Senin yüzünden Çeviri İspanyolca
6,051 parallel translation
Senin yüzünden oldu Jackson.
Es culpa tuya, Jackson.
- Sus şişko! Senin yüzünden buradayız.
Por tu culpa estamos aquí.
O zaman bu senin yüzünden mi oldu?
¿ Entonces esto ha pasado por tu culpa?
Bunlar senin yüzünden oluyor.
Esto está pasando por ti.
Böyle devam edersen senin yüzünden de hayatları devam edecek.
Es por ti que lo seguirán estando.
Bu çocuk, senin yüzünden bir yetim miskin nedeniyle senin apartmanın koşulları.
Este niño es huérfano a causa de ustedes, debido a las condiciones miserables de su vivienda.
Birden bire parti vermeye neden bu kadar kafayı taktın? Senin yüzünden ne kadar kaybettik biliyor musun?
¿ Por qué estás tan obsesionado con hacer una fiesta repentinamente? ¿ Sabes cuánto dinero perdimos por tu culpa?
Senin yüzünden.
Es culpa tuya.
Senin yüzünden ölümün eşiğindeydim!
Por su culpa estuve a punto de morir.
Neredeyse cinayetten tutuklandım. Senin yüzünden.
He estado cerca de ser arrestada por asesinato por tu culpa.
Senin yüzünden.
Gracias a ti.
11 kişi senin yüzünden öldü.
11 personas han muerto por tu culpa.
Senin yüzünden ellerinde daha çok kan var şimdi.
Gracias a ti, que tienen más sangre en sus manos.
- Dava senin yüzünden açıldı.
Esta demanda es por tu culpa.
Benim bildiğimse senin yüzünden kozumu kaybettim. Çünkü Denninger için masaj masasına eğilmekle çok meşguldün. Seninle oyun oynadı!
¡ Lo que sí sé es que perdí ventajas por tu culpa, porque estabas muy ocupada, inclinada en la mesa de masajes por Denninger como para darte cuenta que te estaban manipulando!
Hayır Sabine, senin yüzünden olmadı.
No, Sabine, no eras tú.
Jane, Mark'la aramızda senin yüzünden birçok problem var.
Jane, Mark y yo tenemos muchos problemas alrededor de ti, ¿ vale?
Senin yüzünden!
¡ Por tu culpa!
Aslında düşünürsen senin yüzünden öldüğünü anlarsın.
De hecho, si lo piensas detenidamente, tú eres el motivo de que esté muerto.
Gavin'ın senin yüzünden öldüğünü düşündüğün için başladı.
Comenzó porque crees que la muerte de Gavin es tu culpa.
Senin yüzünden, sonunda Frank'a söylemek zorunda kaldım benden tek bir sırrını bile saklamayan adama yalnızca evli olduğumu söylemediğimden değil, evli olduğum kişinin... Beni oturtuyor, benim için üzgün olduğunu söylüyor.
Por tu culpa, ahora tengo que contárselo a Frank, un hombre que jamás me ha ocultado nada... no solo que ya he estado casada, sino que he estado casada con... él me hace sentarme y me dice que lo siente.
Senin yüzünden ayrıldığını düşünmeye başladım.
Ahora, creo que se va por ti.
Senin yüzünden birer ölüm makinesine dönüştük ve zar zor dayanıyoruz. Bizi tedavi edemiyor musun?
Somos máquinas de matar por tu culpa, y apenas nos aguantamos.
Senin yüzünden her şeyi kaybettim!
He perdido todo por tu culpa.
Senin yüzünden öldüm ben. Kim olduğun konusunda yalan söylediğin için öldüm. Arkadaşın Enzo beni "Buffy the Vampire Slayer" gibi bir şeye dönüştürdü.
Estoy muerta por tu culpa porque me mentiste sobre quien eras, porque tú amigo Enzo me convirtió en algo salido de "Buffy Caza Vampiros."
Eğer o haydut gelir ve onu incitirse bu senin yüzünden olur.
Si ese tío vuelve y le hace daño, queda en tus manos.
Geriye bakınca, sanırım bir çok şey benim yüzümden oldu, senin yüzünden değil.
