Hala inanamıyorum Çeviri Fransızca
716 parallel translation
Gerçek olduğuna hala inanamıyorum.
Je ne peux toujours pas croire que c'est vrai.
Ben hala inanamıyorum.
Eh bien, je ne le crois toujours pas.
Hala inanamıyorum.
Je n'arrive pas y croire.
Öldüğüne hala inanamıyorum.
Je ne peux admettre qu'il soit mort.
Hala inanamıyorum.
Je n'arrive toujours pas à y croire.
- Bekle, Cassidy. Hala inanamıyorum...
Je ne peux pas le croire, Cassidy.
Pongo ve Perdy'nin kaçtığına hala inanamıyorum.
Je n'arrive toujours pas à croire que Pongo et Perdita se soient enfuis.
Buna hala inanamıyorum.
Je n'arrive pas à y croire.
Görüyorum ve hala inanamıyorum.
Je le vois mais n'y crois toujours pas.
Kim olduklarını söylemeli miyiz? Ben bile hala inanamıyorum.
Je n'arrive pas à y croire!
- Görüyorum ama hala inanamıyorum!
Je le vois, et je n'y crois pas.
Hala inanamıyorum.
C'est impossible.
Beverly Hills'de olduğuma hala inanamıyorum.
Je n'arrive pas à y croire! Nous sommes à Beverly Hills!
Onun öldüğüne hala inanamıyorum.
Je ne peux croire qu'il nous ait quittés...
Buna hala inanamıyorum.
Je n'en reviens pas.
- Hala inanamıyorum.
Vous ne me croyez toujours pas?
Hala inanamıyorum. Olsun.
- J'ai du mal à y croire aujourd'hui.
Stryker'ın beni akıl hastanesinde terk ettiğine hala inanamıyorum.
Je ne peux toujours pas croire que Stryker me laisse à l'asile...
Dün gece olanlara hala inanamıyorum.
Incroyable, ce qui m'est arrivé hier.
Biliyorum. Bende hala inanamıyorum.
Je peux à peine y croire.
Böyle aptalca bir şey yaptığına hala inanamıyorum.
Dire que tu allais faire un truc aussi stupide.
Mimarla aralarında ciddi bir ilişki var, bense bunun olduğuna hala inanamıyorum.
Ca marche toujours avec son architecte, je n'arrive pas à y croire.
Beni burada bırakacağınıza hala inanamıyorum.
N'empêche, vous m'laissez choir!
Hala inanamıyorum.
Je n'arrive pas à le croire.
Beni vurduğuna hala inanamıyorum, seni kuş beyinli.
Je n'arrive pas a le croire, petite merde!
Yaptığıma hala inanamıyorum.
Comment ai-je pu faire ça?
Onun o mucizevi kaçışına hala inanamıyorum.
Je n'en reviens toujours pas qu'il se soit échappé comme ça.
Kralik, hala inanamıyorum.
Je ne peux pas y croire.
Hala burada, güvende olduğuna, uzaklara gitmediğine inanamıyorum.
Je ne peux pas encore croire que vous êtes ici et en sécurité, et que vous n'allez pas être renvoyé.
- Buna inanamıyorum. - Berlin'e hala ulaşabiliyor musun?
- C'est impensable.
Hala burada olduğuna inanamıyorum.
Je n'arrive pas encore à croire que tu sois là.
Asıl sorun, Gant'i tanıdığım kadarı ile hala... onun katil olabileceğine inanamıyorum.
L'ennui, c'est que je n'arrive pas à me convaincre que... Gant est le tueur brutal que je sais qu'il est.
Sana inanıyorum. Asıl hala sana nasıl inandığıma inanamıyorum.
Mais vous savez que je ne crois qu'à ce que je ne crois pas.
Buna hala inanamıyorum!
Je n'arrive toujours pas à le croire!
Hala o sebzelerin boyutlarına inanamıyorum.
Je n'arrive toujours pas à croire la taille de ces légumes.
Hala burada gerçekleşmiş olmasına inanamıyorum.
J'ai encore peine à croire que ça s'est passé ici.
Bunun için hala kızdığına inanamıyorum.
Je ne peux pas croire que t'aies pas décoléré.
İnanamıyorum hala evde yok?
Comment les empêcherez-vous de s'entretuer?
- Bunu yaptığıma hala inanamıyorum.
Dire que je vous ai taché!
Hala inanamıyorum.
Je n'en reviens toujours pas.
Ben hala öldüklerine inanamıyorum. - Bunu düşünme.
J'arrive pas à croire que Bobby soit mort.
Ben hala, sizi hasta edenin onlardan biri olduğuna inanamıyorum.
Je ne crois toujours pas que vous ayez été infectée par le garçon.
Hala yaşadığına inanamıyorum.
Comment peux-tu encore être vivant?
Hala o konuyu açtığına inanamıyorum.
Pourquoi en reparles-tu?
Bu pencerenin hala bozuk olduğuna inanamıyorum.
Dire que ce store n'est toujours pas réparé!
Hala burada olduğuna inanamıyorum.
J'y crois pas.
Hala etrafındaki bu boktan şeylerle sürüklendiğine inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que tu trimballes toujours ce fardeau.
Hala casusluk yapıldığına inanamıyorum.
Je croyais qu'il n'y avait plus d'espions.
Hala öldüğüne inanamıyorum.
je ne peux pas croire qu'il soit mort.
Hala bu ağızla yemek yiyebildiğine inanamıyorum.
T'arrives encore à manger avec cette bouche?
Onu hala birinin öldürmediğine inanamıyorum.
Je n'en reviens pas que personne ne l'ait tuée.
hâlâ inanamıyorum 19
inanamıyorum 1323
inanamıyorum buna 34
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
inanamıyorum 1323
inanamıyorum buna 34
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hâlâ orada 24
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala hayatta 27
hala kızgın mısın 16
hala orada 41
hâlâ orada 24
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala hayatta 27
hala kızgın mısın 16