Hala hayatta Çeviri Fransızca
1,525 parallel translation
Max Cassidy, onu son görüşünüzde hala hayatta mıydı?
Max Cassidy était-il vivant la dernière fois que vous l'avez vu?
O hala hayatta mı?
Elle est toujours en vie?
Tabi siz, Avatar'ın hala hayatta olduğuna dair...
Sauf si vous avez trouvé une preuve que l'Avatar
O, öldü mü? Hayır, onlar hala hayatta.
Est-ce qu'il est avec son père?
Bu yüzden karısı da öldü fakat kızları hala hayatta.
De même que sa femme, mais leur fille est toujours vivante.
Kaderin cilvesinden dolayı hala hayatta kalan bir cesetsiniz.
Vous êtes un cadavre qui, par certains caprice du destin, tient encore debout.
Tüm bu rekorların sahibi olan adam hala hayatta mı?
Le gars qui détient tous ces records est toujours vivant?
Sen bugüne dek sahip olduğum en iyi çavuş değilsin. Sadece hala hayatta olanlar arasında en iyisisin.
Vous n'êtes pas le meilleur sergent que j'ai eu, vous êtes juste le meilleur qui soit encore debout.
O gün vuruldu ama hala hayatta.
Il a été blessé, mais il est bien vivant.
Bu yüzen Jonah'ın hala hayatta olduğunu biliyorum.
C'est pour ça que je sais que Jonah est encore en vie.
Bana bu k.ltağın neden hala hayatta olduğunu anlatmanı istiyorum! '
Pourquoi cette putain est-elle toujours vivante?
Neden hala hayatta?
Que fait-elle en vie?
- Derrick-T mi? O salak hala hayatta mı?
- Il est toujours en vie?
Keşke annem ve babam hala hayatta...
Je voudrais que papa et maman soient...
- Hala hayatta.
- Il vit encore.
Demek o hala hayatta?
- Maman! Elle vit toujours?
Eğer ben ve benim aptalca korkularım olmasaydı hala hayatta olurdun.
Sans moi et mes peurs stupides, vous seriez encore en vie.
Hala hayatta efendim.
Il est toujours en vie.
Veliaht Prens hala hayatta mı?
Le prince héritier est-il encore en vie?
Öyleyse, Prensin hala hayatta olduğunu ona söylememe izin verin.
Laissez-moi lui dire qu'il est en vie. Non.
Kızınızın hala hayatta olduğunu duydum.
On m'a dit que votre fille était toujours vivante.
Kızınızın hala hayatta olduğunu duydum.
J'ai entendu que votre fille était toujours vivante.
Gerçeği söyleseydin hala hayatta olabilirdi.
Elle serait encore vivante si vous nous aviez dit la vérité.
- Hala hayatta.
- Elle est vivante.
Fakat yapamadılar çünkü mesajı hala hayatta.
Mais ils n'ont pas réussi parce que... son message est encore vivant.
Üzücü olan hala hayatta olabilirdi, tabii kendi ambulansını çekmekte ısrar etmeseydi.
Il serait encore en vie s'il n'avait pas insisté pour tirer son ambulance.
Adı Allison Holmes'muş. Babası ve kardeşi hala hayatta. Bangor, Maine'de bir yerlerde.
Son père et son frère vivent encore à Bangor, dans le Maine.
Ve o hala hayatta.
Et il est encore vivant.
Paralel bir dünyadayız ve babam hala hayatta.
Un monde parallèle et mon père est toujours en vie.
Eğer ka... eğer kaçmama yardım etmemiş olsaydı, şuan hala hayatta olurdu.
S'il ne m'avait pas... s'il ne m'avait pas aidé à m'échapper, il serait encore en vie maintenant.
Eğer hala hayatta olsaydı Claire böyle düşünmezdi.
Claire verrait les choses différemment si elle était encore là.
Eğer eşiniz hala hayatta olsaydı siz de bu halde olmazdınız.
Et vous ne seriez pas l'homme que vous êtes aujourd'hui, si elle était encore là.
Paralel bir dünyadayız ve babam hala hayatta.
Un monde où mon père est toujours vivant.
Başka bir Pete Tyler'ın ve hala hayatta olan başka bir Jackie Tyler'ın olduğu dünyalar.
Des mondes avec un autre Pete Tyler. Et Jackie Tyler, toujours vivante.
Dünyama geri dönmek için bir şans var. Jackie Tyler hala hayatta olabilir.
Il y a une chance... dans mon monde... que Jackie Tyler soit toujours en vie.
- Yani hala hayatta mı?
- Elle est encore en vie?
Hala hayatta.
Elle est en vie.
Bu çocuk hala hayatta mı?
Ce garçon est toujours en vie?
Ama bildiğimiz kadarıyla, bu çocuk hala hayatta.
Exact. Mais pour autant que nous le sachions, ce garçon est encore en vie.
Hala hayatta olmanın tek sebebi, seni öldürmelerine izin vermemem.
Si tu es encore en vie, c'est parce que je les empêche de te tuer.
Yani Üçlü'nün hala hayatta olduklarını mı söylüyorsun?
La Triade était encore vivante?
Hala hayatta olduğumuza göre, başka hiç bir şey umurumda değil.
Du moment qu'on est vivantes, c'est tout ce qui compte.
Hala hayatta mı?
Elle est en vie?
Öğrenci kimlik kartları, herzaman heryerde takip edilebilir, tek yapmamız gereken kartı nerede kullandığını bulmak ve hala hayatta olduğunu ummak.
Le code d'identification des étudiants peut être tracé partout et à tout moment. Donc la seule chose que l'on a à faire est de trouver où elle l'a utilisée, et espèrer qu'elle est toujours en vie.
- Kız hala hayatta olabilir Jethro.
- Elle est peut-être encore vivante, Jethro.
Kody annesinin hala hayatta olduğuna inanıyor. Şuna baksana.
Kody croit que sa mère est encore vivante, regarde ça.
Hala hayatta olabilir.
Elle pourrait encore être vivante.
O kadar yüksekten düşünce nasıl hayatta kaldın hala bilmiyorum.
J'ai pas encore compris comment tu as survécu à la chute.
Hayatta kalan binlerce kişi hala evlerini baştan kurmaya çalışıyor... ve yaşamlarındaki bu süreç daha yıllarca devam edecek.
Des milliers de survivants tentent encore de reconstruire leurs foyers et leurs vies, et ce combat prendra encore bien des années.
Hala hayatta olabilir mi? - Bilmiyorum.
Je ne sais pas.
- Belki de kız kardeşin hala çölde bir yerde hayatta olabilir.
Votre sœur est peut-être encore en vie, chaque heure compte.
hala hayattayım 26
hala hayattasın 17
hayatta 78
hayattayım 45
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatta kalmak için 17
hayatta kalmak 22
hayatta kal 17
hayattayız 24
hala hayattasın 17
hayatta 78
hayattayım 45
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatta kalmak için 17
hayatta kalmak 22
hayatta kal 17
hayattayız 24
hayatta mı 23
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41