English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Birinci gün

Birinci gün Çeviri Fransızca

119 parallel translation
Akşam oldu, sabah oldu ; birinci gün oluştu.
Et il y eut un soir, et il y eut un matin :
Birinci gün, birinci ayak...
Premierjour :
Birinci gün Tanrı patatesi yarattı.
Le premierjour, le bon Dieu a créé la pomme de terre.
Birinci gün için sınıf ödevleri...
Les enseignements du 1er jour..
Gettysburg Savaşı, birinci gün.
Gettysburg, le premier jour.
Birinci Gün
Premier jour
Tamam, birinci gün.
Jour un.
Birinci gün... herşey normal gözüküyordu... şey, Joxer'ın öldürülmesi hariç.
Le premier jour, tout a l'air normal sauf que Joxer se fait tuer.
Aracın tüm ana fonksiyonları şimdi Atlantis'teki "Mesih Misyonu - Birinci Gün" dört bilgisayarın kontrolünde.
Les ordinateurs de bord d'Atlantis contrôlent les fonctions cruciales.
Birinci gün.
Jour Un.
Birinci gün ; onu soyutla, dikkatini çek.
Premier jour : l'isoler.
Eğer birinci gün fazla yol katedebilirsem, iki gün içinde eve geri dönebilirim.
Si je parcours plus de distance le premier jour, je pourrais rentrer dans deux jours.
Birinci günden. 90 gün daha toplantılara katılacaksın.
Une autre série de 90 jours, 90 réunions.
Benim ve senin için, bu birinci gün.
Alors... vous et moi, on repart a zero.
Birinci gün.
Le premier jour.
Birinci Gün
PREMIER JOUR
"Birinci Gün"
PREMIER JOUR
Sezon Öncesi Birinci Gün
"Pré saison" "Jour un"
- Birinci gün
1er jour
Baker'larda kahvaltı, birinci gün.
Petit déjeuner chez les Baker, premier jour.
birinci gün - Bu ülkenin yüzde elli ikisi bekâr.
Premier jour 52 % des gens vivent seuls.
Çünkü biri orada. - Ve birinci gün de oradaydı.
Car quelqu'un est là-bas Et il était là-bas la première fois
Birinci gün öldüğünde, herkes intihar olduğunu düşünmüştü.
Ce soir, il faut qu'on croit à un accident.
Birinci gün. 6 kasım Cuma. 1999. Sabah 09 : 48.
Jour 1 vendredi le 6 novembre 1999 - 9 h 48.
Üç gün boyunca kendime gelemedim. Niye ikinci tarafın birinci tarafı... birinci tarafın ikinci tarafı olmuyor? O zaman işe yarardı.
... ne parle-t-elle pas du deuxième en cause?
Ama bir gün senden sonra birinci sınıf bir komedyen olacağım.
Un jour, je serai premier comique, après vous.
Önceki gün annen sınıfında birinci olduğunu söyledi.
Votre mère m'a dit l'autre jour que vous étiez le 1er de la classe.
Bir gün birinci teğmen olacağım efendim.
- Un jour, je serai lieutenant...
Geçen gün birinci sınıf kaliteliydi.
C'était du first-class quality.
Bir gün buradan birinci derece yanıklarla çıkacaksın.
Un de ces jours, tu vas ressortir de là, cramée au premier degré.
Ertesi gün ayrıldık. Bir sonraki yıl, 5 yıl boyunca görev yaptığım Birinci Dünya Savaşı başladı.
L'année d'après, il y eût la guerre de 191 4, dans laquelle je fus engagé pendant cinq ans.
Birinci kısmı başka bir gün göstereceğim.
Je vous ferai voir la première partie une autre fois.
Sadece tek bir tıbbi kayıt... o da birinci süvarinin beş gün önce Thelusian gribi olduğu.
Un seul cas signalé. Un cas de grippe thélusienne chez l'officier en second, il y a 5 jours.
Birinci sırada kapanmamalıydı. Bugün güzel bir gün!
Elle aurait dû être ouverte, il fait beau!
Bayanlar ve baylar dördüncü gün bitti ve Birinci Şube takım kupası yarışında liderliğini sürdürüyor liderleri Reid Janssen de bireysel mücadelede ilk sırada bulunuyor.
Mesdames et messieurs, le jour quatre est fini. La Section 1 mine toujours la compétition d'équipe, derrière son capitaine, Reid Janssen, qui détient la première place dans la compétition individuelle.
Belki bir gün, biraz şans ve birinci sınıf tıbbi bakımla, Leo'yu geri getiririz.
Un jour, avec un peu de chance et de soins médicaux de qualité,
Harekat amiri Miles O'Brien dahil birinci subaylar iki gün önce Atılgan ile geldiler.
Les premiers officiers, dont le chef d'opérations, Miles O'Brien, sont arrivés il y a deux jours à bord de l'Enterprise.
Birkaç gün sonra ölümünün birinci yılı olacak değil mi?
C'est bientôt, l'anniversaire de sa mort? Oui.
Birinci gün.
Jour J.
Birinci gün, diş ipi.
1er jour :
Birinci sınıfta gördüğümüz botanik dersinin, bir gün işe yarayacağını asla düşünmezdim.
Je n'aurais jamais pensé que mes cours de botanique serviraient un jour.
Beyler, gelin. O gün birinci geldi, tabii ki.
Et si jamais elle a des ennuis... je ferai mon possible pour l'aider.
İlk gün ve birinci tur bittiğinde, gerçek bir heyecan vardı.
A la fin de la journèe, l'excitation grandit chez les spectateurs.
Doug New Mexico Üniversitesinde birinci sınıf öğrencisi... Antik diller eğitimi görüyor ve bir gün arkeolog olmayı umut ediyor.
En 1ère année à l'Université du Nouveau-Mexique... il étudie les langues anciennes pour être archéologue.
Seni ilk gördüğüm gün ölümünün birinci yıldönümüydü.
Le jour où je t'ai rencontré ça faisait un an qu'il venait de mourir.
Ertesi gün Amerika'daki bütün gazetelerin birinci sayfasında bu olay yer aldı.
Les gens étaient encouragés à ne pas parler rationnellement sur la politique mais ils devaient exprimer leurs sentiments personnels.
Shin Hyun'un birinci, üçüncü ve beşinci cinayetleri de 28 gün arayla gerçekleşmişti.
Et les premier, troisième et cinquième meurtres commis par Shin Hyun ont été perpétrés tous les 28 jours.
Birinci, üçüncü ve beşinci cinayetler tam olarak 28 gün arayla işlenmiş. Ama "çift rakamlı" cinayetlerin sırası düzensiz.
Comme le dit le Détective Kim les meurtres impairs ont été commis tous les 28 jours, mais les meurtres pairs sont espacés... irrégulièrement!
Lionel Fortay'ın, Vikinglerden atılmasından sadece bir gün önce kendisi ve oda arkadaşı tarafından verilen partide birinci sınıf öğrencisi bir kız, ektasi komasına girdi.
La veille où Lionel Fortay fut exclu des Vikings, une étudiante a fait une overdose à l'ecstasy à une fête - chez lui et son coloc. - Elle va bien?
Birinci gün, kaptanın seyir defteri :
1er jour, carnet de bord du capitaine.
Bu dosyayı üç gün içinde kapat ve birinci ekibe katıl.
Bouclez cette affaire en 3 jours, et rejoignez la 1re brigade.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]