English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Küçük kardeşim

Küçük kardeşim Çeviri Fransızca

1,081 parallel translation
Ölemezsin, küçük kardeşim.
Tu peux pas mourir, p tite soeur.
Küçük kardeşim patlamak üzere olan bir keneye benzemişti.
Mon frère semblait sur le point d'exploser.
Küçük kardeşim isteyerek yemek yemeyeli üç yılı olmuştu.
Mon petit frère n'avait pas mangé de son plein gré depuis trois ans.
küçük kardeşim?
Pigé, petit frère?
- Küçük kardeşim, Mortimer.
- Voici mon petit frère Mortimer. - Hé!
Senin hep tuhaf olduğunu söylerlerdi. Küçük kardeşim, bile.
On disait que tu étais bizarre, même mon petit frère.
Benim küçük kardeşim.
C'est mon petit frère.
Bu da küçük kardeşim Sherlock.
Et voici mon frère cadet Sherlock.
küçük kardeşim, bu hafta... kolunu mikrodalgaya sıkıştırdı ve... büyükannem asit döktü ve çıldırdı... ve penguenlerle dolu bir okul otobüsünü kaçırdı.
Ma grand-mère a pris du LSD et a disjoncté et a détourné un car plein de pingouins.
Hiçbir şeyi çalışmıyor. Küçük kardeşim, ev eşyalarından bir uzay gemisi yapmaya çalışıyor. Elektrik süpürgesi ve blendırdan.
Mon frère s'amuse à construire une navette spatiale.
Küçük kardeşim nasıl?
Comment va le petit frère?
Gel June. - Bu küçük kardeşim Bud.
- Mon grand petit frère, Bud.
- Gümrük Şube ) Çok isterdim ama küçük kardeşim Tico'yu izlemeye gitmem lazım. ( Çavuş Dedektif Frank Ariola
Je dois voir mon petit frère...
Benim küçük kardeşim, penitenziagite.
Penitenziagite.
Küçük kardeşim Bubba ile ben her akşam seni dinliyoruz.
Mon petit frère Bubba et moi, on vous écoute tous les soirs.
Küçük kardeşim de hiç olmadı. Dadılık yapmadım ve çocuklara karşı doğal bir yeteneğim yok.
Je n'ai ni frère ni soeur, et n'ai jamais gardé d'enfants.
- Küçük kardeşim.
Mon jeune frère.
- Şimdi ne var, küçük kardeşim?
- Quoi, petit frère?
Küçük kardeşim hala annemle yaşıyor. Bu hafta hariç.
Mon petit frère vit toujours avec ma mère.
Bayım, küçük kardeşim Main Sokağı'ndaki sinemada.
Monsieur, mon petit frére est au cinéma à Main Street.
Küçük kardeşim Roberto'yu hatırlıyor musun?
Tu te rappelles de mon petit frère, Roberto? - Bonjour.
Özel bir mesele! Bu Peret için! - O küçük kardeşim için!
Pour Peret, mon petit frangin
Küçük kardeşim, bugün sana acı çektirdim.
Petit Frère. Je t'ai fait souffrir aujourd'hui.
Ve 88 tuş çaprazımda ise küçük kardeşim Jack var.
À 88 notes de moi, mon petit frère Jack.
Ve hayır, çift görmüyorsunuz, yanımdaki küçük kardeşim Jack.
Vous ne voyez pas double. C'est mon petit frère.
Sağımdaki adamı tanıyorsunuz, küçük kardeşim Jack.
Et le garçon à ma droite, c'est mon petit frère Jack.
Küçük kardeşim Jack. Çok hareketli.
Et... je t'ai, toi, mon frérot!
Bu yüzden bana saygınlıktan söz etme küçük kardeşim.
Alors ne me parle pas de dignité.
Ben olmasaydım küçük kardeşim, bir kamyonun arkasında birkaç sent için çalıyor olacaktın.
Sans moi, tu jouerais pour 3 sous à l'arrière d'un camion.
Beni dert etme, buna senin olduğu gibi benim de ihtiyacım yok, küçük kardeşim.
Et t'en fais pas pour moi! J'en ai pas plus besoin que toi, de tout ça.
- Kim seni yemek istiyor küçük kardeşim?
Qui voulait te manger, petit frère?
İş seyahatimde, Stanley'i alacağım küçük kardeşim.
Pendant mon voyage d'affaire, j'irai chercher un petit frère pour Stanley.
- Ve posteri de küçük kardeşim Darren hazırlayacak.
Mon frère fera une banderole.
Ona baktığımda o küçük oğlanı görüyorum. Oyuncak tabancası belinde. Küçük kardeşim.
Je le regarde... et je vois ce petit garçon... avec ses revolvers en plastique... mon petit frère.
Küçük kardeşim, kimse bundan daha fazlasını veremez.
Ma chère sœur... personne ne saurait être plus généreux.
Bazı yazlar kampa giderdik. Küçük kardeşim, ben ve annem.
Tous les étés, on avait droit aux pique-niques ma mère, mon petit frère et moi.
.. küçük kardeşim.
Mon frangin.
Neşelen küçük kardeşim. Bu gece eğleneceğiz.
Souris un peu, petite sœur, on va s'amuser ce soir.
Hey küçük kardeşim, Snyder bu akşam gelecek.
Snyder ne vient pas ce soir.
Detroit Red Wings'den Bitti küçük kardeşim.
Les Red Wings de Detroit. C'est fini. Fais-toi à l'idée.
Küçük kardeşim.
Ma petite soeur.
- Piyango mu çıktı? Küçük bir kutlama. Sanırım, kardeşim bir anlaşma yaptı, beraber iş yapacağız.
Non, mon frère a traité une grosse affaire et on s'associe
Ve küçük kız kardeşim... lösemiden öldü. Çok yakındık çünkü küçük yaşta yetim kalmıştık.
Puis ma petite soeur est morte de la leucémie.
Küçük bir kardeşim olmasını istiyorum.
J'aimerais bien avoir un petit frère, moi.
Benim küçük kız kardeşim!
Oh, ma petite sœur!
Küçük erkek kardeşim doğduğunda ise bir anda babamın göz bebeği konumuna gelmişti, bilemiyorum.
Quand mon petit frère est né, il est devenu le préféré de mon père.
Küçük kız kardeşim meyve suyu kabımda mı?
Ma sœur est dans mon jus de pomme?
Küçük kardeşim gibidir!
C'est mon cadet.
Küçük kız kardeşim doğmuştu.
Une petite soeur était née.
Bu, Suzukichi... en küçük erkek kardeşim.
Celui-ci, Suzukichi, Ie benjamin.
Yanı küçük kardeşim meteliksiz bir piliçle mi takılıyor?
- Une secréraire?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]