Buna değer mi Çeviri Fransızca
214 parallel translation
Bak. Bir kadın buna değer mi hiç?
Quelle femme vaut ceci?
- Biliyorum ama Vali olmak buna değer mi? Şakayı bırak.
Cela vaut une telle épreuve?
Mükemmel bir dava olduğunu kendin söyledin. Ve masum olsaydı bile, buna değer mi?
Tu viens de dire que l'affaire était entendue.
Buna değer mi?
Était-ce la peine?
Savunması çok zor Domuz Budu gibi bir yer, buna değer mi sence?
Est-ce que Pork Chop en vaut la peine? Cet avant-poste indéfendable?
- Peki, bu tepe buna değer mi?
- Cette colline en vaut la peine?
Sizce buna değer mi?
Est-ce que ça en valait la peine?
Buna değer mi?
Ça en vaut la peine?
Ama şimdi buna değer mi, bilemiyorum.
Si cela en vaut encore la peine.
Bu sığır buna değer mi?
- Qui a dit qu'on le tenait?
- Sence buna değer mi?
À quoi bon?
Tamam. Peki buna değer mi?
Alors ça vaut le coup?
- Sence gerçekten buna değer mi?
- Appelle Parker. - Tu penses qu'il en vaut la peine?
Sence o buna değer mi?
Tu penses qu'elle en vaut la peine?
Buna değer mi?
Ca vaut la peine?
Adam istifa ettikten sonra buna değer mi sence?
- Il l'aurait fait après sa démission?
Ve buna değer mi?
Est-ce que ça vaut la peine?
Vücudu buna değer mi?
Tu crois que son corps vaut ça?
Bana : "Buna değer mi?" diye sordu çünkü daha sonrasının nasıl olacağını biliyordu.
Elle le savait Elle disait : "Cela vaut-il la peine?"
Buna değer mi?
Ça vaut la peine?
Buna değer mi?
est-ce que ça en vaut la peine?
Bazen güzel anılara sahip olmak buna değer mi diye düşünüyorum.
Des fois je me demande si ça vaut la peine d'avoir de bons souvenirs.
buna değer mi efendim?
Est-ce que ça vaut la peine?
Ama soru şu ; buna değer mi?
Question : Est-ce que ça en vaut la peine?
-... getirerek kahraman olmam? - Buna değer mi?
Et ça nous rapportera quoi?
Buna değer mi?
Ça vaut le coup?
Bütün buna değer mi? Bilgi için araştırma, bütün bu acıya değer mi?
Est-ce que la quête de connaissance mérite tant de souffrance?
Sence buna değer mi?
Tu crois que ça vaut le coup?
Aslında, olabilir, ama buna değer mi emin değilim.
Y'a bien quelqu'un même si je suis pas sûr que ça vaille le coup.
Joe, buna değer mi?
Elle en vaut la peine?
Sence buna değer mi?
Tu penses que ça en vaut la peine?
Sen söyle. Buna değer mi?
Dis-moi si ça en vaut la peine.
Sence buna değer mi?
Ça en vaut-il la peine?
O da, "Buna değer mi?" dedi.
- Et elle a dit que ça n'en valait pas la peine
Sence o buna değer mi?
Pensez-vous qu'il en vaille la peine?
Buna değer mi Graham?
Ça vaut le coup, Graham?
Acaba buna değer biri mi.
Je me demande si elle en vaut la peine.
İnciler buna gerçekten değer mi?
Cela en vaut-il la peine?
Öldürülmek uğruna buna sahip olmaya değer mi?
Ça ne me dit rien. Cela vaut-il le plaisir de se faire tirer dessus?
- O kağıt parçası için mi bizi yolacaksın? - Buna değer.
Vous nous mettriez sur la paille!
Yani, ikimiz için de buna değer, değil mi,?
Je veux dire, ça vaut le coup pour nous deux, non?
- Buna değer. - Onun için mi, bizim için mi?
Lane a dit que l'attendre ici serait profitable.
"Güzelmiş, ama buna sanat denir mi?" Buna nasıl değer biçilir ki?
"C'est beau, mais est-ce de l'Art?"...
Buna değer, öyle değil mi?
Et ça vaut la peine, ne diriez-vous pas?
Hem buna değer, öyle değil mi?
Et ça vaut le coup, non?
- Peki, söyler misiniz Bayan Weathers buna değer mi?
Au sens figuré, oui.
Ama, buna değer, değil mi?
Mais ça valait le coup.
Sence buna değer mi?
Tu crois que j'en vaux la peine?
Buna bakmaya değer, değil mi?
Ça doit valoir le coup d'œil, non?
- Değer mi buna?
- Ca en valait la peine?
Ama buna değer değil mi?
Mais ça en vaut la peine, non?
buna değer 39
buna değerdi 24
değer mi 17
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
buna değerdi 24
değer mi 17
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52