun gibi binlercesi vardır.
No sé qué auto tenía el coronel pero debe de haber miles iguales en el sur de California.
Nasıl bir şeydi?
¿ Qué me puede contar?
- Nasıl bir şeydi?
- ¿ De qué se trataba?
Nasıl bir şeydi?
¿ Cómo te fue?
Nasıl bir şeydi bu?
¿ Qué consecuencias?
Nasıl bir şeydi?
¿ Qué historia?
Ama ya acı? Nasıl bir şeydi?
Pero el dolor, ¿ cómo era?
İki adamı aynı anda yere sererken senin de beraber serilmen nasıl bir şeydi?
¿ Cómo fue lanzando a dos chicos a la vez?
Sayın Fletcher... size ilk olarak... şunu sormak istiyorum, bir tıp dehası... yetiştirmek nasıl bir şeydi?
Para empezar, le preguntaré a la Sra. Fletcher que nos cuente cómo fue criar a un genio médico.
Nasıl bir şeydi?
¿ Qué tal te sentiste?
- Pijama nasıl bir şeydi? - Bilmem.
- ¿ Que aspecto tenian los piyamas?
O nasıl bir şeydi öyle? - Darnell disiplin sembolü- -
Darnell es partidario de la disciplina.
- Nasıl bir şeydi?
- ¿ Y tú? - Horrible...
Bay Wayne nezarette olmak nasıl bir şeydi?
Sr. Díaz, ¿ cómo se sintió en la cárcel?
Evraklar nasıl bir şeydi?
Cómo son esos documentos?
- Hayır. Nasıl bir şeydi?
- No. ¿ Qué clase de bolso es?
Nasıl bir şeydi?
a qué se parece?
Nasıl bir şeydi?
¿ Y cómo es?
- Nasıl bir şeydi?
- ¿ Qué aspecto tiene?
- O olmak nasıl bir şeydi?
- ¿ Cómo fue ser ella?
Şoförden koparılan şu et parçası... -... nasıl bir şeydi?
¿ Cómo era el trozo de carne que le cortó al conductor?
Kullandıkları araç nasıl bir şeydi?
- ¿ Qué tipo de auto manejan?
Mantıklı. O zaman hapishane nasıl bir şeydi bilmiyordun. Hapishane sadece bir kavramdı.
Tiene sentido, antes no conocías una prisión, una cárcel apenas era un concepto.
- Adres defteri mi gördün mü? - Hayır, nasıl bir şeydi?
¿ Has visto mi libreta de direcciones?
0h, bir rüya. Nasıl bir şeydi?
Ah, un sueño. ¿ Qué soñó?
Nasıl bir şeydi?
¿ Cómo lo ven?
Taç nasıl bir şeydi?
- ¿ Cómo era la corona?
Nasıl bir şeydi?
¿ Cómo es?
- Nasıl bir şeydi?
¿ Qué sentiste?
- Nasıl bir tikti? - Belli belirsiz bir şeydi.
Bueno, era apenas perceptible.
Nasıl bir şeydi?
¿ Y como era?
Daha önce gerçekten kimse bana bir şey almamıştı annemin erkek arkadaşı Chester haricinde 12 yaşındayken doğum günümde almıştı "Cennet Bahçesi Vücut Kremi" dedikleri bir şişe bir şeydi tenime iyi geleceğini söylemişti ve nasıl kullanılacağını bana göstermek istemişti ben de göstermesine izin verdim.
Nadie realmente me había comprado cosas antes... excepto el novio de mi mamá, Chester... que me compró para mi cumpleaños número 12... una botella de algo llamado "Aceite para el Cuerpo Jardín del Edén"... dijo que sería bueno para mi piel... y me quería mostrar cómo usarlo... algo que le permití hacer.
Nasıl bir şeydi ki seni bu kadar üzmüş?
¿ Puedo saber como fue?
- Rüyan nasıl bir şeydi?
¿ La afectó tanto así?
Bir şeye tapıyorlar, nasıl diyorlardı... Bulutların Gerisinde Yürüyen mi, ona benzer bir şeydi.
Adoran a alguien que llaman "El que camina detrás de las nubes" o algo así.
nasıl bir şey 94
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir his 21
şeydi 22
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir his 21
şeydi 22
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497