Mirando atrás, creo que muchas de las cosas fueron culpa mía. No fue por ti.
Senin yüzünden bocalamasına müsaade etmeyeceğim.
No voy a permitir que salga mal por tu culpa.
Hepsi de senin yüzünden oldu!
¡ Y todo es gracias a ti!
Jacob da senin yüzünden boğuldu.
Jacob se ahogó en ese río por tu culpa.
-... Jacob da senin yüzünden boğuldu.
Jacob se ahogó en ese río por tu culpa.
Senin yüzünden başım derde girsin istemiyorum..
¡ No quiero que me metas en un lío!
Ama sanırım şu andaki favorim değer verdiğim herkesin senin yüzünden bir laboratuvar faresine dönüşmek üzere olması.
Pero creo... que mi favorita ahora mismo es que, por tu culpa, todos los que me importan están a punto de convertirse en ratas de laboratorio.
Artık ayrıIıyorum Olivia, senin yüzünden.
Me iré, Olivia, por ti.
Dışarıda bekleyen adamların her biri artık ölü senin yüzünden.
Y los hombres de afuera, los que estás esperando están muertos por ti.
Tamam anlıyorum. Her köyün bir deliye ihtiyacı vardır ama senin bu küçük arbeden yüzünden önemli bir araştırmayı yarıda kestim ve bu izinli gecemi ziyan ettim.
De acuerdo, lo entiendo... cada pueblo necesita un villano idiota pero tu pequeña hazaña me apartó de una importante investigación e interrumpió mi noche libre.
Senin yaptığın şey yüzünden.
- Por lo que hiciste.
Tamam Boyle. Sadece senin ısrarın yüzünden, 2 numarayı bırakmanın zamanı geldi.
Bien, Boyle, y solo porque has insistido voy a decir esto, es hora de dejar caer el empate.
Senin yüzünden değil.
Simplemente tuve un día verdaderamente malo en el trabajo.
bunu hak ediyor yanılıyorsun o sadece doğruyu söyledi ne hakkında nasıl hissettiğimi iyi biliyorum diğer polislere karşı duran polisler o görevini yaptı, pop ve hayatı cehenneme döndü. sanırım bu benim yüzümden oldu neden senin yüzünden? bu konuşma burda kalmalı.
Se lo merece. Dio un paso adelante y contó la verdad. Sabes lo pienso cuando un policía va contra otros policías.
Gücün yarısı algıdan gelir. Senin uçkuruna hakim olamayışın sebebiyle uğruna çalıştığım her şey rezil bir an yüzünden yarım kaldı.
¡ La mitad del poder se basa en la percepción, y gracias a tu impresionante falta de control, todo por lo que he trabajado se ha deshecho en un solo momento de humillación!
- Senin yüzünden, annesinin ölmesi için uğraştığımızı sanıyor. - Anladım.
- Entendido.
Senin böyle bir olaya göz yumacağını ve küçük bir prosedür yüzünden serbest kalmasına izin vereceğini zannetmiyorum.
No me imagino que quieras que un asesino como ese... esté libre por un tecnicismo.
Senin hataların yüzünden yalnız kalan.
Sola por culpa de tus errores.
Belki senin yüzünden.
Tal vez fue usted.
Burada kalıp kendini kurban etmek senin kararındı ama verdiğin karar yüzünden suçluluk duymama neden oldun.
Fuiste tú quien decidiste quedarte y hacerte el mártir y ahora me haces sentir culpable por una decisión que tomaste.
Ama Jay yüzünden değil, senin yüzünden anne.
- Pero no por Jay.
Senin davan ve kardeşim yüzünden.
Tiene que ver con tu demanda y mi hermana.
Senin davan yüzünden.
Es tu demanda.
Ve Stan şu anda, senin bokun yüzünden gerçekleri göremeyecek kadar bitik durumda.
¡ Y ahora Stan está tan consumido por la basura que le has colocado que ni siquiera puede ver más allá!
Abin senin yüzünden ölecek!
¡ Oh, culpa mía!
yüzünden 18
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin adına sevindim 78
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196
seninle mi 82
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196
seninle mi 82