English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Hey bak

Hey bak Çeviri Fransızca

3,979 parallel translation
Aranızdan bazıları, en iyi arkadaşlarım ve beni ilkokulda suç işlediğimizden beri tanıyorsunuz. Hey bak, kıkır kıkır gülüp durma, tamam mı?
Y en a qui nous connaissent depuis notre plus jeune âge pour avoir été les pires terreurs de l'école.
Hey bak bir noktayı kaçırdın.
T'as oublié là. Sens mon doigt.
Hey şuna bir bak.
Regarde-moi. Ralentis un peu.
Hey, Theo, şuraya bak.
Theo, regarde qui voilà.
Hey, bana bak.
Hé, regarde-moi.
- Hey, Jill. Bak, bir süre kalacak yere ihtiyacım var.
Uh, écoute, je, j'ai besoin d'un endroit où rester un petit moment.
Hey, bak, Cam, Sana gerçeği söylüyorum, bir telefon görüşmesi oldu.
Je te le dis tout net : c'est le coup de fil.
Hey, bak, Lloyd. Anlamıyorsun.
Regarde, Lloyd, tu dois entendre une chose.
Hey, şuna bak.
Eh, regarde.
Hey, gel buraya şuraya bak
Eh, venez voir. Regardez ça.
Üçüncüsü de... Bana bak!
Et troisièmement... hey!
Bak ne diyorum...
Hey, tu sais...
Hey, buraya bak doktor.
Oh là, doucement, M. le docteur.
Hey, bak, şimdi Hagan'ı ölürebileceğini düşünüp düşünmediğimi merak etmiyor musun?
Écoute, là, tu te demandes si je te crois capable de tuer Hagan.
- Bana bak sen!
Hey! Qu'est ce que tu fais?
Bak, sana karşı dürüst olacağım işin pek fazla cazibesi yok.
Hey, écoute, je vais être franc, Il n'y a pas vraiment de glamour dans le métier.
Bak Tyler, hiç hoş değil bu.
Hey, Tyler, c'est pas cool.
Bana bak.
Hey, regarde-moi.
Hey, şuna bak.
Hey, regarde ça.
Bak ne buldum.
Hey, regarde ça.
Hey, şuna bakın.
Hey, recherche ce que tu peux sur elle.
Hey, dostum. Şuna bak.
Regarde ça, mon pote.
Hey, hey- - Bak, Üzgünüm.
Je suis désolé.
Hey, bak ne bulmuşsun.
Qu'est ce que t'as trouvé?
Hey, bak ben...
Écoute...
Bak, zor olduğunu biliyorum.
Hey, écoute Je sais que c'est dur
Bak Elena.
hey, écoute, Elena.
Şuna bak Timberlake.
Hey, vise moi ça - - Timberlake.
Şuna bak.
Hey, regarde ça.
Canlılar üzerinde korkunç bir etkisi var Hey, Zoidberg, Langdon Cobb'ın bu fotoğrafına bak.
Hey, Zoidberg, regardes cette phtoto de Langdon Cobb.
Hey, bak... o geri geldi...
Hé, regarde... Il est de nouveau de retour.
Hey, bak şuraya. Eski bir yarak kafalı varmış.
Regarde-moi cette vieille bite fripée.
Bana bakıp, "June, hey... seni görüyoruz ve teşekkür ediyoruz" demek! ?
"June, hey, on te voit, on te voit, et merci"?
Bak ne buldum.
Hey, regarde ce que j'ai trouvé.
Hey Bones, şu kemiğe bak.
Bones, regarde cet os.
Hey baba, bak!
Papa! Regarde!
Hey, bak!
Regarde!
Hey, şuna bir bak.
Regardez ça.
Hey Kevin, bak, bak, bunu anladım.
Kevin, j'ai tout compris.
Şuna bakın
Hey, regardez ça!
Şimdi, Gus, araştırmanın bu bölümünde sana bakar ve "hey, Gus, kötü adamlarla yüzleşmeliyiz, evlat." derdim sen de bana bakıp, "olmaz Shawn, kötü adamlarla yüzleşemem, polisi aramalıyız, çocuk." derdin.
Maintenant, Gus, c'est généralement une part de l'enquête où je te regarde et que je dis : "Yo, Gus, yo, nous devons aller affronter les méchants, fiston." Et tu me regardes aussi et tu me dis : " Non, Shawn.
Her şey yolunda bak.
Hey, tout va bien.
Bak, beni dinle.
Hey. Ecoute-moi.
Bak, Trotsky, reklam işinin içindesin.
Hey, Trotski, tu fais de la pub.
- Hey, bakıyorsun! - Bakmıyorum.
- Hé, tu regardes!
Hey çocuklar bakın, küçük hırsız gelmiş.
- Hé! Regardez, les gars, y a le petit voleur.
Hey! Hey, bana bak!
Hé!
Hey, Harper. Yeah, ben de şimdi resimlere bakıyordum.
Hey Harper, Oui je regarde les concepts maintenant.
Hey, bakın Mel Burke burada.
hé, c'est Mel Burke
Hey, bak.
Regarde.
- Hey. Tamam, bak.
- Hey, c'est bon, écoutez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]