English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dinle bak

Dinle bak Çeviri Fransızca

1,397 parallel translation
Dinle bak.
Écoutez plutôt!
Dinle bak...
Écoute bien.
Dinle bak. Rowan'ı Laddie'ye kadar takip ettim ve Nessa onunlaydı.
Ecoute, j'ai suivi Rowan jusqu'au Laddie et il est avec Nessa.
Dinle bak.
Ecoute.
Dinle bak.
Ça te plait?
Dinle bak. Çok dikkatli ol.
Tu dois être prudente.
- Ne? Dinle bak, Gob'u dizide abisini oynayan elemanla aldatıyor olabilir.
Il se pourrait qu'elle le trompe avec le gars que joue son frère.
Dinle bak, ne derdin peki seni ele vermediğimi söylesem?
Mais écoute, quoi qu'il en soit... Je ne t'ai pas dénoncé.
Dinle bak, Başkan Yardımcı'sı haber bekliyor. Dozerman'ın silahını bulduk mu bulmadık mı?
Le shérif veut savoir si on a récupéré l'arme de Dozerman.
Dinle, bak,
Écoutez, regardez,
Dinle, David. Ben senin kardeşinim, ben senin danışmanınım ve bu olay hakkında bazı bakış açılarım var.
David, je suis ton frère, ton conseiller et j'essaie de rester objectif.
Bak. Sadece dinle.
Écoute-moi.
Dinle, bak.
Ecoute-moi...
Tamam bak, beni dinle.
D'accord, écoute-moi.
Bak, dinle, dinle.
Ecoutez, écoutez.
Evlat... dinle bak...
Fils, écoute le Secrétaire Général des Nations-Unies.
Bak beni dinle, biraz zamana ihtiyacım var.
Ecoute, écoute, il me faut plus de temps.
Dinle, banyodaki aynada kendime bakıyordum da bir şey fark ettim. Bu konuda tamamen objektif olabilirim. Benim yaşımdaki bir adam için bayağı güzel bir popom var.
Non, attends, j'étais dans la salle de bain, je me regardais dans ma glace, quand j'ai remarqué, et je pense être objectif en disant ça, que j'avais un très joli derrière pour quelqu'un de mon âge.
Bak dinle.
Bon, écoute.
Anneni dinle ve yaşamaya bak.
Obéissez à vos parents et soyez sages.
Hey, bak buraya da dinle!
Hé! Tu m'écoutes?
- Dostum bak dinle. Daha önümüzde uzun bir gece var tamam mı?
T'as une longue nuit qui t'attend, ça va aller?
Bak ne diyeceğim Harry. Söyleyeceklerimi iyi dinle.
Je te conseille de vérifier ta caisse bordel!
Dinle, kendine iyi bak.
Ecoutez, soyez prudente.
Üzgünüm evlat, dinle. Hayat çok uzun, sen önüne bak.
Écoute, la vie est longue, amuse-toi.
Bak, bunu iyi dinle, çünkü seni ilgilendiriyor.
Et là écoute bien ce passage parce que ça te concerne.
Bak, buraya gel, dinle beni.
Viens ici et écoute-moi.
Dinle. Bak, bir şeyi açıkça ortaya koyalım, tamam mı?
Il faut que tu piges un truc.
Dinle. Hatıralarına bak.
- Ne te sépare pas de tes souvenirs.
Hayır, Frank, sen beni dinlemiyorsun. Beni dinle. Dudaklarıma bak.
Non, Frankie, écoute, regarde mes lèvres.
Lambaya bak. Ve kendi soluklarını dinle.
Regarde fixement l'ampoule, et écoute ta respiration.
Hayır. Bak dinle.
Non, mais écoute.
Dinle, kendine iyi bak ve orada haltlar karıştırma.
Ecoute moi, prends bien soin de toi, et ne mange pas n'importe quoi.
Aman Tanrım, şuna bak. Dinle, Vail.
Mon Dieu, tu l'as vu?
Dinle bak...
Tu sais que je ne t'ai pas tendu de piège, hein?
Hayır, bak, dinle.
Mais toi, écoute.
Dinle bak.
Ecoutez ça :
Ne, hey dinle. Tanrım, Ross, dinle şu ufaklıkların çıkardıkları seslere bak.
Ross, tu ne vas pas croire les bruits tout mignons que les jumeaux font, écoute...
Bak, Dinle bu senin yolunu aydınlatacak.
Ecoute, ça devrait te détendre...
Bak, bak, bak, bak, bak, bak, bak, Örümcek. Dinle...
Écoutez-
Bak, dinle neden bana vermiyorsun?
- Écoute, file-moi ça. Je le ferai passer.
Tommy, bak, bak, beni dinle.
- Tommy, écoute-moi.
Bak, tavsiyemi dinle.
- Écoute-moi.
Evet, bak, dinle. Ben diğer yerleri gördüm ve o kadarda iyi değildi.
Ecoute, j'ai été dans d'autres endroits, et c'est pas si génial.
Bak, beni dinle.
Bon, écoute-moi.
- Bak, dinle beni ihtiyar.
Non! Bon, écoute moi, vieil homme.
Beni dinle. Güvenlik kanalına bak.
Ecoute-moi, regarde le canal de sécurité.
Bak dinle, ona bir doktor çağırabiliriz.
J'appelle un docteur? Il a besoin d'un docteur?
Hayatım dinle, Johnny eski astroloji kitaplarımdan birine bakıyordu...
- Chéri, c'est moi. Johnny a regardé un de mes livres d'astrologie.
Aynen, bak dinle şunu...
Écoutez ça...
Dinle. Sadece bakıp çıkacağız.
On va juste passer, d'accord?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]